Gerçi muhalefet partilerinden CHP ve MHP “kanki” misali birbirlerine yönelik çok fazla çıkış göstermiyor.

Bahçeli, CHP’ye yönelik söylemlerinde eleştiriyi pek kullanmadığı gibi, eleştirirken de belli bir seviye ve saygıyı aşamıyor.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da benzer bir çizgi izlerken, bu çizgiyi AK Parti ve Başbakan Erdoğan’a da kullanıp, özellikle son zamanlarda, tartışmalarda kullandığı üslubu nezaket süzgecinden geçiriyor mutlaka.

Ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için aynı şeyi söylemek zor.

Bahçeli, kendisi gibi düşünmeyen herkesi kendi yarattığı bir ihanet potasının içine atıyor.

Buna başında bulunduğu MHP için canını ortaya koymuş Ülkücü liderler de dahil.

Bahçeli “kendinden menkul zavallılar” diye sıfatlandırdığı Ülkücü liderleri davaya ihanetle itham edecek kadar ileri gidiyor üstelik.

Ülkücü liderlere sarfettiği bu sözler kadar ağır ve ölçüsüz diğer sözlerinin hedefiyse Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve arkasında olası bir seçime kadar yüzde 47 destek bulunan AK Parti.

Bahçeli, başta anayasa değişikliği olmak üzere AK Parti ve Başbakan Erdoğan’ın tüm siyasi adımlarını, neredeyse her türlü yasa teklifini, yine kendi belirlediği bir kehanet ölçeğine oturtuyor.

Yazının devamına bu linkten ulaşabilirsiniz

Zihni ÇAKIR / Cafesiyaset