“Yıkılacaksın ve yine vatansız kalacaksın.”
Eskiden Türk toplumunda en ufak korku belirtisi gösterenlere “Korkak Yahudi” denirdi.
Zira korkaklık, Yahudilere has bir hasletti.
Dünyaya olan bağlılıkları ve aşırı düşkünlükleri onları korkak ve ürkek kılmaktaydı.
Yahudilerin karakteriyle ilgili en ince ayrıntıları Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle tasvir ediyor:
"Onlar sizinle toplu halde ancak müstahkem şehirlerde veya surların arkasından çarpışabilirler. Kendi aralarındaki çekişmeleri ise pek şiddetlidir. Sen onları toplu halde sanırsın, oysa kalpleri dağınıktır. Bu onların akıl etmeyen bir topluluk olmalarından dolayıdır." (Haşr, 59/14)
Ayette de ifade edildiği gibi;
Aşırı korkaklıkları tarihin her evresinde Yahudileri kalın surların veya yüksek duvarların arkasına hapsetmiştir.
Asr-ı saadet Müslümanlarına karşı ancak kendilerini çok sağlama aldıklarını düşündükleri müstahkem şehirlerde ya da etrafı kuvvetli duvarlarla çevrilmiş kalelerde çarpışabilen Yahudiler…
Asırlar sonra bu kez de işgal ettikleri Filistin topraklarında benzer bir tavrı sergiliyorlar.
Gazze’yi dünyanın en büyük açık hava hapishanesine çeviren Siyonistler, korkularından etrafını utanç duvarlarıyla tecrit ettikleri İsrail’i de modern bir getto devleti haline getirdiler.
Şimdi de ördükleri o duvarların arkasına sığınarak masum Filistinlileri hedef alıyorlar.
Hamaslı mücahitlerin karşısına bir türlü çıkamayan Siyonist ödlekler,
Gazze halkını havadan, karadan ve denizden bombalayarak tarihte benzeri görülmemiş bir soykırıma imza atıyorlar.
*
Sınırında uçan göçmen kuşları bile “düşman uçakları” zannederek ödü patlayan ve anında savaş jetlerini sürünün üzerine göndererek kuşları telef edecek kadar paranoyak bir devlet olan İsrail’in korkaklığı bir kez daha nüksetti.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik başlattığı “Aksa Tufanı” operasyonu, dünya kamuoyuna “yenilmez” olarak lanse edilen işgalci Siyonist ordusunun gerçekte çapulcu korkaklar sürüsünden ibaret olduğunu gözler önüne serdi.
En ileri teknolojiye dayalı güçlü silahlarla saldırmalarına, on binlerce ton füze ve bomba yağdırmalarına ve uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak kimyasal silah kullanmalarına rağmen katilleri sürüsü İsrail, Hamas’ın yiğit erlerinin onurlu direnişi karşısında tir tir titriyor.
Bu utanç verici durumun hıncını da Filistinli kadınlardan, bebeklerden alarak, korkaklara yakışan bir alçaklığı sergiliyor.
Gazze halkının çelikten iradesine toslayan ve İsrail'e yönelmiş Kassam roketlerinin önüne geçemeyen İsrrail halkı ise ilk günden itibaren havalimanına akın ederek İsrail’i terk etmeyi sürdürüyor.
Kalanlar ise Hamas roketlerinin menzili dışında kalan bölgelere taşınıyorlar.
Lübnan sınırındaki 28 beldeden tahliye edilen İsrailliler, güneyde, masrafları devlet tarafından karşılanan turizm işletmelerine yerleştirildi. Yakında Hamas’ın hedefindeki Tel Aviv’in de boşaltılacağı öne sürülüyor.
*
Bir avuç Kassam mücahidi karşısında zor duruma düşen İsrail, onca yığınağa rağmen kara harekâtını bir türlü başlatamıyor.
Ufak tefek sızma girişimleri ise İzzettin El Kassam Tugayları ile karşılaşan İsrail’in ödlek askerlerinin topuklamasıyla sona eriyor.
İsrail’e “cesaretiniz varsa gelin er meydanında çarpışalım” çağrısı yapan İzzeddin El Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, daha önce;
"Önümüze çekirge gibi düşen, yüzlercesinin silahlarını ve tanklarını direnişçilerimizin önünde bırakıp kaçtığı orduyla mı bizi tehdit ediyorsunuz" diyerek Siyonistler askerlerin yaşadığı bozgunu ve korkuyu dile getirmişti…
Dün sosyal medyaya düşen bazı görüntüler, Hamas karşısında ödü patlayan Siyonist askerlerin çekirge sürüsü gibi kaçıştığını tescilledi.
Hele, Ebu Ubeyde’nin Zikim’de İsrail askerleri ile uzun süre çatışıp onlara korku salan Hamaslı mücahitlerle ilgili, “Kafası güzel düşman 10 mücahidi öldürdüğünü ilan etti. Oysa sadece 3 mücahid vardı. İşte bu Allah’ın işidir.” açıklaması ise ise oldukça ilginçti.
*
Evet!
ABD silahlarıyla uzaktan masum sivilleri öldürmeyi alışkanlık haline getiren Siyonist katillerin, sıra er meydanında karşılaşmaya gelince dizlerinin bağı çözülüyor.
