"68’liler” diye nam salan sol gençlik içerisinde sivrilen Deniz Gezmiş, “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)” adıyla o dönem ‘isyan’ eylemlerine kalkışmıştı.

Banka soygunu, bazı polis noktalarının kurşunlanması ve NATO’da görevli 4 Amerikalının kaçırılıp fidye istenmesiyle başlayan süreç, yine Dev Genç üyelerinin bazı silahlı eylemlere karışmasıyla iyice tırmandı…

12 Mart 1971 Cuma günü, TRT’nin saat 13.00 haber bülteninde, tarihe "12 Mart Muhtırası" olarak geçen üç maddelik bildiri okundu.

Muhtıranın ardından dönemin “başbakanı” Süleyman Demirel, şapkasını alarak istifa etti.

Bunun üzerine muhtıracı generaller, “partiler üstü bir başbakan” dedikleri halde…

1945-1950 arasında CHP milletvekili olarak TBMM’de bulunan…

II. Hasan Saka Hükümeti’nde Bayındırlık Bakanlığı, Günaltay Hükümeti’nde “başbakan yardımcılığı” yapan…

CHP muhalefete geçtikten sonra partinin yayın organı Ulus’un başyazarlığını üstlenen…

1960 darbesinden sonra yeniden CHP milletvekili olarak Meclis’e dönen “kökten CHP’li” Nihat Erim’i iktidara getirdi.

CHP tarafından açıkça desteklenen “Erim” hükümeti, devletin resmi kayıtlarında “vatan haini” olarak telakki edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını asmaya karar verdi.

24 Nisan 1972 tarihinde toplanan TBMM, "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanun"u oy çokluğuyla kabul etti.

Meclis’te 144 sandalyesi bulunan CHP’nin sadece 47 vekili idam kanununa “Hayır” derken, 2 vekil çekimser kaldı. 67’si de kolay yolu seçerek görüşmelere katılmadı.

CHP’li 28 milletvekili ise “Evet” oyu vererek, bir tek cinayet bile işlemedikleri halde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının “Anayasa'yı zorla değiştirme" suçlamasıyla öldürülmesinin önünü açtı.

İsmet İnönü ile Bülent Ecevit’in yarıştığı 6 Mayıs 1972’deki CHP kurultayının sabahında ise Gezmiş ve arkadaşları Ankara Ulucanlar cezaevinde idam edildi.

*

CHP Genel Başkanı Özgür Özel 11 gün önce, 6 Mayıs’ta Ankara Karşıyaka mezarlığında, kendisi doğmadan iki yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan için düzenlenen anma törenine katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, “Bütün CHP’liler Deniz Gezmiş’tir, Deniz Gezmiş'in yolundan yürümektedirler” diyerek insanların aklıyla alay eden Özel, CHP-cunta işbirliği ile gerçekleşen idam için;

“Deniz’leri asanlar mahkeme kararına 'anayasal düzeni ortadan kaldırmak' yazdılar. Kardeşlerimizi, evlatlarımızı bu bahaneyle astılar. Oysa Deniz Anayasa'yı savunuyordu. Anayasal düzeni savunuyordu” ifadelerini kullandı.

Gezmiş’in idamında partisinin payını gizleyen CHP lideri Özgür Özel dün gece de Sözcü TV’ye katıldı.

Özel burada yaptığı açıklamada, 6-8 Ekim Kobani olayları davasında mahkemenin verdiği kararları eleştirdi.

Olaylarla hiç ilgisi olmadığı halde sırf kurban eti dağıttığı için eylemcilerin hedefi olan, kaçıp sığındığı bir evde boğazı kesilerek, 3. kattan aşağı atılan…

Ardından gözü dönmüş örgüt üyeleri tarafından başı taşla ezilen, üzerinden arabayla geçilen, bu da yetmezmiş gibi bedeni molotofla yakılan 16 yaşındaki lise öğrencisi Yasin Börü ve arkadaşlarının da yer aldığı 37 maktulün azmettiricileri ve katilleri için verilen cezaların “Kabul edilebilir bir tarafı” olmadığını söyledi.

“Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” dâhil 47 suçtan 42 yıl hüküm giyen eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile 30 yıl hapis cezası alan Figen Yüksekdağ’ın arasında bulunduğu 108 sanıklı dava hakkında, “Bu dava siyasi davadır” açıklamasında bulundu.

Hadi diyelim ki 37 kişinin öldüğü, bine yakın insanın yaralandığı, yüzlerce evin, bankanın, kamu binasının yakılıp tahrip edildiği kanlı olayların sorumluları için açılan dava siyasi…

O halde Özgür Bey şu soruya cevap versin..

Dünkü davada 10 yıl hapis cezası alan Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün doğup büyüdüğü “Kanco Kasrı” cumhuriyetin ilk yıllarında, CHP iktidarının gönderdiği topçu birliklerince niye bombaladı?

Cevabı ben söyleyeyim..

Çünkü 2. Abdülhamit'in kurduğu “Hamidiye Alayları’nda yer alan Ahmet Türk’ün dedesi Hüseyin Kanco, CHP’nin getirdiği rejim değişikliğini kabul etmeye yanaşmadı.

Bu dik başlı tutumu gören CHP tek parti diktası da önce Mardin’den bir bölük jandarma askeri…

Ardından bir tabur asker, son olarak da Diyarbakır’dan bir topçu birliği göndererek Ahmet Türk’ün hala yaşadığı asırlık şatosunu top ateşine tutarak ailesini hizaya getirdi.

Çaresiz “Kemalo başo” (en büyük Kemal) diyerek teslim olan Kancolara da CHP eliyle “Türk” soyadı verildi.

Özetle…

Siz CHP’lilerin ne dediğine bakmayın…

Onlar ancak kendilerinden olan insanlara bulaşmazlar…

İşin ucunda menfaat gördüklerinde, dün evlerini bombaladıkları insanlara bugün sahip çıkarlar.

Kendi elleriyle darağacında sallandırdıkları gençlerin mezarına giderek timsah gözyaşı dökerler.

Eğer yerel seçimlerde PKK’nın siyasi uzantısı DEM Parti, CHP ile ittifak yapmamış olsaydı ve İstanbul, Ankara dahil bazı belediyeler CHP’li başkanların ellerinden kayıp gitseydi…

Siz o zaman görürdünüz Selahattin Demirtaş’ın, Ahmet Türk’ün nasıl azılı birer suçlu olduğunu…

Zekeriya Say / Haber7