Gençler, Ecevit’in paltosunu da bilmez!
Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarı, göreve geldiği 20 yılda bir yandan temel hak ve özgürlüklere vurulan prangaları kırarken, diğer yandan savunmadan sağlığa, tarımdan teknolojiye kadar her alanda hayal bile edilemeyecek hizmetlere imza atarak, Türkiye’ye çağ atlattı.
Tüm bu devasa adımları atan hükümet, bir taraftan da geçmiş dönem beceriksiz yönetimlerin ayıplarını temizlemeye çalıştı.
Önceki iktidarlardan devraldıkları 23,5 milyarlık IMF borcunu kapatan, Zorunlu Tasarruf Mevduatı adı altında yapılan ve koalisyon hükümetleri tarafından hortumculara peşkeş çekilen 14,5 milyarlık kesintileri hak sahiplerine iade eden, 1987-1995 yılları arasında çalışan 6 milyon vatandaştan yapılan KEY kesintilerini farklarıyla birlikte sahiplerine ödeyen, elektrik faturalarından TRT payını kaldıran, KYK geri ödemelerinden alınan faizi silen, 3600 ek gösterge düzenlemesini getiren, emeklilere yılda iki ikramiye uygulamasını başlatan, asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldıran, sözleşmeli personele kadro veren Başkan Erdoğan ve arkadaşları…
Son olarak dönemin SSK müdürü Kemal Kılıçdaroğlu ile bugün CHP saflarında siyaset yapan Yaşar Okuyan’ın mağdur ettiği milyonlarca EYT’linin önündeki engelleri kaldırarak emekliliklerinin önünü açtı.
*
AK Parti iktidarı, geçmiş dönem sorumsuz siyasetçileri yüzünden adeta kangrene dönüşen sorunları bir bir çözerken, 80 yıl boyunca kayda değer hiçbir hizmeti olmayan CHP zihniyeti ise hükümetin icraatlarına çökmeye çalışıyor.
Bazı pişkinler hiç utanmadan, Başkan Erdoğan’ın talimatıyla elektrik faturalarından kaldırılan TRT payı, emeklilerin hesabına yatan bayram ikramiyeleri ve son olarak EYT düzenlemesi için Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek, CHP’yi parlatmaya çalışıyor.
Bazıları ise hala “yokluk-kıtlık-kuyruk” denildiğinde ilk akla gelen isim olan Bülent Ecevit’e pay çıkarmaya çalışıyor.
Daha önce, 9 Mayıs 2004’te Başkan Erdoğan tarafından temeli atılan ve 12 Mart 2019’ta hizmete alınan asrın projesi Marmaray’ı, ‘Ecevit’in yaptığını’ öne süren malum kafa…
Şimdi de benzer bir pişkinlik örneği sergileyerek Karadeniz’de bulunan ve bugünkü ekonomik değeri 1 trilyon dolar olarak hesaplanan 710 milyar metreküplük doğalgaz keşfinin de aslında Bülent Ecevit’in eseri olduğunu iddia ediyor.
“Milli enerji hamlesi” kapsamında 51 gemilik devasa bir enerji donanması kuran, sondaj çalışmalarıyla Akdeniz ve Karadeniz’i delik deşik eden AK Parti’nin çalışmalarını görmezden gelen fondaş bir yazar, geçenlerde hiç utanmadan, sıkılmadan,
“Gençler Ecevit’i bilmiyor. Onun diktiği fidan” diyerek, resmen Karadeniz’de bulunan gaza çöktü.
Tabii bunlar, “Alemi kör, milleti sersem, gençleri ise olandan bitenden habersiz” sanıyor ama millet olanın bitenin farkında…
Bilmeyenler varsa, onlara da ben anlatayım:
Rusya- Ukrayna savaşının ardından enerji darboğazına düşen Avrupalılar bugün evlerinde soğuktan nasıl tir tir titriyorsa…
Yükselen enerji fiyatlarına karşı alınan tasarruf önlemleri kapsamında Alman Federal Meclisi'ndeki vekiller toplantılara nasıl palto ve atkılarla katılıyorsa…
Fondaş medya tarafından “Doğalgaz Kahramanı” ilan edilen Bülent Ecevit zamanında, Türkiye aynı durumdaydı.
Mesela!..
1978’de kurulan “3. Ecevit Hükümeti”nde Deniz Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanıydı.
Ülkede büyük bir enerji krizi yaşanıyordu.
Devlet, bırakın petrol veya gaz bulmaya yönelik sondaj çalışmaları yapmayı, limanlara demirleyen petrol yüklü tankerlere dahi ödeme yapamıyordu.
