Zekeriya Say
Zekeriya Say
HABER7 YAZARI

Adın değil kibrin büyümüş Latif Abi!

GİRİŞ 16.06.2023 GÜNCELLEME 19.06.2023 YAZARLAR

Abdüllatif Şener…

Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde, 1954 yılında dünyaya geldi.

Babası Bedirhan Bey ile annesi Ayferat Hanım, 93 Harbi'nde Rus zulmünden kaçıp Sivas'a yerleşen sığınmacılardı.

TCDD'de “işçi” olarak çalışan babasını bir tren kazasında kaybeden Şener, ilk ve ortaokul yıllarında zor günler geçirdi. Ailesine destek için simit sattı.

Üniversitelerde anarşinin kol gezdiği yıllarda, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okumaya başladı.

Dini bütün bir çevrede büyüyen, namaz kılan, Necip Fazıl Kısakürek'in şiirlerini ezbere bilen Şener, meraklı ve öğrenmeye yatkın yapısı nedeniyle bu yıllarda hem biraz “Humeynici” oldu hem de Marksizm’i yakından tanıdı.

O güne kadarki düşüncelerini sorgulasa da, aslından kopmadı.

Üniversite yıllarından itibaren Milli Görüş içerisinde yer alarak Milli Selamet Partisi’nde siyaset yapmaya başladı. 1991 yılında, Refah Partisi’nden milletvekili seçildi. 1996’da kurulan Refah-Yol iktidarında Maliye Bakanı olarak görev aldı.

Erbakan Hoca’nın talimatıyla ‘Denk Bütçe’yi hazırladı.

Eşel-Mobil sistemiyle maaş zammı için çalışmalara yürüttü.

“Başörtüsü sorun olmaktan çıkmalıdır” diyerek, 28 Şubat cuntacılarına karşı esip gürledi.

O dönem Fazilet Partisi Kartal Belediye Başkanı olan Mehmet Sekmen’in, İçişleri Bakanlığınca görevinden alınmasına sert tepki göstererek, ''Gerekirse gök kubbeyi başlarına yıkarız'' sözleriyle, Mesut Yılmaz iktidarına medyan okudu.

Okuduğu şiirden dolayı hakkında 10 ay hapis cezası verilen İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkarak, ''Recep Tayyip Erdoğan ile sandıkta rekabet edemeyeceğini anlayan siyasi rakipleri, iktidar gücünden yararlanarak, elini-kolunu bağlamaya çalışmışlardır'' dedi

DSP zihniyetinin “statükocu” olduğunu söyleyen Şener, 1999’da Rusya gezisine hazırlanan Ecevit’i eleştirdi. Kundaktaki Çeçen bebeklerinin bile katledildiği bir dönemde gerçekleşecek bu ziyaretle “vahşete destek verilmiş olacak” diyerek , “Rusya’ya gitme Ecevit” kampanyası başlattı.

Daha sonra  “Yenilikçiler hareketi ”ne katıldı.

İlk iş olarak, yıllarca siyaset yaptığı, hatta Maliye Bakanlığı’na kadar yükseldiği “Milli Görüş” kadrolarını eleştirerek; “Refah Partisi’nde (RP) misafir gibiydim” dedi.

İsmail Müftüoğlu da buna cevaben kaleme aldığı bir yazısında, Milli görüşçülere yaklaşım tarzını son derece alaylı, acımasız ve tekebbürlü bulduğu Şener’i, “Zahmet çekmeden bakan olmanın bedelini, milli görüşçülere karşı, yenilikçi olmakla ödemektedir” diye eleştirdi.

“Aşka hudut çizilmiyor Mihribanım” şiiriyle tanınan şair Abdürrahim Karakoç ise, “Abdüllatif Şener beyin kibrinde hudut olmadığını ben de biliyorum. Oncacık vücuda onca kibri nasıl sığdırır, hayret...” diyerek, Şener’deki kibre dikkat çekti.

*

Erdoğan, Gül ve Arınç ile AK Parti’nin 4 ana taşıyıcı kolonundan biri olan Şener, burada da rahat durmadı.

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra kabinede “Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığına” getirilen Şener, icraatlarından çok söylemleriyle anılır oldu.

Bir röportajında, “Hiç içmediği, tadını bilmediği halde şaraptan çok iyi anladığını söyleyerek” tepki çekti.

Diyarbakır’a gerçekleştirdiği bir gezisinde, kendisini havaalanında karşılamaya gelen PKK’nın siyasi temsilcisi konumundaki partinin Belediye Başkanı Osman Baydemir'in törene alınmamasına çok öfkelendi. Gönlünü almak için gün boyunca Baydemir'i yanından ayırmayarak, ona Kürtçe, “Ez jive pır hezdıkım” (Sizi seviyorum) dedi.

Buna rağmen kimse ona dokunmazken, küçücük kalıbına sığmayan devasa kibri yine devreye girdi.

Başkan Erdoğan’ı siyaset sahnesinden silmek isteyen Kemalist ve laikçi cephenin dolduruşuna geldi.

"Tayyip Erdoğan olmaz, Bülent Arınç hiç olmaz... Abdüllatif Şener'i ciddi ciddi düşünürüz" diyen Bay Deniz Baykal’ın sözlerine aldanıp, Cumhurbaşkanlığı rüyaları gördü.

