Zekeriya Say
Zekeriya Say
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Uykusuzluktan kan çanağına dönmüş o gözleri unutmayacağız!

GİRİŞ 19.03.2020 GÜNCELLEME 19.03.2020 YAZARLAR

3 Mart 1992’de, Zonguldak Kozlu’da meydana gelen ve Türkiye kömür madenciliği tarihinin en büyük facialarından biri olan “grizu patlamasında” 263 işçi yanarak can vermişti.

Türkiye kömür madenciliği tarihinin en büyük facialarından biri olan bu meşum hadiseden sonra, dönemin koalisyon hükümeti Başbakanı Süleyman Demirel ile Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve Enerji Bakanı Ersin Faralyalı, olay yerine gitmek şöyle dursun... 

“Ocak’ta yangın söndürülemiyor, kömürümüz heba oluyor” diyerek, yangını söndürmek için madenin kapısına duvarlar ördürmüştü.

Madende mahsur kalan yüz elliden fazla işçinin cesedine ise ancak 5 yıl sonra ulaşılmıştı. Bununla yetinmeyen hükümet, “tazminat” olarak da ölen işçilerin yerine aynı aileden bir kişiye madende çalışma imkânı verimişti.

Faciadan 6 gün sonra, “Koalisyon bozulursa iç savaş çıkar” diyen SHP lideri Erdal İnönü, böylece kendi koltuğunu 263 işçinin hayatından daha çok önemsediğini açıkça beyan etmişti.

*

Bu elim faciadan bir yıl sonra 28 Nisan 1993’te, Ümraniye Hekimbaşı çöplüğünde metan gazı sıkışması sonucu meydana gelen patlamada binlerce tonluk çöp yığını gecekonduların üzerini örtüp 39 kişiyi öldürdüğünde, iktidarda yine DYP-SHP koalisyonu vardı. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ümraniye Belediyesini elinde bulunduran SHP lideri Erdal İnönü, bu kez olay yerine gelmiş fakat bir süre kurtarma çalışmalarını izlemekle yetinmişti, o kadar.

*

17 Ağustos 1999 depreminde ise bırakın hükümet üyelerinin anında olay yerine koşmasını, yardımcıları “Başbakan Ecevit’i uyandırmaya” dahi kıyamamışlardı.

*

Koalisyonların tarihe karıştığı 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra da ülkemizde benzer felaketler yaşandı fakat hiçbirinde hükümet üyeleri eski liderler gibi olaylara kayıtsız kalmadılar.

2011’deki Van Depremini hatırlayın.

Yurtdışından getirilen soğuğa dayanıklı betonlarla depremzedelerin konutları nasıl bir an önce bitirildi ve hak sahiplerine teslim edildi.

Hele 2014 yılında, 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma’daki maden kazasına ne demeli?

Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, madendeki son işçinin cesedi çıkarılan kadar, çalışma koltuğundaki iki saatlik uykuyla ve kan çanağına dönmüş gözlerle takip etti, kurtarma çalışmalarını.

*

Elâzığ depremi, hakeza…

Ekrem İmamoğlu, CHP adına geldiği Elazığ’da biraz oyalandıktan sonra kayak keyfi için Palandöken’de giderken…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, vefat eden amcası Hanefi Kurum’u apar topar defnettikten sonra Elazığ’a resmen kamp kurdu.

İşçileri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile birlikte o da kan çanağına dönmüş gözlerle takip etti, kurtarma çalışmalarını.

Yetmedi, provokatörler “Nerde bu devlet, nerde hükümet” diye ortalığı karıştırmaya çalışırken, o tek kelime Türkçe bilmeyen Fatma teyze ile engelli kızının gönlünü bir nebze olsun ferahlatmaya çalışıyordu.

*

Son olarak dünyayı kasıp kavuran, ülkemizde ise yüz civarına kişiye bulaşan ve bir kişinin de yaşamına mal olan Koronavirüs (Covid-19) salgını, bir kez daha Başkan Erdoğan liderliğindeki Ak Parti iktidarının nasıl bir gayretle çalıştığını gözler önüne serdi.

Elazığ depreminde milletin takdirini kazanan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs ile girdiği amansız mücadelesiyle resmen Türk halkının gönlünde taht kurdu.

Şu sıralar sosyal medyada en çok;

“Uykusuzluktan kan çanağına dönmüş Fahrettin Koca’nın gözlerini asla unutmayacağız!” cümlesi paylaşılıyor.

Bu cümle dahi tek başına sayın bakanın ortaya koyduğu özveriyi ve gayreti özetlemeye yetiyor.

*

Şimdi birileri, “Ne yani eski bakanların gözleri hiç mi kan çanağına dönmemişti” diyerek bana itiraz edecektir.

Evet, dönmüş.

Mesela, eski sağlık bakanlarından Yıldırım Aktuna’nın da gözleri “kan çanağına” dönmüş. 

Nasıl mı?

1998 yılında Hülya Avşar Show’a katılan Aktuna ile programın diğer konuğu şarkıcı Ajda Pekkan’a çekimler sırasında âşık olmuş.

Sonrasında, Ajda Pekkan sık sık sevgilisi Aktuna’yı verdiği konserlerde ağırlamaya başlamış. 

Haliyle eski Sağlık Bakanı da İstanbul’da geçirdiği uykusuz gecelerin ardından kan çanağına dönen gözlerle katıldığı Meclis çalışmalarında sık sık esnemekten bir türlü hizmet etmeye fırsat bulamamış.

*

Sadede gelecek olursam…

Sebebi ne olursa olsun, bu millet uykusuzluktan kan çanağına dönmüş gözleri kolay kolay unutmaz!

YENİ AKİT GAZETESİ

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL