CHP’nin yargısı, yargıçların CHP’si
Ersin’in, gizli tanıklarla buluşması ve Erzincan-Ankara-İstanbul hattındaki rolünü yadırgamadım bile.
Yine bu hattaki hareketlilik sırasında Ankara otogarında gizli tanıkla objektiflere/kameralara yakalanan Radikal Gazetesi’nin misyonunu da garipsemedim.
Zira, Uğur Mumcu Suikastının tanıklarını, soruşturma devam ederken otellerde ağırlayıp, aynı tanıkların Meclis Araştırma Komisyonu tutanaklarına yansıyan “yabancı uyruklu kadın servis edildiği ve yüklü miktarda paralar karşılığı soruşturmayı etkileyecek ifade vermeleri telkininde bulunulduğu” beyanlarının muhatabı da Radikal Gazetesi’ydi.
Diyelim ki Radikal Gazetesi’nin bu ilişkileri “sınır tanımaz habercilik refleksi”nin bir sonucuydu!
Peki anamuhalefette yer alan bir partinin “sınır tanımazlığını” nasıl açıklayacağız?
Hemen her fırsatta, iktidarı, “yargıyı siyasallaştırmakla” suçlayan bir siyasi anlayışın, “yargıyı kumpasa getirmek”ten başka bir anlam taşımayan bu çabalarını neyle izah edeceğiz?
Bırakın ana muhalefeti, bir siyasi partinin yargıyla bu kadar içselleşmesini hukuk devleti ilkesi ve yargı bağımsızlığı söyleminin neresine oturtacağız?
Yargı sürecine yönelik müdahale girişimlerine dair böylesine ortaya dökülmüş kirli çamaşırlar ve mide bulandıran resimlerle kamera görüntüleri varken, hala sessizliğini bozmayıp “üç maymun”u oynayan kerli ferli yüksek yargı bürokratlarını hangi kefeye koyacağız?
“Yargının yasama ve yürütme tarafından kuşatıldığını” iddia edecek kadar hassasiyet(!) sergileyenlerin buradaki sükutuna nasıl bir anlam yükleyecek bu toplum?
BAYKAL: BÖYLE ADALET OLMAZ
Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz
Zihni ÇAKIR / Cafesiyaset
zihnicakir@gmail.com
-
mehmet tokat 15 yıl önce Şikayet EtİNÖNÜNÜ, SEZER, MOĞULTAY DÖNEMLERİ, 28 ŞUBAT, DARBE VE CUNTALAR. hepsi bu ülkede kendi yargısını oluşturdu, hepsi chp yargısını oluşturdu.Beğen