Geçtiğimiz haftaki yazıda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde, SSK Okmeydanı Hastanesi’nde tedavi gördüğü sırada cinsel istismara uğrayan Nagihan Erdemir’in trajik hikâyesine yer vermiş, Erdemir’in tanınmamak için örtünmek zorunda kaldığına dikkat çekmiştim.

Bu hafta, 28 Şubat sürecindeCHP lideri Kılıçdaroğlu’nun emrinde olan SSK hastanelerinde başörtülülere karşı terör estiren “militan” başhekimlerden bahsetmek istiyorum…

Malumunuz, 28 Şubat post modern darbesinin tek hedefi Müslümanlardı.

28 Şubat denildiğinde akla gelen ilk manzara, okul kapılarında bekletilen başörtülülerin o can yakan hali olsa da tüm kamu kurumlarındaki mütedeyyin insanlar, laikçi zulümden kendilerine düşen payı ziyadesiyle alıyordu.

Bugünlerde “Başörtüsü yasağını biz kaldırdık” diye övünen Kemal Bey, o günlerde Fatma Avcı ve Fatma Şahan adlı iki başörtülünün atanmasını ancak başlarını açtıktan sonra onaylarken, emrindeki hastanelerin başhekimleri de Kılıçdaroğlu’ndan aşağı kalmıyorlardı. 

Örneğin, Nagihan Erdemir tecavüze uğradığında kılını kıpırdatmayan dönemin SSK Okmeydanı Hastanesi Başhekimi Dursun Akdemir, 5 diyetisyen uzmana ihtiyaç duyulan bölümün işlerini 2 yıl boyunca tek başına yürüten Fatma Arslan adlı diyetisyeni sırf başörtülü olduğu için görevden almıştı.

Bir hastanın bir günde tam 4 bin 303 kez muayene(!) edilmesine göz yuman SSK hastanelerinin militan başhekimleri, başörtülü öğrencilere staj imkânı bile tanımıyorlardı.

Karaelmas Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu’nda eğitim gören başörtülü hemşire adaylarına karşı despotça tavır takınan SSK Zonguldak Bölge Hastanesi Başhekim Dr. Nevzat Ocakçı…

5 kere görevden alındığı halde “iç emre göre hareket ettiği”nisöyleyerek 12 başörtülü hemşireye “başınızı açın” dayatmasında bulunan SSK Kırıkkale Hastanesi Başhekimi Murat Kahraman. Başörtülü hemşireleri sürgüne gönderen Erzurum SSK Hastanesi Başhekimi Recep Almacı…

Başörtülü memureler Gülay Ericek ile Emine Gençtürk’e zulüm üstüne zulüm uygulayan SSK Turgutlu Hastanesi’nin yolsuzluktan sabıkalı Başhekimi M. Kaplan Erol…

Postal sevdalısı başhekimden yalnızca birkaçıydı. Devlet hastaneleri de pek farklı değildi. Giresun Doğum Hastanesi Başhekimi Mete Özgün. Ankara Hastanesi Başhekimi Demokan Erol…

16 hemşireyi başörtülü oldukları gerekçesiyle devlet memurluğundan atan, Zübeyde Emir adlı hemşireye 8 ay boyunca hayvan laboratuvarında, hayvanların ameliyat edildiği aletleri temizlettiren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Erdal Çetinalp. Malatya İnönü Üniversitesi T. Özal Tıp Fakültesi Başhekimi Fatih Hilmioğlu. İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Selçuk Köksal. Cüzzam hastalarının tedavi gördüğü Bakırköy Lepra Hastanesi’nin yolsuzluklarıyla ünlü örtü düşmanı başhekimi Türkan Saylan… 

“O, eski çağlarda geçerliydi. Günümüzde ise başörtüsü köylerde ve geri kalmış küçük ülkelerde kullanılıyor” diyerek stajyer öğrencileri örtüleri yüzünden hastaneden kovan Gebze Devlet Hastanesi eski Başhekimi Savaş Aydın… 

Ve! Verem hastası bir kadını, sırf “çarşaflı” olduğu için Heybeliada Sanatoryumu’ndan kovan ve “Hastanemi, tekkeye dönüştürmem!” diyerek meydan okuyan başhekim Bülent Arman. Zulümde yarışan başhekimlerden yalnızca birkaçıydı..

Hamdolsun o günler geride kaldı. O süreçte baskı altında eğitim gören tıp öğrencileri bugün o koltuklardan hem sağlık dağıtıyorlar hem de “İHL mezunu doktor nasıl olurmuş” herkese ispatlıyorlar. Bunlardan biri de Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hüseyin Şaşkın…

Hüseyin Beyle muhabirimiz Harun Sekmen’le yaptığı röportaj sırasında tanıştık.

İlkokulu Tokat’ta okuyan Doç.Dr. Hüseyin Şaşkın, ortaokul ve lise eğitimini İzmit İmam Hatip Lisesi’nde tamamlamış.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra da mesleğe adım atmış.

Kendisi kalp cerrahı. Başhekim olduktan sonra kolaycılığa kaçıp ameliyatlara ara vermemiş. Yıllık ortalama 400 kalbe şifa olmaya çalışıyormuş.

2017 yılında yılın sağlıkçısı ödülüne layık görülen Hüseyin Şaşkın’a Anadolu’nun her köşesinden ekonomik durumu kötü hastalar gelip dua almasına vesile oluyorlarmış. Başhekimliği mi?

O, yaptığı hizmetleri saydı ben yoruldum.

Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi onun döneminde anne ve bebek dostu unvanını almış ve bunu üst üste 4 yıl devam ettiren ilk eğitim ve araştırma hastanesi olmuş.

Hastanenin, bölgede böbrek nakli yapılan tek merkez haline gelmesini, kornea nakli yapılmaya başlanmasını, referans yenidoğan işitme merkezi unvanı almasını, kalp merkezi özelliği olan hastane unvanını, onkoloji merkezi olmalarını anlatırken, tevazu dolu bir edayla;

“Şükürler olsun bizim dönemimizde gerçekleşti” diyerek aktardı. Hüseyin Bey, hastanenin ciddi şekilde ihtiyaç duyduğu bay ve bayan mescidini ise hayırseverlerin desteğiyle yaptırmış. 

Kökü dışarıda oluşumlardan olan Rotary’nin yaptırdığı atıl haldeki binayı bile yıktırmak yerine onararak arşiv binası yapmış. Kapısını şifa arayan her türlü düşünceden vatandaşa sonuna kadar aralayan Hüseyin Bey’e, 28 Şubat’ta yaşadıklarını sordum.

“Başhekimin odasına girmekten bile korkardık” dedi. Birlikte güldük…

Tabii ki darbecilerin acınası haline…

Yeniakit