Bu yüzden İsrail, korkaklığını “sansasyonel” katliamlarla unutturmaya çalışıyor.
Aklınca, cami, okul ve hastaneleri vurarak olmayan şerefini bu katliamlarla kurtarmaya çalışıyor.
İsrail’i çok iyi tanıyan Hamas liderlerinden Halid Meşal, bir açıklamasında;
“Bütün sahip olduğunuz silahlara rağmen hâlâ korkaksınız. Sizi çok iyi tanıyoruz. Amerika'yı kullanıyor ve Arap uluslarının zayıflığından yararlanıyorsunuz. Ama bu çok fazla sürmeyecek. Eninde sonunda sizi mağlup edeceğiz” diyerek İsrail’i bekleyen sonu müjdelemişti.
*
İslam’la şereflendikten sonra “Yahudilikten Niçin Çıktım?” diye bir kitap kaleme alan ve “Seni çok iyi tanırım; seninle yaşadım. Halini tanıdım, mazini tanıdım” diye Max Frumkin ise Siyonistlerin hırsız, haris ve korkak olduğunu ve nasıl alçakça cinayetler işleyebildiğini şöyle özetlemişti:
“Daha ilk oluşunda senden güzel olan kardeşini o kadar kıskandın ki ,babanın nimetini sen yiyesin diye himayene muhtaç Yusuf’a kastettin. Onu öldürmeyi düşündün..
“Hak Teâlâ sana, Musa (as)’yı gönderdi.
O gayretli peygamber, seni döven, sana hakaret eden Mısırlı’yı vurdu.
Sen ne yaptın? Musa (as)’yı ihbar ettin.
O kadar nankörsün ki...
Evet, Hz. Musa (as) seni affetti. Aldı, Arz-ı Mev’uda götürmek istedi. Savaşmaktan korktun, “Sen git Allah’ınla birlikte savaş, biz burada oturalım” dedin.
Sina’da Hak Teâlâ “men ve selva” nimetlerini verdi.
Ama sen bu iki cennet meyvesini kendince beğenmedin. Soğan, sarmısak, bakla istedin.
O kadar süflisin ki, Hz. Musa (as)’yı Karun’a değiştin.
Ruhunu Karun’a, Samiri’ye değiştin.
Allah’ı terkettin ve altın buzağıya secde ettin.
O kadar maddecisin ki, Karun’u malıyla yer yuttu, Samiri helak oldu, akıllanmadın.
Senelerce Sahra’da dolaştın, uslanmadın.
Hz. Davud (as)’u savaş meydanında yalnız bıraktın.
Canın ne kadar da tatlı!..
Dirlik, düzen bilmezsin.
Mukaddes toprağı fesada boğdun. Tevrat’ı tahrif ettin. Emeline hizmet eden tağuta taptın.
Hz. Zekeriya’ya eziyet ettin, Hz. Meryem’e iftira ettin.
Eziyet ve iftira, tabiatında var zaten.
Beşiğinde konuşan çocuğa da inanmadın.
Hz. İsa’yı yöntemlerinle mağlup edemedin, öldürmeye kalktın, çarmıhlar kurdun. Başkasının canı senin nazarında ne kadar da ucuz!
Hz. Yahya (as)’yı bir kadın işvesi için öldürdün.
O kadın sendendi ve cezasını çekti. Kesen el de sensin. Hz. Yahya (as)’nın mukaddes kanı seni boğdu. O gün bugün, sen perişansın.
İslâm doğdu ve ehl-i kitapsın diye seni himaye etti. Başkası hesabına masumu canavara boğdurmak istedin.
O kadar hainsin ki, Engizisyon’u kuranların torunları hesabına, seni koruyanların torunları aleyhine alet oldun.
Nihayet yalan vaadler, tehditler üzre bir vatan kurdun.
Ama yine zelilsin, zilletini görecek basiret de yok sende!..
Yıkılacaksın ve yine vatansız kalacaksın.
Kur’an’ın senin için dediği, “...Onlar harp için ateş yaktıkça, onu Allah nuru ile söndürecek ve onları daima etrafı göremeyecekleri karanlıklara boğacak.”
Hikmet tecelli etmiştir. Zilletini, canavarlığını görmeyecek kadar körsün!
Ve körler mutlaka cehennemin çukuruna düşerler ey peygambere el kaldıran asi!...
-
Harun Kuzey 1 yıl önce Şikayet EtMuhteşem bir yazı olmuş. Allah razı olsun.Beğen Toplam 3 beğeni
-
Yaşar ELARSLAN 1 yıl önce Şikayet EtGazzeli mücahidler, size selam olsun. Siz azizsiniz, izzetinizi Allah'tan alıyorsunuz ve izzet içinde ysşamayı hak ediyorsunuz.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Arif das 1 yıl önce Şikayet EtAllah'ın vaadi haktır gazzeli yigitlere selam olsun Allah yar ve yardımcısı olsun inşallahBeğen Toplam 6 beğeni
-
Abdullah 1 yıl önce Şikayet EtTercüman oldunuz bizlereBeğen Toplam 5 beğeni
-
Sami 1 yıl önce Şikayet EtElinize Kaleminize saglikBeğen Toplam 5 beğeni