Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Biz, içinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat’ı indirdik” buyuruyor.

Yahudi din adamları ise Hz. Musa’ya gönderilen Tevrat’ı kendi anlayışları doğrultusunda ekleme ve eksiltmelere tabi tutarak, tahrif ettiler.

Sonra da bu muharref kitaba göre bir soykırım ve işgal politikası geliştirdiler.

Kendi elleriyle yazdıkları Tevrat’a göre “vaat edilmiş topraklar” olarak ilan ettikleri ve Nil’den Fırat’a kadar uzanan toprakları ele geçirmek uğruna insanların öldürülmelerini mübah saydılar.

O insanları öldürenleri de kahraman ilân ettiler.

Örneğin…

25 Şubat 1994’te, El Halil kentindeki Hz. İbrahim Camii’nde 29 kişiyi makinalı tüfek ile tarayarak öldüren, 125 kişiyi de yaralayan Baruch Goldstein adlı Siyonist katil, İsrail’de “Yahudiliğin yüzakı ve ülkenin en büyük kahramanlarından” biri olarak benimseniyor.

Mezarı ziyaretçilerle dolup taşıyor. Her gün taze çiçeklerle donatılıyor.

Filistin’i tanıdığı gerekçesiyle 4 Kasım 1995’te suikaste uğrayan Başbakan İzak Rabin’in katili Yigal Amir de “İsrail’inin gerçek kahramanı” olarak sunuluyor.

İsrailli gençlere, sözde vatansever(!) Amir’i örnek almaları tavsiye ediliyor.

*

Sicili katliam, ihanet, yalan ve talan örnekleriyle dolu olan ve kendilerine gönderilen peygamberlere ihanet edip onları şehid etmekten sakınca görmeyen Siyonist Yahudiler…

Allah onlara: “Öldürmeyeceksin!” dediği halde, işte bu kitaplara bakarak sözde din adına pervasızca kan döküyorlar.

İnsan öldürmeyi "ibadet" olarak telâkki eden hahamlar, İsrail askerlerine;

"Kadın-çocuk demeden bütün Filistinlileri öldürün!.. Filistinli kadın ve çocuklara acıyan bir asker, İsrail'deki kadın ve çocuklara vahşi bir gözle bakıyor demektir!"  şeklinde “fetva” veriyorlar…

Çünkü kendi yazdıkları kitaplar onlara diyor ki;

• "Mısır ırmağından (Nil) büyük ırmağa (Fırat) kadar, bu diyarı senin hizmetine verdim."

• "Sen benim cenk topuzum ve harp silahımsın... Seninle milletleri kıracağım ve seninle ülkeleri helâk edeceğim."

•"Sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız... Ayak tabanınızın bastığı yer, sizin olacak... Önünüzde kimse duramayacak."

•"Ele geçen her adamın gövdesi delik-deşik edilecek ve tutulan her adam, kılıçla düşecek... Yavruları da, gözleri önünde yere çalınacak!.. Evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek."

*

Evet!

Samimi Musevileri tenzih ediyorum ama maalesef Siyonist Yahudilerin “inanç"ları bu, "din"leri bu!..

Filistinlilere ait ev ve işyerlerinin yakılıp yıkılmasında, kundaktaki bebekten tekerlekli sandalyedeki engellinin öldürülmesinin arkasında, “Tevrat böyle emrediyor”  motivasyonu var.

İşte bu tahrif edilmiş kitabı okuyan Tel Aviv Belediye Başkanlarından General Shlomo Lahat, “Burada köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar, bütün Filistinlileri öldürmemiz gerekir!” demişti.

İsrail yönetimi de Yahudi olmayanların, özellikle de Filistinlilerin öldürülmesini mübah gören İsrailli haham Yitzchak Ginsburgh’a, “Tevrat ve Bilgelik” ödülü vermişti.

Haham İzak Şapiro, 2009 yılında yazdığı “Kralın Tevrat’ı” isimli kitabında, İsrail’e tehdit oluşturan bebek ve çocukların bile öldürülebileceğini ifade etmişti. Şapiro, “Eğer biz emredilen 7 şarta uymayanları, bize karşı günah işleyenleri öldürürsek, bunda bir yanlış yok. Çünkü biz kurallara uyuyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Yahudi hahamı Shlomo Aviner de İncil'de adı geçen Filistinlilerin bugünkü Filistinliler olduğu ve bunların İsrail'in varlığını tehdit ettikleri için tamamının katledilmesi gerektiği belirtmişti.

Yahudi gençliğini dine özendirmek için 2010 yılında İsrail’de gerçekleştirilen “Uluslararası Tevrat Yarışması”nda, bugün Hamas’ın “Aksa Tufanı” operasyonunu gerekçe göstererek çocuk kadın demeden Gazze’de soykırım gerçekleştiren Başbakan Benjamin Netanyahu’nun oğlu Avner Netanyahu üçüncü gelmişti.

İnsan öldürme konusunda İsraillilerin “motivasyon” kaynağının bizzat Yahudiliğin ‘kutsal’ metni muharref Tevrat’a dayandığının farkında olan İsrail eski cumhurbaşkanlarından Yitzhak Navon da “Yahudi halkı Tevrat’ı yarattı ama Tevrat da Yahudi halkını yarattı. Eğer Tevrat olmasaydı biz olmazdık, ne bir insan ne de bir din olurdu.” demişti.

*

İşte bu eğitimden geçerek İsrail Savunma Bakanlığı koltuğuna oturan Yoav Gallant, 7 Ekim’de başlayan savaş sonrası tamamen abluka altına aldıkları Gazze halkı için, "Elektrik, gıda, su, yakıt verilmeyecek, her şey kapanacak. İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

Evet!..

Madem yazımızın konumuz mukaddes kitaplar ve masum insanları öldürmeyi ibadet sanan Siyonist Yahudiler…

O halde Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan şu ilâhî uyarıyı asla göz ardı etmeyelim:

“De ki: “Allah katında cezası bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lânetlediği ve gazap ettiği, bir kısmını maymunlara ve domuzlara çevirdiği, tâguta tapan kimselerdir. (Mâide Suresi - 60 . Ayet)

Âyette belirtilen cezaların kimlere verildiği açıkça belirtilmese de Kur’an’ın çeşitli yerlerinde İsrailoğullarının bu tür cezalara çarptırıldığı bildirilmektedir.

Dolayısıyla, Filistinli kardeşlerimize “insansı hayvan” diye hakaret eden İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’a önce aynaya ve geçmişine bakmasını tavsiye ederim…