Türkiye’nin, ‘cumhurbaşkanlığı seçimi’ nedeniyle çok gerilimli bir dönemden geçtiği 2007 yılının Haziran ayında, ABD’deki Hudson Düşünce Enstitüsü’nde kan donduran bir felaket senaryosu ele alınmıştı. Sözde Türkiye’yi Irak savaşına çekmek için oynanacak senaryoda, dönemin “Anayasa Mahkemesi Başkanı’na suikast” düzenlenmesinin yanı sıra “Beyoğlu’nda 50 kişinin öldürüleceği” bir saldırıdan bahsedilmişti. Seçimden bir ay önce gündeme bomba gibi düşen bu dehşet senaryosu uzun süre konuşulmuştu.

*

12 Haziran 2011'deki seçim sürecinde ise terör planı senaryo aşamasını geçerek bizatihi sahnelenmişti. Seçim günü yaklaştıkça eylemler artmış, 200 günlük süre içerisinde 73 tanesi bombalı,  135'i Molotof atma ve araç kundaklama olayları olmak üzere tam 297 eylem kayda geçmişti. Savcılık, seçimi provoke etmeyi amaçlayan eylem kararlarının KCK'nın kent meclislerinde alındığını ses kayıtlarıyla tespit etmişti.

*

İki kez sandık başına gidilen 2015 yılı ise Türkiye’nin en kanlı seçim döneminin yaşandığı yıl olmuştu.

7 Haziran’da 2015 seçimlerinden 2 gün önce, HDP’nin Diyarbakır mitingi sırasında meydana gelen bombalı saldırıda 4 kişi ölmüş,  200’den fazla kişi de yaralanmıştı. Diyarbakır’da patlayan bombaların ardından HDP, paralel medyanın desteklediği mağdur edebiyatıyla 7 Haziran’da yüzde %13,1’le barajı aşmış ve 80 gibi rekor sayıda vekil çıkarmıştı.

Bombalı saldırılardaki ölümlerden pişmanlık duyduğunu söyleyerek kendi rızasıyla Jandarma’ya teslim olan PKK üyesi 18 yaşındaki itirafçı D.B ise, Diyarbakır saldırısını terör örgütü PKK’nın yaptığını belirterek, “Bomba patladıktan sonra örgüt liderleri, ‘artık seçimler garanti. Bizim işimiz kolaylaştı’ diyerek sevindi” şeklinde ifade vermişti. HDP ve PKK ise bu ifadeleri tekzip etme gereği bile duymadı.Ayrıca, HDP mitingine bomba koyan ‘Orhan G.’ adlı terörist de talimatı Kanada ve İngiliz istihbaratına çalışan DEAŞ’lı İlhan B.'den aldığı ifade ederek, terör örgütleri arasındaki kanlı işbirliğini deşifre etmişti.

*

7 Haziran seçimlerinde yüzde 40,9 oy alan Ahmet Davutoğlu’nun hükümet kuramaması ve Başkan Erdoğan’ın 1 Kasım’da erken seçim kararı alması sonrası kirli eller yeniden terör kartını devreye soktu.

FETÖ’nün emniyet ve TSK’da etkin olduğu bu dönemde çok sayıda kanlı saldırı gerçekleşti.

20 Temmuz 2015'te, Şanlıurfa Suruç'ta düzenlenen bombalı intihar saldırısında 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı.

2 Ağustos 2015’te, PKK, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan Karabulak Jandarma Karakolu'na 2 ton bombayla intihar saldırısı düzenledi. İntihar saldırısında, 2 asker şehit oldu, 31 asker yaralandı.

10 Ağustos 2015’te, İstanbul Sultanbeyli'de, Fatih Polis Merkezi'ne bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Saldırının ardından çıkan çatışmada bir polis memuru şehit olurken, iki saldırgan öldürüldü.

Tam bu süreçte..

İngiliz Financial Times gazetesi, ‘HDP'nin PKK'dan tamamen bağımsız ve ayrı’ olduğunu yazdı. 10 Eylül 2015 tarihli bu haberi önemli kılan ise görüşlerine başvurulan Washington merkezli düşünce kuruluşu Woodrow Wilson’un Ortadoğu Programı Direktörü ve FETÖ’yle yakınlığıyla bilinen CIA ajanı Henri Barkey’in sözleri oldu.

Barkey skandal haberde, “Ya seçimlerden aynı sonuç çıkacak ya da şehirler havaya uçacak!” sözleriyle yaşanacakları önceden bildirdi.

Tam bir ay sonra da dediği gibi oldu.

