Bir türlü geride bırakamadığımız tartışma: Andımız!
Eski Milli Eğitim Bakanlarından Reşit Galip’in kendi çocukları için yazdığı, akabinde tek-tip insan yetiştiren dönemin faşist rejimlerinden esinlenerek 23 Nisan 1933’ten sonra 80 yıl boyunca tüm öğrencilere zorla dayatılan “andımız” okutulması uygulamasına 2013’te son verildi. 2018 yılında, Danıştay 8. Dairesi’nin, yönetmeliği kaldıran hükümleri iptal etmesiyle metin yeniden tartışmalı hale geldi. Zillet İttifakı tıpkı şimdi olduğu gibi 2018’de de Danıştay’ın kararına “can simidi” gibi dört elle sarılmış, Cumhur İttifakı’nı parçalamak için çok uğraşmıştı.
Bu kez MHP lideri Devlet Bahçeli erken davranarak, “HDP’li bölücülerin fezlekelerinin TBMM’ye gönderilip milli dayanışma şuurunun çelikleştiği bugünlerde ‘Öğrenci Andı’ kararı pimi çekilmiş bir bombadır” diyerek muhalefetin taarruzunu boşa çıkardı.
*
Esasında, CHP’li Reşit Galip’in kendi kızları için yazdığı hoşuna gidince de aynı gün Çankaya Köşkü’ne giderek Atatürk’e onaylattığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 Mayıs 1933’te, Talim Terbiye Kurulu’nun 101 sayılı kararı ile uygulamaya koyduğu metin bile aslını koruyamadı. Orijinal metin 1972 yılında değiştirilip; “budunumu” kelimesi “milletimi” yapıldı. “Türküm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayan cümle ile en sonda yer alan “‘Ne mutlu Türküm diyene” ifadesi aynı yıl eklendi. 28 Şubat sürecinin yaşandığı 1997 yılında ise, “yasam” yerine “ilkem” kelimesi getirilmesi getirilerek metin son halini aldı.
Fakat yine de bir şey değişmedi.
Zira kahir ekseriyeti “mücerret” yani soyut kelimelerden oluşan andımızı okuyan 12-13 yaş altı çocuklar, yalnızca somut düşünebildikleri için zorla okudukları o metni hiçbir zaman anlayamadılar. Andımızda yer alan, “İlkem, ülküm, yasam” gibi kelimelerin ne manaya geldiğini tam olarak idrak edemediler.
Hasılı!.. Mesleği insanları yaşatmak olan fakat hiçbir hukuk bilgisi olmadığı halde sırf resmi ideolojiye en uygun kişilerden biri olduğu için 34 yaşında İstiklal Mahkemesi kürsüsüne oturarak binlerce kişinin idamına onay veren, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele gibi İstiklal Harbi kahramanlarını yargılayan Reşit Galip’in yazdığı “Andımız”ın bugüne kadar kimseye faydası olmadı.
Fakat çok zararı dokundu.
Bazı ilkokul öğrencileri, sırf andımızı okurken dilleri sürçtü diye çok ağır bedeller ödemek zorunda kaldı. Kimileri ise yaşadıkları şehrin avantajından faydalanarak kolaylıkla bu badireyi atlattı.
Örneğin, Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kazancı Köyü’nde yaşanan bir olay, Türkiye’deki çifte standardı açıkça gözler önüne serecekti.
15 Kasım 2002, Cuma gününün sabahı Kazancı İlköğretim Okulu’nda öğrencilere “Andımızı” okutan, kendisi de bir Kürt olan B.A; “Ne mutlu Türküm diyene!” yerine “Ne mutlu Kürdüm diyene!” der demez kâbus dolu günler başladı. Anında harekete geçen Okul Müdürü Cemil Özer, B.A.’yı derhal “müdür odası”na alıp, ondan andı bir kez daha okuması istedi.
B.A bu kez doğru okusa da laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Müdür, çocuğun babasını çağırtıp, ‘Okulda bölücü çete faaliyeti yürütüyorsunuz. Sizi perişan ederim’ diyerek elinde bulunan su borusunu gösterip, ‘Bu boruyu sana sokarım’ diyerek babayı tehdit etti. Ardından Bismil Cumhuriyet Savcılığı suç duyurusunda bulundu.12 yaşındaki öğrenci için, “TCK’nın 312. Maddesi” uyarınca Diyarbakır 3 Nolu DGM’de dava açıldı. “Halkı bölge ve ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla 3 yıl hapsi istendi.
Yalnızca çocuklar mağdur olmadı.
80 yıl boyunca, içtima düzenine sokulmuş ilkokul öğrencilerine ezberletilip, zorla okutulan “Andımız” yetişkinleri de mağdur etti.
12 Eylül darbesinden sonra o dönem MHP yöneticisi olduğu için tutuklanan Yaşar Okuyan, ailesiyle görüşmeye götüren çavuşun emriyle Andımızı hançeresini yırtarcasına bağırarak okumuştu. Onun bu halini gören kızı ise babası için ağlamıştı.
*
Ezcümle:
Danıştay’ın 2018’deki kararının ardından “Andımız” tartışmaları yeniden başladığında, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir AK Parti grup toplantısında;
Andımız için, “Geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013’te bunu çözmüştük” demişti. Geçmişte yaşananları ve muhalefetin şimdiki tavrını gördüğümde, 2013’te değilse bile bari 2018’de geride bırakabilseydik diye hayıflanmadım desem yalan söylemiş olurum!
Zekeriya Say / Yeni Akit Gazetesi
-
dede korkut 4 yıl önce Şikayet Etbeş yıl her gün andımız okuyan kaç hain ismi saymamızı isterler???Beğen