Beyaz Saray bir ikilemle karşı karşıya. Dilediği anda Gazze'deki ölüm ve yıkımı durdurma gücüne sahip ama bunu yapmamayı tercih ediyor.

ABD İsrail'e Gazze'yi yok etme izni vererek, yandaş devletini sonuna kadar desteklemeye kararlı.

TV görüntüleri , İsrail'in 1948 ve 1967'deki kitlesel etnik temizlik operasyonlarından bu yana görülmemiş bir ölçekte, yüz binlerce Filistinlinin yıkılan evlerinden olduğunu gösteriyor.

Batı medyası bile Gazze'deki ceset yığınını gizlemeye çalışıyor. Bilinen ölü sayısı 11.000'i aştı , binlercesi de enkaz altında kaldı. Hayatta kalanlar soykırım politikasıyla karşı karşıya kalıyor; onları yiyecek, su ve enerjiden mahrum bırakıyorlar.

 İsrail'in Hamas'a karşı ilan ettiği savaş, Gazze'deki hastanelere yönelik açık bir savaşa dönüştü. Medicins San Frontieres, Gazze Şehri'ndeki El Şifa hastanesinin defalarca bombalandığını ve elektriğinin kesildiğini, kuvözlerin çalışmayı durdurmasının ardından prematüre bebeklerin öldüğü korkunç sahnelerin görüldüğünü bildirdi. İsrail'in talimatıyla tahliye etmeye çalışan personele ateş açıldı . Benzer sahneler el-Rantisi hastanesinde de yaşandı .

Batılı kamuoyunun öfkesi giderek artıyor. Protesto yürüyüşleri, 20 yıl önce Irak savaşına karşı düzenlenen kitlesel gösterilerden bu yana görülmemiş sayıda ilgi gördü .

Batılı müttefikler, İsrail'in insanlığa karşı işlediği tartışılmaz suçlardaki suç ortaklığını gizlemek ve meşrulaştırmakta zorlanıyor. 

Biden yönetiminin asıl ihtiyacı olan şey, İsrail'in suçlarını güpegündüz işlemesi için ihtiyaç duyduğu silahları ve finansmanı sağlamaya devam ettiği gerçeğini haklı çıkaracak bir hikaye.