Ödemeler yapılmadığından dolayı akaryakıtlar boşaltılmıyor, Türkiye’de petrol fiyatları zam rekorları kırıyor, gazeteler sık sık “24 saatlik petrol stoku” kaldığından bahsediyordu.
Başta Başbakan Bülent Ecevit olmak üzere tüm bakanlar ve personel, yakıtsızlık nedeniyle yakılamayan kaloriferler yüzünden bakanlıklarda buz gibi odalarda paltolarıyla oturuyor, ülke ekonomisini kurtarmaya çalışıyorlardı.
Gelen misafirlere ise içleri ısınsın diye “Kahve içer misiniz" sorusu bile sorulamıyordu.
Çünkü kahve de yoktu.
Bir keresinde, Marsilya’ya gitmekte olan akaryakıt yüklü bir tankerin dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Deniz Baykal’ın emriyle rotasını Türkiye’ye çevirdiği söylentisi çıkmış, CHP ve avaneleri sevince boğulmuştu.
Bunun söylentiden ibaret çıkması üzerine malum kesimin sevinci kursağında kalmıştı.
“Kilowat ile kilowatsaat arasındaki farkı bile bilmeyen” lise mezunu Ecevit yüzünden ülkede ışıklı geceler de hayal olmuştu..
Hükümet, elektrik tasarrufu için vatandaşı ampulleri söndürmeye ikna etmek için kampanya başlatmıştı.
Bu olumsuz durumun tesirinde kalan şarkıcılar daha sonra “Hep karanlık hep karanlık yeter artık” şeklinde şarkılar bestelemişti.
*
1978’deki krizi “münferit” bir durum olarak görenler için Ecevit’in son kez iktidara geldiği dönemde de ülkeyi benzer bir durumla karşı karşıya bıraktığını hatırlatmakta fayda var.
Bundan 22 yıl önce yaşanan doğalgaz kesintileri nedeniyle Başbakanlık Resmi Konutu'nun kaloriferleri tıpkı eskisi gibi yanmamaya…
Bakanlar, ülke için hayati kararların alındığı bakanlar kurulu toplantılarına yeniden paltolarla katılmaya başlamıştı.
Dönenim Başbakanı Bülent Ecevit’in ev sahipliğinde 30 Ocak 2000’de gerçekleşen bakanlar kurulu toplantısına tecrübeli DSP’liler paltolarıyla katılırken, devlete ve millete olan saygısından dolayı buz gibi odadaki toplantıya paltosuz katılan Devlet Bahçeli, ağır bir gribe yakalanarak yatağa düşmüş, ateşi 39 dereceye kadar yükselmişti.
*
Sonrası malum..
AK Parti geldi, kalorifer kazanları kaynamaya, ampuller ışıl ışıl yanmaya başladı.
-
Murat 1 yıl önce Şikayet EtÇok güzel bir yazı sayın yazar, tebrik ediyorum. Tıpkı: Atatürk yoktu düşman çoktu, Atatürk geldi düşmanı yendi tadında.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Kompataro 1 yıl önce Şikayet EtBaykuşlar bülbül kılığına girse de ferasetli mümin anlar..münafık kaybeder hazin bir şekildeBeğen Toplam 5 beğeni
-
Bekir Sağlam 1 yıl önce Şikayet EtAllah bu inkarcı, ve dansöz muhalefetten bu milleti kurtarsın ve korusun inşallah.Beğen Toplam 7 beğeni
-
Keşke bilmeseydik 1 yıl önce Şikayet EtKeşke biz de Ecevitin bizatihi kendisini bilmeseydik. O başbakandı. Sabah 7.30 ilçe kaymakamlığına "gaz yağı almak istiyorum, gereğini arzederim" diye dilekçe bırakıp kuyruğa giriyordum. O kuyruk da bir hafta sürüyordu. İlçeyi de ilçe başkanı bir odacı yönetiyordu. Rahmet dilemiyoruz. Deniz Baykal bir ara onun enerji bakanıydı. Flaş haber "Baykal yakıt yüklü bir gemiyi telsizle çağırdı". Yani yakıt geliyor sevin! Gitsinler de gelmesinler.Beğen Toplam 7 beğeni
-
İlhan 1 yıl önce Şikayet EtRahmetli Ecevit'in döneminide gördük mesut yılmaz Tansu Çiller Turgut Özal'ın döneminide gördük. Hep kriz hep kriz. Yazar kasa atılan anayasa kitapçığı fırlatıp deviliasyon yapıldığını nasıl unuturuz. Bugün bu ülkeyi Erdoğan'dan daha iyi yönetecek kimse yok. Bu da bir gerçekBeğen Toplam 7 beğeni