Dört kez “Genel Başkan” seçilmekle “lider” olunmuyor!
Daha önceki yazılarımızda, kadim bir “aşağılık kompleksi” içinde olan CHP zihniyetinin Müslüman coğrafyayı hiçbir zaman muhatap almadığından ve her seferinde çareyi “ithal dostlarda” gördüğünden bahsetmiştik.
İşin tuhaf yanı ise Meclis lokantasında İsrail kolası göremediği için bile morali bozulan ve sırf bu yüzden Meclis’e soru önergesi veren malum zihniyetin temsilcileri, nedense küresel efendilerinden bekledikleri ilgiyi hiçbir zaman göremedi.
İktidarda olduğu dönemde Haçlılarca yeterince muhatap alınmadığı için sürekli gururu incindi.
Örneğin…
2002 yılında, DSP iktidarının son günlerinde Türkiye'ye gelen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, yapılan bir araştırmada Türk halkının yüzde 80'inin “TSK'ya güvendiğinin” ortaya çıkması üzerine, seçilmiş meşru iktidarla görüşmek yerine, temaslarına askerden başlama kararı almıştı.
Paul Wolfowitz, ancak askerlerle görüştükten sonra dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i ile Başbakanlık Konutu'nda bir araya gelmişti.
AK Parti’yi kurar kurmaz yollara düşen ve kendisini engellemek için verilen “siyasi yasağa” aldırmayan Recep Tayyip Erdoğan ise sadece “AK Parti Genel Başkanı” sıfatını kullanarak yoğun bir yurtdışı ziyareti trafiği başlattı.
Partili lideri olarak ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde çeşitli temaslarda bulunarak, adeta ileride “küresel bir lider” olacağının sinyalini daha ilk günden verdi.
O dönemde henüz devlet başkanı veya hükümet başkanı olmadığı halde gittiği her yerde yoğun bir ilgiyle karşılanan ve üst düzey temaslarda bulunan Başkan Erdoğan’ın bu duruşundan rahatsız olan müesses nizamın kalemşörleri….
“İngilizce bilmeyişinin görüşmelerde zorluk çıkarıp çıkarmadığına” ilişkin sorularla Başkan Erdoğan’ı sıkıştırmak isterken…
Kendisi;
“Bunlara niye takılıyorsunuz? İngilizce bilmiyorum, Türkçe konuşuyorum. Türkiye'de böyle takılmalar var. Dille yönetim sağlanmıyor. Bu komplekslerden kurtulmamız lazım. Çok iyi dil bilmek, başarısız bir yönetici olduktan sonra neye yarar” diyerek, kifayetsiz mütekebbirlere ağızlarının payını veriyordu.
Erdoğan’ın henüz ilk andan itibaren sergilediği bu dik duruşunu yakından takip eden Amerikalı Türkiye uzmanı Joshua Walker ise…
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın, sadece basit bir “ulusal lider” değil, kısa sürede küresel liderlerden biri haline geldiğini ve AK Parti’nin ardı ardına kazandığı seçim başarılarının, Washington, Brüksel gibi önemli dünya başkentlerinde Türkiye’de “kimin muhatap alınması gerektiği” yönündeki soru işaretlerini tamamen ortadan kaldırdığını…
Ve!.
“Tek muhatabın” da açıkça “Recep Tayyip Erdoğan” olduğunu daha o yıllarda ifade ediyordu.
Hakikaten, Joshua Walker’ın dediği gibi de oluyordu.
Şimdi “Almanya Cumhurbaşkanı” koltuğunda oturan Frank-Walter Steinmeier, resmi ziyaretler kapsamında Türkiye’ye geldiğinde “kardeş parti” CHP’nin genel başkanları ile görüşmeye tenezzül bile etmiyordu.
2005 - 2009 ve 2013 -2017 yılları arasında iki kez “Dışişleri Bakanlığı” görevinde bulunan Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri Steinmeier, defalarca Türkiye’ye gelmesine rağmen CHP’nin merhum lideri Deniz Baykal ile görüşmemişti.
Bu duruma içerlenen dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ise partisi ve Baykal’la temas etmekten kaçınan Steinmeier’e;
“Sayın Steinmeier, Ankara’ya iki kez geldi ama Sayın Baykal’ı ve partimizi ziyaret etmedi. Sadece iktidarla görüştü” şeklindeki ifadelerle sitem etmişti.
