Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Toplum alarm veriyor

GİRİŞ 05.05.2009 GÜNCELLEME 05.05.2009 YAZARLAR

 

Ağaçlardan ormanı göremediğimiz günler yaşıyoruz. “Şok” ya da “flaş” diye duyurulan haberlerin bombardımanıyla bütün ülke haber yorgunu oldu.

Normal bir ülkede insanları ayağa kaldıracak gelişmeler, burada yarı kapalı göz kapaklarıyla, bezgin bir halde izleniyor.

Hiçbir şey şaşırtmıyor artık insanları, heyecanlandırmıyor.

Oysa şaşırmak, sorgulamak, nereye gittiğimizi düşünmek gerekir.

Bu, en azından bir yurttaşlık görevi.

Sözlerimle sadece siyaseti ve hükümet-muhalefet cephesinin maceralarını kastetmiyorum.

Onlar buzdağının su kesimi üstünde kalan küçücük bir parçası.

Her şey toplumun derinliklerinde olup bitiyor. Geleceğimize dair işaretler o derinliklerde oluşuyor.

Siz hiç ülkede bu kadar çok kafa kesmeye şahit olmuş muydunuz?

Doğrusunu söyleyeyim, ben olmamıştım.

Biz öyle bir Türkiye’de yetiştik ki Ayla adlı küçük bir kızın ortadan kaybolması Türk basınının ve kamuoyunu bir yıl uğraştırmıştı.

Ama şimdi bakıyoruz ki kafa kesen kesene. Öldürmek de yetmiyor, ille kafa kesilecek.

Annesinin kafasını kesen genç kızlara bile rastlanan bu ülkede, yılbaşından bu yana on beş kafa kesme olayını “rastlantı” olarak geçiştirmek mümkün mü?

Benim samimi olarak düşündüğüm şey şu:

Toplum alarm veriyor ama biz bu mesajı alamıyoruz.

TBMM’de olduğum yıllarda, “Gençlik ve Artan Şiddet” konulu bir meclis araştırması önergesi vermiştim. Daha sonra bu konuyu araştıran, inceleyen bir komisyon kuruldu ve yararlı çalışmalar da yaptı.

Ama yetmiyor.

Artan şiddet bir türlü önlenemiyor.

***


Toplumun alarm verdiğini gösteren bir başka önemli olay da aynı gün 9 kişinin intihar etmesiydi.

Düşünün, bir ülkenin dokuz yurttaşı aynı gün canına kıyıyor.

Aralarında değerli bir tiyatro oyuncusu da var.

İntiharın en yüksek olduğu Macaristan ve İsveç’te bile görülmez böyle bir trajedi.

***


Şiddet artışını ve intiharları, sadece ekonomik krize bağlamak da yanlış bence.

Bunun etkisi mutlaka var ama toplumdaki değer yargılarının yok oluşu; aile, eş, dostluk bağlarının gevşemesi, insani değerlerin her gün ayaklar altına alındığı bir düzende yaşıyor olmamız da önemli.

Kısacası toplum alarm veriyor vermesine de biz bir türlü külahı onümüze koyup düşünemiyor, yine günü kurtarmaya çalışıyoruz.

Zülfü Livaneli - Vatan
zlivaneli@gazetevatan.com  

YORUMLAR 14 TÜMÜ
  • zekeriya 16 yıl önce Şikayet Et
    Bu ne perhiz..... Biraz fazla geri gidip hayli gerici olduk ama bu kadar da ilericilik doğrusu bana fazla geliyor. Sayın yazar üç beş kelimeyle de çözüm önermeliydi. Örneğin değer yargılarını kaybedenler kimlerse, içkinin, kumarın, dünyevileşmenin bu olaylara etkisi neyse söyleyiverseydi. Yoksa bugüne kadar bu toplumu dinden ne kadar uzaklaştırısak o kadar kardır diyenler problemin kaynağı olarak dini mi görüyorlar, yoksa problem üzerinden rant mı sağlıyorlar, yoksa toplumun gözünün içine baka baka biz bu toplumun düşmanıyız
    Cevapla
  • zekeriya 16 yıl önce Şikayet Et
    devam. sunulurken, bazı densiz konuşmacılar lafı dolandırıp İslamla ilgili konulara getirince alandan yuh sesleri yükseliyordu. Soru şu kökleştiğini iddia ettiğiniz laik yaşam tarzının bu toplumsal cinnet haline katkısı nedir? Yuhladığınız dinin bu problemlere katkısı nedir? Zira biliyoruz ki dinin toplumda daha etkili olduğu ramazan aylarında bile suçlar azalıyor. 200 sene geriye gitsek bu olayların binde biri bile yoktu.
    Cevapla
  • zekeriya 16 yıl önce Şikayet Et
    Bu ne perhiz..... Zannediyorum İzmirdeki cumhuriyet mitngiydi. Zülfü Bey konuşuyordu ve söyledikleri mealen şöyleydi:"Az önce Amerikan televizyonuna da söyledim. Türkiye'de laiklik yerleşmemiştir, kökleşmemiştir diyorsunuz görün işte bu ülkede laiklikin nasıl kökleştiğinin şahidi bu meydanlardır. Laiklik bir yaşam biçimidir ve biz bu yaşam biçiminden asla vazgeçmeyiz." Belki onlara göre laikliğin elden gitmesi kıyısından köşesinden dinin hayata nüfuz etmesine izin verilmesiydi. Yine aynı mitinglerde laiklik bir din gibi,
    Cevapla
  • Mustafa Tosun 16 yıl önce Şikayet Et
    inanç ve medya. Din eğitimi veren kurumların kapatıldığı, Kur'an öğrenmenin yaşının bile sınırlandırıldığı, medyada hergün şiddet haberlerinin verildiği ve dizilerde sürekli fuhuşa teşvik eden konuların işlendiği bir ülkede toplumun normal olmasını nasıl bekleyebiliriz ki... Şu anda elde ettiğimiz sonuçların sebeplerinin bunlar olduğunu gözardı ederek nasıl çözüm bulabiliriz???
    Cevapla
  • Aziz Tekin 16 yıl önce Şikayet Et
    yazar doğru bir tesbitte bulunmuş. yazar doğru bir tesbitte bulunmuş.toplumsal aile bağlarının kopması toplumu depresyona sürüklüyor.Asosyal bir toplum yaşamı ve değersiz değer yargıları insanın maneviyatını görmezden geliyor.Kalpler ancak Allah'ı hatırlamakla mutmain olur ayeti her alanda kendini hissettiriyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle