Kral 2. Abdullah'ın dedesinin Osmanlı'ya ihaneti
Zamanında İstanbul'da yetişen, Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli görevler üstlenen ve bu topraklarda yaşamını sürdüren Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın dedesi Kral 1. Abdullah, İngilizlerin 'krallık' vaadine karşı Osmanlı'ya isyan ettiği iddia edildi.
ABONE OLÖmer Süt'ün haberi...
İki hafta önce Ankara'yı ziyaret eden Ürdün Kralı 2. Abdullah, ABD basınına verdiği röportajda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili ağır eleştirilerde bulunmuştu. Kamuoyu Kral 2. Abdullah'ın Erdoğan'a yönelik sözlerini 'iki yüzlülük'; Kralın son Ankara ziyaretinde Anıtkabir'deki göz yaşlarını da 'Timsah gözyaşları' olarak nitelendirdi.
BUNUN DEDESİ DE BÖYLEYDİ
Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın Başbakan Erdoğan'la ilgili ağır eleştirilerine sert tepki gösterilirken geçmişte yaşanan bir olay, 'Bunun dedesi de böyleydi' dedirtti.
Türkiye'yi özellikle Ortadoğu'da çok iyi temsil eden eski Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin'in kaleme aldığı 'Dışişlerinde 34 yıl' adlı eserinde Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın dedesi olan Kral 1. Abdullah'ın Osmanlı'ya karşı İngilizlerle yaptığı işbirliğinden bahsediyor.
OSMANLI'NIN EKMEĞİNİ YEDİ İNGİLİZLERLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Osmanlı İmparatorluğu'nda Danıştay üyeliği yapan ve Türkçe'yi çok iyi konuşan Kral 1. Abdullah'ın oğlu Kral Hüseyin'in davetlisi olarak Ürdün'de bulunan Dışişleri Bakanlığı'nda o zaman büyükelçilik görevini yapan Feridun Cemal Erkin, hatıralarında Kral 1. Abdullah'ın Osmanlı Devleti'ne karşı yaptığı yanlışı anlatıyor.
Feridun Cemal Erkin, 1. Abdullah'ın Osmanlı'ya karşı İngilizlerle yaptığı işbirliğini ve bunun sonucunda duyduğu derin üzüntüyü Kral Hüseyin'in ağzından dile getirdi.
İNGİLİZLERİN 'KRALLIK' VAADİ İSYAN ETTİRDİ
"Müttefikler daha doğrusu İngilizler, babamı Osmanlı idaresine isyan edip, imparatorluğun düşmanlarıyla işbirliği yapması karşılığında, kendisini Hicaz Krallığı'na getirme vaatlerini tuttular. Babam gerçi Hicaz Kralı oldu; fakat bir süre sonra Vahabiler kendisini düşürdüler. Kral Suud onun yerine geçti. Babam İngilizlerin himayesi altında Kıbrıs'a yerleşti. Orada hastalandı, kendisini Amman'a aldım, uzun müddet hasta yattı, çok ızdırap çekti.
Günün birinde, ikindi vakti, sarayın bandosu, öteden beri adet olduğu üzere, bahçede konser veriyordu. Hava sıcak, pencereler açıktı. Bir ara bando hepimizin bildiğimiz İzmir Marşı'nı çalmaya başladı. Babamın birçok eski hatıraları hafızasında canlandırmasını önlemek için pencereyi yavaşça kapadım. Bana seslendi:
KRAL 1. ABDULLAH'IN 'İHANET' İTİRAFI
Evlat, neden o pencereyi kapıyorsun? İzmir Marşının eski günleri bana hatırlatmaması için değil mi? Ben velinimetine ihanet etmiş asi bir kulum, günahım büyüktür. Kral olacağımı sandım. Tanrı beni sürgünlüğe düşürdü. Hasta oldum, buraya sığındım. Bırak pencereyi aç, şu marşı dinleyeyim, duyduğum vicdan azabının şiddeti, o eski hatıraların canlanması ile büsbütün artsın. Bu dünyada çektiğim ızdıraptan artan vicdan azabı ile büsbütün ağırlaşsın, ta ki Cenab-ı Hak bu günahkar kulunu dünyada affederek, Ahirette hesap gününde daha büyük cezadan korusun."
omer.sut@haber7.com
Haber 7