“Ulan öküz Anadolulu” gitti “provokatör” geldi!
Hemen her konu ve meslekle ilgili bir özdeyişi olan Mustafa Kemal Atatürk’ün “işçilerle” ilgili tek bir “özlü sözü” yoktur. (En azından ben bilmiyorum.)
Çünkü Türkiye’de gerçekleştirilen ilk nüfus sayımı olan 1927’deki sayımlara göre, o dönem toplam nüfusun % 76’sı köylerde ikamet ediyordu.
Her ne kadar CHP’liler, yayımladıkları bazı listelerle Mustafa Kemal devrinde büyük bir sanayi reformunun yaşandığından dem vursa da…
Türkiye’nin kurulduğu tarihlerde bir köy veya kır toplumu niteliğine sahip olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.
Mustafa Kemal de “Köylü milletin efendisidir” sözüyle bu gerçeği teyit etmek zorunda kalmıştır.
Fakat ne yazık ki “CHP tek parti diktasında” köy ahalisine “efendilik” yapmak hiç nasip olmamıştır.
CHP’lilerin gözünde onlar, “çiftçilik” yapan, “vergi” veren, zamanı geldiğinde “askerlik” görevini ifa eden birer “köle”den farksızdır.
Örneğin başkente geldiklerinde, bizzat CHP’li yöneticiler tarafından; "Ulan öküz Anadolulu" fırçalarıyla kentin ana caddelerinden bu yüzden kovulmuşlardır.
Gördüğü hukuksuzluğu haykırmaktan çekinmediği için sürekli hapse atılan ve ömrü “tabutluk” denen hücrelerde geçen merhum Osman Yüksel Serdengeçti, CHP’li yöneticilerin bu tavrını;
“‘Köylü milletin efendisidir’ dediler. Halkı ve köylüyü ‘efendimiz sensin, efendimiz sensin’ diye soydular” sözleriyle eleştirmiştir.
Türkiye, çok partili hayata geçişin ardından yapılan 1950 seçimlerinde derin bir nefes aldı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimleri kaybetmesi ile “şeflik dönemi” sona ererken…
Atılım üstüne atılım yapan Adnan Menderes önderliğindeki Demokrat Parti iktidarında yaşanan köklü değişimler, toplumda büyük rahatlamaya neden oldu.
Büyük oranda artan yatırımlar sayesinde özellikle çimento ve şeker fabrikaları açıldı.
Barajlar ve elektrik santralleri yapılarak, sanayi üretimine ağırlık verdi.
Bunun sonucu olarak kırsaldan kente doğru bir nüfus akışı meydana geldi.
Şehirlerin nüfusu hızla artarken, “mavi yaka” dediğimiz işçi sınıfı da oluşmaya başladı.
Her defasında “İşçiyi benden daha fazla seven ve düşünen kimse yoktur” diyen CHP’nin üçüncü lideri Bülent Ecevit iktidarlarında ise “sefalet ücretleri” ve “mezarda emeklilik şartları” nedeniyle bu kez işçiler, “CHP gerçeği” ile tanıştı.
En büyük üretimi “işsizlik”, “zam” ve sonu gelmeyen “kuyruklar” olan Ecevit hükümetlerinde akaryakıt başta olmak üzere yapılan zamlar sebebiyle işçiler, emekçiler ve kamu çalışanları her yeni güne yeni bir “şok” ile uyanıyorlardı.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulamanın görülmediğini vurgulayan işçi ve emekçi takımı;
“Artık çaremiz kalmadı. NASA’ya başvurup, Mars’ta sınırlı da olsa hayat imkânı olup olmadığını öğreneceğiz. Eğer, birazcık hayat imkânı varsa, Mars’a yerleşeceğiz” diyerek, içine düştükleri çaresizliği dile getiriyorlardı.
AK Parti iktidarında rahat bir nefes alan ve özellikle 2019 yılında dünyayı kasıp kavuran ekonomik krize kadar görece müreffeh bir hayat süren emekçiler, aynı yıl gerçekleşen yerel seçimlerde CHP’nin ceberut yüzüyle bir kez daha karşılaştı.
