Tarihin en önemli politikacılarından biri Sezar’dı.

Roma'yı imparatorluğa dönüştüren oydu.

Başarıları kadar ölümü de ibretlikti.

Roma'nın önüne geniş ufuklar açtığı için çok sevilen ve gücünü alt tabakadan alan Sezar…

Kendisini "cumhuriyeti yıkmak”la suçlayan ve gerçekte ise statükonun sürmesini isteyen Roma'nın seçkinleri tarafından katledildi.

Sezar’ı bıçaklayan 60 kişilik grup arasında ise elde ettiği her şeyi ona borçlu olan Brütüs de vardı.

Sezar’ın ölüm anında söylediği "Sen de mi, Brütüs?" sözü ise en güvendiği insanın ihanetine uğrayan bir siyasetçinin yaşadığı trajediyi özetliyordu.

Gerçekte ise asıl trajediyi Brütüs yaşamıştı.

Öldürdüğü Sezar’ı “kötü” ilan etse, hep onun tarafından kollandığı için kendisi de kötü duruma düşecekti.

“Sezar iyi adamdı” dese, bu sefer de “niye öldürdün” diye yakasına yapışacaklardı.

İşin içinden çıkamayan Brütüs önce Roma’yı terk etti.

Ardından topladığı lejyonlarla isyan çıkarmak isterken başarısız oldu ve intihar etti.

Sezar’ın himayesinde iken makam sahibi olan, erdemi ve sadakati ile tanınan Brütüs, bir “hain” olarak toprağa verildi.

***

Ali Babacan…

Muhafazakâr bir ailede doğdu.

Ortaokulda, lisede beş vakit namazı elinden geldiğince aksatmamaya çalıştı…

“Dinle hiç ilgisi olmayan bir kişi olarak başlasaydım hayata, yine İslam’ı seçerdim” diyecek kadar dindardı.

Üniversitelerde başörtüsü mücadelesini başlatmış yiğit bir halası vardı…

İşte böyle bir ailede yetişen Babacan, “Babasından izin alınarak” siyasete davet edildi.

AK Parti’nin “altın çocuğu” olarak siyasete girdi.

Başkan Erdoğan sayesinde, genç yaşta “bakanlık” koltuğuna oturdu.

Somurtkan yüzü, asosyal oluşu ve içten pazarlıklı duruşuyla tekinsiz bir profil çizdi.  

Annesi Güneri Babacan’ın…

Esenboğa Havaalanı’nın VIP salonunda karşılaştığı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaklaşarak; “Sizi beğeniyle izliyoruz. Çalışmalarınızı takdir ediyoruz” demesi, akıllarda soru işaretine sebep oldu.

8 Temmuz 2019 tarihinde AK Parti’den istifa etmesiyle sis perdesi dağılarak Babacan’ın gerçek yüzü ortaya çıkmaya başladı.

Seçimi kazanmaktan ziyade sırf Başkan Erdoğan’a kaybettirmek için parti kurdu.

Bu duruma tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Bizim bir davamız var. Biz siyaseti bunun için yapıyoruz. Bunlar ümmeti parçalamak istiyorlar" dedi…

Bazı yandaşlar, “Her ayrılana ‘davaya ihanet etti’ yaftası yapıştırılmasın” diye itiraz ederken…

Babacan, CHP’nin kanalı Halk TV’de katıldığı bir programda, “AK Parti üyesiyken, Erdoğan’a karşı Abdullah Gül’ün muhalefetin “çatı adayı” olması için CHP, HDP ve İYİ Parti ile masaya oturduğunu” açıkladı.

“Görünür değildim ama tam göbeğindeydim” sözleriyle, liderine karşı işlediği ihaneti yüzü kızarmadan anlattı.

Üstelik aynı süreçte Başkan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması için de imza atmıştı.

Derken…

“Üst akıl” diye tanımlanan küresel güçlerin kurduğu 6’lı masaya, sözde “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in geri gelmesi için dâhil oldu.

Seçimi alıp bir an önce Türkiye’nin restorasyonuna başlamak için acele ettiklerini söyledi. 

Kendisi “SİHA’lara dokunacağız” diye esip gürlerken, adamları "siyasal ve askeri casusluk" suçundan hapse atıldı.

Seçim günü geldiğinse ise 21 yıldır her alanda Türkiye’ye çağ atlatan Başkan Erdoğan milletin teveccühüyle yeniden seçilirken, “Biz olmasak Erdoğan bir hiçti” diyen Babacangiller bir hiç gibi ortada kaldı.

*

“Kendisine verilen koltukların kıymetini bilemeyen” ve bu koltukları veren Erdoğan’ı devirmek için arkadan iş çeviren Babacan, şimdi de ektiğini biçiyor…

Deva Partisinin Sultangazi, Küçükçekmece, Bağcılar, Esenyurt, Beylikdüzü, Silivri, Esenyurt, Zeytinburnu, Sancaktepe, Bahçelievler kurucu ilçe başkanları, partideki görevleri devam ederken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gizli kapaklı görüşerek, Babacan’ın arkasından iş çevirirken görüntülendi.

AK Parti üyesi iken CHP için çalışan ve kurulan ihanet masasının tam göbeğinde olduğundan sitayişle bahseden Babacan…

Kendi ilçe başkanlarının ihanetini duyunca, “herhalde doğru değildir dedik" diyerek yaşadığı şoku itiraf etti.

Oysa bu sadece sonun başlangıcı..

Daha Babacan’ın “siyasi mevta” olacağı günler gelecek!..

Zira bugüne kadar hiçbir Brütüs’ün hikâyesi mutlu sonla bitmedi...