Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
ALINTI YAZAR
TÜM YAZILARI

Toplum alarm veriyor (2)

GİRİŞ 06.05.2009 GÜNCELLEME 06.05.2009 YAZARLAR

Daha birinci yazının mürekkebi kurumadan Türkiye’de büyük bir katliam yapıldı. Mardin’de köy korucuları, düğün evindeki 44 kişiyi öldürdü.

Dünya basını bu haberle çalkalanıyor.

Bir aile anlaşmazlığı nedeniyle çoluk çocuk 44 kişinin öldürülmesi basın için elbette büyük bir haber. Ama haberin ötesinde, buzdağının görünmeyen yüzünü de araştırmak gerekiyor.

Bu olayın bir boyutu katliam, vahşet, töre faciası ise öteki boyutu da öldürme becerisi.

44 kişiyi öldürmek kolay bir şey değil.

Bunu ancak son derece profesyonel, öldürme eğitimi almış ve bu konuda yıllarca deneyim kazanmış katiller başarabilir.

Bazen Ortadoğu’da bir otobüsün içinde kendini patlatan canlı bombaların bile ancak 7-8 cana kıyabildiğini okuyoruz.

Bir düğün evine girip silahları çekerek 44 kişiyi katletmek, herkesin harcı değil.

Bu da bizi koruculuk sistemine ve onun toplumda yarattığı tahribata getiriyor.

Devlet adına adam öldürme yetkisi olan, her türlü silahı serbestçe taşıyan ve öldürme eylemi için devletten maaş alan 72 bin korucu yaşıyor bu topraklarda. Ve Mardin örneğinde görüldüğü gibi bazen bu “becerileri”ni kendi akrabaları, köylüleri üzerinde deniyorlar.

Eğer töre ve düşmanlık nedeniyle düğün evini basanlar normal kişiler olsalardı, ancak birkaç kişiyi öldürebilirlerdi. Ama olaydan anlıyoruz ki bu son derece profesyonel katiller, evdeki silahsız çoluk çocuğun üstüne ağır silahlarla ve bombalarla saldırmışlar.

Yazık, çok yazık.

***


Bir başka gariplik de pazartesi akşamı olayın duyuluşunda yaşandı.

Haberi ilk kez bir televizyon kanalında geçen alt yazıda okudum. 21 kişinin öldürüldüğünü bildiriyordu. Daha sonra yayına bağlanan Vali Yardımcısı ölü sayısını 41 olarak açıkladı.

Bu kadar büyük bir haberin ayrıntılarını almak için haber kanallarını taramaya başladım. Ve gördüm ki birçok kanal bu haberi önemsemiyor ve vermiyor. Ankara’daki herhangi bir siyasinin en sıradan lafını “Son Dakika” ve kırmızı “flaş- flaş-flaş” diye duyuran kanallar, bu konuda büyük bir rehavete gömülmüş.

Bir mankenle şarkıcının yediği akşam yemeğini en önemli olay olarak duyuran kanallar, 40’tan fazla kişinin öldüğü bir katliamın haber değerini kavrayamamışlar.

Ben kimseyi habercilik açısından eleştirmiyorum; sadece bunun bir refleks bozulması olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Kimsenin gözü toplumda olmadığı için ve önemsiz şeyleri önemli kılmaya şartlandığımız için artık doğruyu eğriden, gerçeği yalandan, hakikati dedikodudan ayıramıyoruz.

***


Bu yazıyı yazarken yeni gelişmeler var mı diye internete baktım ve şu haberi gördüm.

Ereğli’de bir yolcu otobüsünde seyahat eden genç adam, ön koltukta oturan 82 yaşındaki tanımadığı bir başka yolcunun boğazını kesmiş.

Arkadan uzanan ve bıçakla tanımadığı yaşlı adamın boğazını kesen, bir üniversite öğrencisi.

Korku filmi gibi. Artık lütfen “çanlar kimin için çalıyor” diye sormayalım, çanlar bizim için çalıyor. Hem de bangır bangır.

Zülfü Livaneli - Vatan
zlivaneli@gazetevatan.com  

YORUMLAR 5
  • yusuf dursun 16 yıl önce Şikayet Et
    ahlak değerleri. 1994 yılında başlayan bir operasyon toplumun ahlak değerleri yerle bir oldu o toplumun ahlak değerlerini yok olmasında şu anda yazı yazdığız medya gurubu en önde sırada idi o zaman doğan çocuk şu anda 15 yaşında siz insanların inaçlarını öğrenmesini engeller iseniz bu felaketleri artarak daha çok yaşayacağız.
    Cevapla
  • Teomete Hansarayli 16 yıl önce Şikayet Et
    Zülfü Bey,Sanatınızın ve müziğinizin hayranı olarak bu evrende yaşamadığınızı görmek hayal kırıklığı. Yaşanan insanlık dışı olaylar kesinlikle normal görülemez elbette.Bu toplumsal çürümüşlüğün en büyük sebeplerinden "biri" darbelerdir ve bunu idrak edemeyip suçlulara başka ortak aramanız tam da sizin ideolojinize uygun bir tutum.Çarpık kentleşmiş bir şehir trafiğindeki sürücünün sağlıklı olabileceğini iddia edebilir misiniz ? "Nasılsa asker yine gelir " zihniyeti ile vurdumduymaz ve yağmacı bürokratlar,eğitimcilerin,yerel yönetimlerin vatandaş ruh ve beden sağlığına yardımı olacak işleri olmuş mudur ?
    Cevapla
  • işçi emeklisi 16 yıl önce Şikayet Et
    güzel yazı ama. Harbiden birşey söyleyeyim bizim çanlarımız çala eskidi bile beni ve benim gibileri bu ülkede adam yerine koymayan sizler,yöneticiler,sözüm ona aydınlar şimdide oturun derdinize yanın hiç hiç umrumda değil biz insan gibi yaşayabilmek için bir ömür mücadele ettik ama bunu bizlere çok gördüler bir emekli olarak yazıyorum yenildik
    Cevapla
  • hidayet kolay 16 yıl önce Şikayet Et
    emin adımlarla!!!. Türkiye bir ırak, afganistan, pakistan, filistin olma yolunda emin adımlarla ilerliyor da diyebilir kısaca ama kimin umrunda! toplumumuzun kimyasını biyolojisini psikolojisini bozdular, bu bozulma da devam ediyor, sonumuz kötü. artık birilerinin elini vicdanınına koyup bu milleti soktukları çıkmazdan çıkarmaları lazım, konu çok geniş, türkiyenin sorunudeğil sadece. ortadoğuya baksın biraz herkes, amerikanın el attığı her ülke kandan şiddetten geçilmiyor, bunlar tesadüf değil, belli bir amaç için yapılıyr
    Cevapla
  • MEHMET ALİ KARA 16 yıl önce Şikayet Et
    Yazık. Yenimi farkına vardınız çanların çaldığını. Toplumdan o kadar uzaksınızki kullandığınız mecazlar ve sözcükler dahi yabancı (ne demek çanlar çalıyor) Hala anlamıyorsunuz yıllarca bu toplum üzerinde uygulamaya çalıştığınız proje tutmadı, olmuyor. İnsanları özdeğerlerinden uzaklaştırdıkca sizin istediğiniz yapıda bir toplum olmuyor. Adeta bir canavar nesil ortaya çıkarıyor. Bunun sorumlusu kim diye sormayın. Açın ve yazmış olduğunuz gazetelere şöyle bir göz atın.
    Cevapla