Seçimlerden önce “kimsenin ekmeğiyle oynamayacaklarını” ve “insanca yaşayacak ücretler vereceklerine” dair Kemal Kılıçdaroğlu’nun “namus sözüne” rağmen…
Seçimlerden sonra on binlerce belediye işçisinin sorgusuz sualsiz kovulması, CHP’nin işçiye, emekçiye layık gördüğü gerçek değeri bir kez daha gözler önüne serdi.
Sözde “değişim” vurgusuyla göreve gelen Kılıçdaroğlu’nun halefi Özgür Özel de icraatlarıyla CHP’de hiçbir şeyin değişmeyeceğini ispatladı.
Yaşanan ekonomik sıkıntıları ve özellikle emekli aylıklarındaki memnuniyetsizliği bahane ederek “Geçinemiyoruz” mitingleri düzenleyen ve “Ya geçim, ya seçim” diyerek, aklınca emeklileri ve çalışanları kışkırtarak iktidarı sandığa gitmeye zorlayan Özgür Özel, tıpkı selefleri gibi kendisine bağlı personele değer vermediğini kısa sürede gösterdi.
Daha önce CHP yönetimindeki İstanbul başta olmak üzere Muğla, Tekirdağ, Mersin, Kırklareli ve Edirne belediyelerinde, “insan onuruna yakışan bir zam talebiyle” gerçekleşen işçi eylemlerine kulağını tıkayan…
Son olarak, “düşük ücretler ve haksız yere işten çıkarılmalar” sebebiyle İstanbul Şişli ve Maltepe Belediyesi ile İzmir Menemen, Karşıyaka ve Kemalpaşa Belediyesi’nde gerçekleşen işçi eylemlerini görmezden gelen Özgür Bey…
İzmir Çiğli Belediyesi'nden haksız yere çıkarılan ve yaklaşık 55 gündür Ankara’da CHP Genel Merkezi önündeki eylemlerini sürdüren, hatta geceleri parti binası önündeki kaldırımlara serdikleri örtülerde sabahlayan mağdur işçileri bir kez olsun dinleme gereği duymazken…
Dün gerçekleşen CHP 15. Kadın Kolları Kurultayı'nda, konuşmasını yaptığı sırada slogan atarak hak talebinde bulunan işçilerden rahatsız olarak, önce;
“Bula bula burayı mı buldunuz protesto için?” diyerek emekçileri fırçaladı.
Ardından, yaklaşık 2 aydır CHP Genel Merkez binası önündeki bekleyişlerini sürdürdükleri halde, görmezden geldiği işçilere, “Ben sizi her ortamda dinliyorum, kapının önünde yine dinlerim. Ama burası Kadın Kolları Kongresi. Ne diyecekseniz kapının önünde çıkar bana söylersiniz.” diye yalan söyledi.
Akabinde “burayı provoke ettirmem” diyerek özel güvenlik görevlilerine, kadın erkek demeden “mağdur işçilerin salondan atılması” talimatını verdi.
Özgür Özel’in dünkü ilkel tavrı, aradan bir asır geçse de elitistlerin partisi CHP’nin değişmediğini, hala aynı tas aynı hamam olduğunu bir kez daha tescilledi.
Tek fark…
CHP’liler dün kovdukları emekçilere “Ulan öküz Anadolulu” diyorlardı.
Bugün ise “provokatör” yakıştırması yapıyorlar.
Zekeriya Say / Haber7
-
Nail 3 ay önce Şikayet EtGüzel yazı teşekkürler. Ama bunların hiç birinden gençler bı haber....Beğen
-
Kaan 3 ay önce Şikayet EtEllerinize sağlık çok önemli tespitler yineBeğen
-
Münira 3 ay önce Şikayet EtNe değişecek Seçim öncesi kadro vericez deyip oylarını kaparlar Onlar da bu sefer belki deyip gene cehapelerini gene zarfa koyarlar Sonra gene fırçayı yerler ,yerler de yerler Yeter ki rakı bardakları boşalmasınBeğen
-
Vatandaş 3 ay önce Şikayet EtKalemimize sağlık, keşke üşenmese herkes okusa yazdıklarınızıBeğen Toplam 11 beğeni
-
Okur 3 ay önce Şikayet EtEline. Diline sağlık. Yeni nesil bunları bilmez.Beğen Toplam 18 beğeni