Dışarıda “muhatap yoksunluğu sendromu” yaşayan CHP liderlerinden biri de partinin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi.
2013 yılında, hem de “Ana Muhalefet Partisi Lideri” sıfatıyla bir Amerika ziyareti gerçekleştirmek isteyen Kemal Bey’in gezisi, “planlanan düzeyde temas organizasyonu” sağlanamaması nedeniyle iptal edildi.
“Planlanan düzeyde temas” ifadesiyle hangi makam ve isimlerin kastedildiğine ilişkin ise herhangi bir açıklık getirilmedi.
Dahası…
Bu beceriksizlik, o dönem “CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” koltuğunda oturan Faruk Loğoğlu’nun siyasi hayatı için de “sonun başlangıcı” oldu.
Amerika gezisini, kendisini “muhatap” alacak kimseyi bulamadığı için iptal etmek zorunda kalan Kılıçdaroğlu…
1 Mart 2011 tarihinde, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Avam Kamerası’nda düzenlenen “Türkiye’nin İşçi Partili Dostları Grubu”nun 4’üncü kuruluş yıldönümü resepsiyonu”nda da yine “muhatap” sorunu yaşamış…
Sadece İşçi Parti’nin “gölge dışişleri bakanı” ile görüşerek geri dönmüştü.
Henüz birkaç ay önce…
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın daha sonra “saygı” diye tashih ettiği “meşruiyet” açıklamasına balıklama atlayan ve 23 yıldır Türk halkının oylarıyla seçilen Başkan Erdoğan'a, “Halktan alamadığı meşruiyeti Trump’tan almaya çalışıyor” iftirası atan Özgür Özel de…
Tıpkı Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi “muhatap alınmama” sancısı çekiyor.
Kurduğu suç örgütü ile İBB’yi yağmalayan Ekrem İmamoğlu tutuklandığında, “Erdoğan'la fazla dayanışma gösteriyorlar, kendimizi terk edilmiş hissediyoruz” diyerek, Batı’nın tek muhatabının Başkan Erdoğan olduğunu itiraf eden…
Fakat meydanı boş bulduğunda ise “'Eurofighter'ı Türkiye'ye verin' dedik” diyerek bir mektupla uçak krizini çözdüğünü iddia eden Özgür Özel...
Dün de…
Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Liderler Toplantısı'na katılmak için gittiği Belçika'nın başkenti Brüksel'de, hayranı olduğu halde “Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ile görüşemediği” için dert yandı…
Bir tek gözyaşı dökmediği kalan Özel;
“Kişisel olarak hayranlık duyduğum birisi ama bu kadar önemli bir gündemde sadece açılış konuşması yapıp ayrılması ve bizim baş başa 5 dakika bile kendisiyle görüşme imkânı bulamamamız kabul edilebilir değil” diyerek, muhatap alınmamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Demek ki neymiş?
Pavyon köşelerinde ve otel odalarında iradesi satın alınan delegelerle “iki yılda 4 kez CHP Genel Başkanı seçilmek”le gerçek manada “lider” olunmuyormuş!..
Umarım Özgür Özel de artık bu acı gerçekle yüzleşir de daha fazla dalga konusu olmaz!
-
ADALET 38 dakika önce Şikayet EtDüşüncelerimize tercüman olduğunuz için teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Mehmet 1 saat önce Şikayet EtTeşekkürlerBeğen Toplam 2 beğeni
-
İbrahim YILMAZ 2 saat önce Şikayet EtZekeriya Bey yüreğinize sağlık harikulade bir yazı olmuş.Beğen Toplam 8 beğeni
-
İbrahim 2 saat önce Şikayet EtÖzgür Özel, Aslında 4, değil,14, kezde genel başkan secilse bile Lider olunmayacaginil çok iyi biliyor.Ama Hayat Böyledir koltuğa oturdunmu dünyaya farklı bakarsınız birincisi bu.İkincisi, Bay kemal in İşini bitirdiği ortağı veya patronu her neyse Hırsız Ekremin Elinde mahkum Zira o koltuğa Ekrem sayesinde geldi.Ekremin baskısı yüzünden Avrupadan yardım dileniyor eli mahkum.Beğen Toplam 5 beğeni
-
Ecdad 2 saat önce Şikayet EtCHP'den bunu anlayan yok :) eziklige devamBeğen Toplam 5 beğeni