Bu hevesi kursağında kalınca, önce milletvekili adayı olmadı, sonra da “huruç” hareketiyle AK Parti’den ayrılarak Türkiye Partisi’ni kurdu.

Vatandaştan ilgi göremeyince tabela partisi konumundaki TP’yi kapattı.

CHP eski Genel Sekreteri Önder Sav, 2011 yılında katıldığı bir toplantıda, “Kılıçdaroğlu, Abdüllatif Şener’i CHP’ye getirmek istedi, ben engel oldum” dedi.

Bu açıklama sonrası deliye dönen Şener, “Önder Sav halt etmiştir. ‘Gel seni CHP’nin başına dikeceğiz’ deseler, kabul etmem mümkün değil” diyerek, asla CHP’ye katılmayacağını söyledi.

Akabinde, o dönem CHP İzmir Milletvekili olan Aytun Çıray’ın,  CHP çatısı altında siyaset yapma çağrısını geri çevirdi.

Kendi çizgisinin belli olduğunu dile getiren Şener, “Herkes kendi işine baksın. Benim yolum, çizgim bellidir” diyerek CHP’de siyaset yapmayacağını yineledi. 

Ardından Şener’e bi haller olmaya başladı.  ilk ciddi kırılmayı Mart 2015’te yaşadı.

Geçliğinde, Hama’da binlerce Müslümanı katleden “Baba Esad” aleyhinde slogan atan kendisi değilmiş gibi…

Suriye’de Müslüman kanı akıtan ve yüz binlerce insanı katleden Beşşar Esad’ı ziyaret eden 13 kişilik heyette yer aldı.

24 Haziran 2018’de ise tükürdüğünü yalayarak CHP listesinden Konya milletvekili seçildi. Mitinglerde kendini göstermek için masa üzerine çıkarak yaptığı konuşmalar çokça konuşuldu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde, SP, DP, DEVA ve Gelecek Partileri ile ittifak yapınca, artık bir işlevi kalmadığı için liste dışı bırakıldı.

Şener de, dün katıldığı bir TV programında, kendisini liste dışı bırakan Kılıçdaroğlu'na öfkelenerek son seçimlerde oy vermediğini, reyini Ata İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'dan yana kullandığını açıkladı.

Aynı programa bağlanan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da, AK Parti’den ayrıldığında, “AKP’nin aydınlık yüzü” diye göklere çıkarılan Abdüllatif Şener’in ne Marksist birikimine ne de içmediği şarabın tadını bilmesine aldırmadan…

“Ben Kılıçdaroğlu'nu yıllarca bu yüzden eleştiriyorum. Sizin gibi badem bıyıklılara güvenerek siyaset yapmaya çalıştı” diyerek, yerden yere vurdu.

*

Milli Görüş ve AK Parti saflarında iken CHP’lilere dünyayı dar eden Abdüllatif Şener’in, şimdilerde CHP’den uzaklaştırılan Tanju Özcan gibi birinin karşısındaki aciz tavrını ve “hala 81 vilayette etkisi olduğuna” yönelik kibir kokan sözlerini görünce…

Aklıma Şener’in hayatını anlatan kitabın başlığı geldi.

Şener kitabına, “Adım da Benimle Beraber Büyüdü’ başlığını uygun görmüştü.

Oysa geride kalan 69 yıla baktığımızda, Abdüllatif Şener’in kibirden başka bir şey büyütemediğine ibretle şahit olduk.

YORUMLAR 67 TÜMÜ
  • Ersoy 1 yıl önce Şikayet Et
    Zekeriya bey ekonomiyi yazın. Artık milletin canına tak etti bu pahalılık. Ev sahibi kiraya yuzdeyuz zam istiyor yoksa evi boşalt diyor. Hükümet hala farklı söylemlerle meşgul. Gecemizi gunduzumuze kattık çalıştık reis seçildi. Şu hayat pahalılığı da acil çözüm.
    Cevapla
  • Muhammed 1 yıl önce Şikayet Et
    Butun siyasetciler kibrinden arınmalı. Halkın içinde halk gibi yaşamalı. Ancak o zaman halkın halinden anlar.
    Cevapla
  • Akıncı 1 yıl önce Şikayet Et
    Tebrik ediyorum muthiş bir analiz olmuş sizden ricam her devrin adamı olanları tek tek analiz ederek yayınlamanız yoksa bu milletin sırtında kene gibi dururlar
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    İbretlik sonuç,maalesef Abdülkibir demek ki....
    Cevapla
  • Mehmet 1 yıl önce Şikayet Et
    Güzel yazı olmuş birader kalemine sağlık.adeta ilgili vatandaşın tarihçesinin hülasasini yazmışsin.bilmedigim birçok şeyi öğrendim Abdüllatif Şener hakkında.Allah hepimizi kibrimizden korusun.seytanda kibri yüzünden kovulmuştur.her müslüman nefsinin tehlikesi altındadır.Allah korusun hepimizi.ne oldum değil ne olacağım diye insan düşünmeli.tefekkur etmeli.akibet önemlidir.
    Cevapla