10 Ekim 2015’te, Ankara Tren Garı'nın önünde, DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB ve HDP gibi malum yapıların düzenlediği sözde ‘Barış Mitingi’ne iki bomba ile saldırı düzenlendi. Türkiye’nin en kanlı saldırısı olarak tarihe geçen patlamada 95 kişi öldü, 177 kişi yaralandı.

Seçim’e 21 gün kala gerçekleşen kanlı saldırı sonrası, oylarında düşüş yaşansa da…

Henri Barkey’in dediği gibi, yüzde 10,49 oyla barajı kıl payı geçen HDP, 60 milletvekili ile Meclis’e girmeyi başardı.

*

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sath-ı mailine girdiğimiz bu süreçte de benzer bir kaos planının devreye sokulduğu görülüyor.

Terör örgütü PKK önce, 26 Eylül’de, Mersin Mezitli İlçesine bağlı Tece mahallesinde bulunan polisevine yönelik gerçekleştirdiği saldırıda çirkin ve kanlı yüzünü gösterdi.

Dün de, bu kez Taksim’de masum sivilleri hedef alan kan baronları, zaman ayarlı saldırıda 6 canımızı şehide edip, 81 sivili yaraladı.

Saldırıdan sonra ilginç detaylar ortaya çıktı.

Malumunuz, yakın zamanda ABD ve İngiltere’ye icazet seferleri düzenleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Ekim'de sosyal medya platformu Twitter’dan yayımladığı mesajında, "Kasım ayını bekleyin" demişti.

İngiltere makamları ise manidar bir zamanlama ile saldırıdan 3 gün önce, durduk yere Ankara ve İstanbul'da yaşayan vatandaşlarına terör saldırılarına yönelik bir ikazda bulunarak, "Teröristlerin Türkiye'de saldırılar düzenlemeye çalışması çok muhtemeldir" açıklaması yayımlamıştı.

*

Türk istihbarat dünyasının en önemli isimlerinden biri olan merhum Prof. Mahir Kaynak’ın, bu tür kaos eylemleriyle ilgili, “Faili bulmak için sonucun kime yaradığına bakın!” şeklinde muazzam bir formülü vardı.

Şimdi de bu ölçüyü baz alarak patlama sonrasında yapılan açıklamalara göz atalım…

ABD'den fonlanan Medyascope'un muhabirlerinden Mehmet Selçuk Ada, saldırıdan dakilar sonra Twitter hesabı üzerinden, "Seçim kampanyasını başlattılar!" paylaşımında bulundu.

Daha önce birçok provokasyona imza atan ve FETÖ’yle iltisakından dolayı cezaevinde kalan şarkıcı Atilla Taş ise İstiklal Caddesi'ndeki patlamayı iktidara mal ederek, ''Bu filmi daha önce de görmüştük sanki!'' şeklinde kirli bir provokasyona soyundu.

CHP'nin fonladığı Halk TV'ye bağlanan gazeteci Timur Soykan da, "Normal bir seçim olmaz mı? 7 Haziran-1 Kasım arasındaki gibi, çok canımızın yanacağı, çok acı şeyler yaşayacağımız bir dönem olabilir" sözleriyle, AK Parti'yi hedef alan ifadeler kullandı.

HDP ise patlamadan derin acı ve üzüntü duydukları belirtilirken, saldırıyı kınamaması dikkatlerden kaçmadı.

*

Zillet paydaşları kirli algı operasyonunu tam gaz sürdürürken, İçişleri Bakanı Soylu,  İstiklal'deki patlamaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bombayı bırakan kişinin gözaltına alındığını ve elde ettikleri bulgular çerçevesinde saldırının failinin PKK/PYD terör örgütü" olduğunu söyledi.

Başkan Erdoğan da saldırı sonrası yaptığı açıklamada “olayın terör kaynaklı olduğunu” ifade ederek, “Türkiye’yi ve Türk millerini terörle teslim alma çabaları dün olduğu gibi bugün ve yarın da hedefine ulaşamayacaktır” diyerek, olayın tüm yönleriyle araştırıldığını ve arkasındaki tüm unsurların ortaya çıkarılarak hak ettikleri şekilde cezalandırılacağını ifade etti.

*

Terörle etkin ve kararlı şekilde mücadele eden devletimiz elbette bu olayın da üstesinden gelecektir. Bunda hiç kimsenin kuşkusu yok. Fakat bu kez toplumun daha duyarlı olması gerekiyor. Her seçim öncesi PKK ve küresel efendileri ile yerli işbirlikçileri tarafından yeniden devreye sokulan kanlı senaryoyu bu kez sandıkta, faillerinin başına geçirmemiz gerekiyor. Aksi halde, kan baronlarına seçim kazandıran bu kanlı senaryoyu her seçimde izlemek zorunda kalırız!