“Ricaokrat Kemal”
Cumhuriyet’in “kurucu partisi” olan ve uzun yıllar “tek parti” olarak ülkeyi yöneten CHP, 14 Mayıs 1950 hezimetinin ardından iktidarı Demokrat Parti’ye devretti ama bu durumu sindirmesi kolay olmadı.
Her ne kadar İsmet İnönü, seçimi kaybettikten sonra oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, “Benim en büyük başarım iktidarı devretmektir” dese de…
Seçimden birkaç gün sonra bazı üst düzey komutanlar toplanıp Cumhurbaşkanı İnönü'yü ziyarete giderek, ona “iktidarı devretmemesini…”
Bir işaret verdiği takdirde seçimleri iptal ettirip yeniden “Tek Parti” dönemine dönmeye kararlı olduklarını bildirmişti.
Hâlbuki iktidarı devrettikleri isimler de CHP kadrolarından gelmişti.
Örneğin seçimden sonra Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Celal Bayar tek parti döneminde Başbakanlık yapmıştı.
*
10 yıl süren Demokrat Parti iktidarının 27 Mayıs 1960 ihtilâliyle devrilmesinin ardından, cuntanın liderlerinden Cemal Madanoğlu,
"Biz bu uzun işleri bırakalım. Bizim bunlara aklımız ermez. Vazifemiz DP iktidarını yıkmaktı, yıktık bitti. Çağıralım İsmet Paşa'yı iktidarı devredelim, biz de kenara çekilelim” diyerek, darbecilere yol gösterdi.
Dediği gibi de oldu.
Sözde “demokrasiye dönüş” adı altında yapılan 1961 seçimlerinin ardından kurulan koalisyon hükümetinin başına “Başbakan” sıfatıyla İnönü geçti.
Bu süreçte yaşananlar, CHP’lileri “hazırcılığa” alıştırdı.
Parti yöneticilerinden tabana kadar bütün CHP’lilerde,
"Seçimle olmasa bile bir gün asker gelecek, yönetime el koyacak, sonra da iktidarı bize devredecek" şeklinde bir beklentinin oluşmasına sebep oldu.
*
İsmet Paşa’nın, 1972’de yapılan kongrede Bülent Ecevit’e yenilerek Genel Başkanlıktan düşmesi, CHP’de farklı bir dönemin açılmasına vesile oldu.
O güne kadar iktidar umudunu asker postallarına bağlayan CHP’li yöneticiler, bu kez halktan destek dilenmeye başladı.
İnönü’yü devirerek CHP’nin başına geçen “Karaoğlan” lakaplı Bülent Ecevit,
“Bir de bizi deneyin” sloganıyla girdiği seçimlerde aldığı çığ gibi halk desteği sayesinde defalarca iktidar oldu.
İktidar hayaliyle yanıp tutuşan ancak bu emeline bir türlü kavuşamayan Deniz Baykal da sık sık “bir de bizi deneyin” şeklindeki “kapı aralama” tekniğini kullandı.
3 Kasım 2002 seçimlerinden önce Zonguldak'ta halka seslenen Baykal, DYP, MHP ve DSP'yi isim isim sıraladıktan, “Hepsine iktidar imkânı verdiniz. Şimdi bir de bizi deneyin. 20 yıldır işbaşına gelmedik." diyerek, resmen vatandaştan iktidar dilendi.
*
Malum kaset sonrası istifa eden Baykal’ın yerine CHP’nin başına geçen Kemal Kılıçdaroğlu ise “oy dilenciliğinin” cılkını çıkardı.
13 yılda 13 seçim kaybeden, aldığı her hezimetin ardından bıkmadan, usanmadan Türk milletine “Bir de beni deneyin” diye yalvaran Kılıçdaroğlu, ilk kez CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan Adayı olduğu dönemde…
4 Mart 2009 tarihinde, Fatih’te faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda, “Bir de bizi deneyin” diyerek oy istedi ama olmadı.
CHP lideri sıfatıyla 13 Ocak 2011’de, Sakaryalı muhtarlarla buluşan Kemal Bey, “Allah aşkına bize neden oy vermiyorsunuz?” diye sitem ettikten sonra, “Bu memlekette bir de temiz bir adamı deneyin, düzgün bir adamı deneyin” diyerek, seçmenden kendisini denemelerini rica etti.
10 Mayıs 2012’de, partisinin Bitlis olağan il kongresine katılan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, "Yeni CHP'yi iktidara getirip deneyin. Sorunları çözemezsek indirirsiniz" diyerek, bir kez daha iktidar dilendi.
*
22 Ocak 2015’te ise bu kez İstanbul’daki bir akşam yemeğinde bir araya geldiği işadamlarına koltuk için şirinlik yapan Kemal Bey, “Sevgi, hoşgörü, kültür, ahlak üzerine yeni bir siyaset inşa edelim. Eski algılarımızı alalım bir kenara koyalım. Eski anlayışlarımızı da bir kenara koyalım. Sizden destek istiyoruz. Deneyin Cumhuriyet Halk Partisi’ni. Bakın bakalım bir ülke nasıl yönetilir?” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu son olarak, 14-28 Mayıs seçimleri öncesi sözde “hamburger yemeye” ve “teknolojik iç çamaşırı” incelemeye gittiği ABD’deki “icazet” ziyaretinden döner dönmez…
Ayağının tozuyla Sivas’ta katıldığı bir yerel TV’de, “‘Bir bakalım, bir de şu Kılıçdaroğlu'nu deneyelim, o nasıl bir adam görelim bir' denmesi lazım” diyerek, bu kez vatandaşlardan kendisini denemelerini rica etti…
Fakat bu da işe yaramadı ve seçimi kaybetti.
*
Tabii artık askerin gelip iktidarı kendilerine vermesinin mümkün olmadığını gören ve milletten de bir türlü onay alamayan Kılıçdaroğlu, seçimle iktidara geleme şansının kalmadığını anlayınca…
Bu kez “rica ile iktidar” fikrini bir adım ileriye götürerek doğrudan Başkan Erdoğan’dan koltuk dilendi.
Adeta Güldür Güldür Şov’daki “Yalayut İsmail” karakteri gibi büyük bir pişkinlik örneği sergileyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitap ederek ciddi ciddi,
“İktidarı bize devret” dedi.
Kemal Bey’in bu siyasi dilenciliğini eleştiren bir vatandaş, “Ricaokrasi” diye çok isabetli bir tanımlama yapmış.
Bu durumda, seçimden önce “Demokrat Dede” imajıyla oy devşirmeye çalışan Kılıçdaroğlu da galiba yarın ki kongrede, “Ricaokrat Kemal” olarak destek isteyecek!
-
ercan 1 yıl önce Şikayet Etkelime anlamı Hintçe üçkâğıtçı demek miş.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Yakup 1 yıl önce Şikayet EtChp ye oy verenler insaallah ahirette onlar ile birlikte olurlarBeğen Toplam 10 beğeni
-
Kompakt 1 yıl önce Şikayet EtŞimdi de tek parti varBeğen
-
Yusuf Duman 1 yıl önce Şikayet Etİşte Süleymançılar bu CHP'ye oy veriyorBeğen Toplam 23 beğeni
-
Ordulu 1 yıl önce Şikayet EtCHP ve ecevit iki kez koalisyon ortağı oldular Kıbrıs Barış hareketini dahada sonra ABD apoyu teslim etti bunu başarı diye halka yutturdularBeğen Toplam 12 beğeni