Taha Dağlı yazdı: ABD-Rusya-PYD üçgeni!

Soçi'deki kritik zirve öncesi masaya gelecek konular şekillenirken, gündemin önemli maddelerinden biri olması beklenen "Kırım" konusuna ilişkin Rus Siyaset Bilimci Aleksandr Dugin'den bir çıkış gelmişti.

Dugin Türkiye'nin Kırım'ı Rus toprağı olarka kabul etmesi durumunda Rusya'nın da KKTC'yi bir devlet olarak tanıyacağı, bunun yanı sıra PYD/PKK'nın da terör örgütü listesine alınabileceğini ifade etti. Putin'e yakın olduğu iddia edilen Dugin'in sözlerine yönelik Kanal 7 Dış haberler Koordinatörü ve Haber7.com yazarı Taha Dağlı, köşesine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

KKTC/KIRIM KIYASI

Dağlı, Dugin'in KKTC'yi tanırız sözlerine yönelik KKTC ile Kırım'ın statülerinin bir olmadığını, Kırım'ın işgal edilmiş bir Ukrayna toprağı olduğuna dikkat çekerken, kıyasa konu edilen KKTC'nin ise bir Türk toprağı olduğunu ifade etti

Dağlı şunları söyledi:

"Rus siyaset bilimci Aleksandr Dugin, Türkiye Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu kabul etsin, Rusya da KKTC’yi tanır, diyor.

Bu kafi gelmezse, PKK-PYD’yi de pazarlığa dahil ediyor.
Gerekirse onları da terör örgütü listesine alırız, diyor.

Dugin kimdir, Rus politikalarında etkisi nedir, tam olarak bilmiyoruz.
Türkiye’de tanınan bir isim.
Ama söyledikleri Putin’i ne kadar bağlar, bu konuda net fikrimiz yok.

Hadi diyelim ki, Dugin Putin’in sözcülüğünü yaptı.
Ve Soçi zirvesi öncesi Kırım’a karşılık KKTC’yi ve hatta PKK’yı önerdi.

Öncelikle Kırım-KKTC mukayesesinin hatalı olduğunu söylememiz lazım.
Çünkü Kırım, Rusya’nın toprağı değildi, Ukrayna’ya aitti.
KKTC ise Türk toprağı."

KIRIM KOŞULU

İşgal altındaki Kırım'ın Rus toprağı olarak kabul edilmesi ile KKTC'nin bağımsız bir devlet olduğunun tanınabileceği sinyallerini veren Rusya tarafıın tutumu işgali meşrulaştırma faaliyeti olarak gösterilirken, konuya ilişkin Dağlı'nın yazısında şu ifadelere yer verildi:

"Belli ki Türkiye’nin Kırım konusundaki tavrı, Rusların bir hayli canını sıkmış.
Bunu Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova ve Kremlin sözcüsü Peskov’un geçen haftaki açıklamalarından anlamıştık.

Kırım işgal altındadır, Türkiye Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu resmen kabul etmez, edemez.
Kırım’daki Türklerin hakları en az Ukrayna dönemindeki kadar garanti altına alınmalıdır ve bu durum takip edilmelidir. Bu da işgali ve ilhakı meşrulaştırmaz. Ama belki en azından Kırım konusunun Türkiye ile Rusya arasında bir kavga çıkarmasının önünü alabilir.

Tabi bir de işin karşı tarafı var. KKTC’nin Rusya tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınma koşulu.
Ruslar bunu yaparsa, Rumlar üzerindeki etkisini kaybeder."

PKK/PYD ŞARTI

"KKTC'nin tanınmasının yanı sıra Moskova'dan PKK/PYD'nin terör örgütü listesine dahil edilmesi hamlesinin de gelebileceği ifade edilirken, Kırım konusunda Türkiye'nin Rusya tarafında adım atması durumunda, Moskova'nın da bu yönde adımlar atacağı ifade edildi. Kirli pazarlığa konu edilmeye çalışılan konuya ilişkin Taha Dağlı'nın yazısında şu ifadelere yer verildi:

"Gelelim asıl meseleye.
PYD-PKK konusuna.

Dugin “PKK’yı terör örgütü olarak tanımıyoruz ama bu tanımayacağımız anlamına gelmez” diyor.
Yani Türkiye Kırım’da bir adım atsın, gerekirse PKK-PYD’yi terör listesine alırız, demek bu.

Dugin’in bu cümleyi sarf ettiği dakikalarda PYD’nin elebaşlarından İlham Ahmed, ABD’de Washington Enstitüsünde konuşuyordu. Rusya konusunda iddialı bir laf etti, “Rusya ile gelecekte Suriye’nin kuzeydoğusunda bazı anlaşmalar yapabiliriz” dedi.

PYD’li İlham Ahmed bu mesajı, Washington’da verdi.
Beyaz Saray’da ABD Dışişleri tarafından ağırlandı, Amerikalıların Suriye’de kendilerini yalnız bırakmayacağının garantisini aldı. Sonra geçen hafta Moskova’ya yaptığı ziyareti hatırlatıp, “Suriye’de Rusya ile de anlaşma yapabiliriz” dedi.

PYD hem ABD ile hem Rusya ile masada.
ABD ile Rusya ise PYD konusunda ortak paydalarda buluşuyor.

Dugin’in sözleri Putin’i ne kadar bağlar bilmiyoruz ama Kırım konusundaki can sıkıntılarının ne kadar büyük olduğunun farkındayız.
Kırım’a laf ettirmeme pahasına, Türkiye’nin sinir uçlarına dönük kozlarla karşımıza geliyorlar.
Hiçbir gerçekçiliği olmayan söylemler, hiçbir garantisi olan vaatlerle, zirve öncesi kafa karıştırmaya çalıştıkları açık.

Evet Suriye, İdlib, PYD meseleleri hakikaten bıçak sırtı, riskli konu başlıkları.
Ama şunu biliyoruz ki, buralar Türkiye için ne kadar sıkıntılıysa kimse için de güllük gülistanlık değil.
Tehdit için kullandıkları da pazarlık için öne sürdükleri de PKK-PYD ise eğer, Türkiye onun çaresine bakmasını 2016’dan bu yana çok iyi biliyor.
En son 2019 Ekim’de yarım kalan bir Barış Pınarı harekatı vardı.
Masada işler çok sarpa sararsa, sahada yapacak bir operasyon var, demektir."