'İran Afrin konusunda sessiz ama...'

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Fahrettin Altun, 'Afrin' harekatı hakkında kritik değerlendirmeler bulundu.

ABONE OL
GİRİŞ 22.01.2018 11:46 GÜNCELLEME 22.01.2018 11:46 GÜNCEL
'İran Afrin konusunda sessiz ama...'
'İran Afrin konusunda sessiz ama...'

SETA İstanbul Genel Koordinatörü  Prof. Dr. Fahrettin Altun, ''Türkiye, Afrin’den YPG’yi temizledikten sonra,  Münbiç, Kuzey Irak, Cezire ve Ayn el-Arab'daki PKK varlığını hedef alacak. Bu  süreç PYD/PKK’nın yüzünü bütün dünya kamuoyuna gösterecek.'' dedi.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü ve İstanbul Haldun Üniversitesi  İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, uzun zamandır hazırlıkları  süren ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Afrin operasyonu sahada fiilen  başlamıştır" açıklamasından sonra 20 Ocak'ta başlayan Zeytin Dalı Harekatı ile  ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
 
ABD'nin Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra Suriye sahasına Türkiye'nin  ikinci kez güç kullanarak müdahale etmesinden ciddi şekilde rahatız olduğunu  ifade eden Altun, şöyle devam etti:
 
''Ancak ABD'nin bununla ilgili yapabileceği bir şey yok. Eğer  Türkiye’nin Afrin operasyonu başarılı olursa bu ABD’nin Suriye politikasını zor  durumda bırakacak. Türkiye’nin Afrin’e müdahalesi, ABD güdümündeki YPG  unsurlarını da harekete geçirecek. Bu durum ABD’nin YPG’yi PKK’dan ayrı tutma  stratejisini boşa çıkaracak. ABD elinde kalan son argümanı da yitirecek. Türkiye  Afrin’den YPG’yi temizledikten sonra Münbiç, Kuzey Irak, Cezire ve Ayn  el-Arab’daki PKK varlığını hedef alacak. Bu süreç, PKK’nın yüzünü bütün dünya  kamuoyuna gösterecek.
 
Afrin, her şeyden önce PKK’nın Akdeniz’e açılma kapısı. Diğer bütün  faktörleri bir kenara bırakalım, sadece bu bile Afrin operasyonunun stratejik  önemini ortaya koyar. Elbette PKK’nın buradaki eğitim kamplarının imha edilecek  olması, Türkiye’ye yönelik terör unsurlarının sızmalarının engellenmesi de  önemli. Bütün bunların yanında Afrin operasyonunun başarılı olması, Türkiye’nin  Suriye’deki diğer PKK unsurlarıyla mücadelesi açısından önemli bir dönüm noktası  olacak.''
 
''Kara propagandaya rağmen Türkiye güçlü durdu''
 
Altun, Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'nı terörle mücadele konsepti  içerisinde, uluslararası anlaşmalara ve hukuka uygun olarak gerçekleştirdiğini  dile getirdi.
 
Türkiye karşıtlarının kara propagandasına rağmen Türkiye'nin hem  sahada hem de propaganda savaşında günden güne daha fazla kapasite geliştirdiğini  vurgulayan Altun, ''Türkiye, haklı olduğunu daha net bir biçimde anlatabiliyor.  Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanıyor ve haklı olmanın özgüvenini yaşıyor.  Cumhurbaşkanı Erdoğan en başından itibaren bu operasyonun ne anlama geldiğini  kameralar önünde izah ediyor." dedi.
 
Türkiye karşıtlarının kara propaganda yapmaya devam ettiğine dikkati  çeken Altun, "(Türkiye’nin Kürtlerle savaştığını, İran’la aynı kampta yer  aldığını, operasyon kabiliyetinin sınırlı olduğunu) vesaire  söyleyip duruyorlar.  Gelgelelim bunların bir karşılığı yok. Önemli olan sahadaki gerçek. Elbette  Türkiye de hem sahada hem de propaganda savaşında günden güne daha fazla kapasite  geliştiriyor. Haklı olduğunu, daha net bir biçimde anlatabiliyor.''  değerlendirmesini yaptı.
 
Altun, Rusya'nın ''ABD, Türkiye'yi provoke ediyor.'' yönündeki  açıklamasını, ''Rusya faturayı ABD'ye çıkarıyor.'' şeklinde yorumladı.
 
Rusya'nın Türkiye'nin Suriye'deki varlığını etkili ama sınırlı tutmaya  çalıştığını belirten Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Rusya bir yandan Türkiye’nin Suriye muhalefetini kontrol etmesini  ancak öte yandan sahada sınırlı bir varlık göstermesini istiyor. Ne var ki  Türkiye açısından, PKK’nın son dönemdeki varlığı başlıca ulusal tehdit haline  gelmiş durumda ve bu da her şeyden önce ABD’nin Suriye politikasıyla ilgili. ABD,  YPG’yi ağır silahlarla donatarak, Türkiye’nin güney sınırında büyük bir tehdit  yarattı. Bu da Türkiye’yi daha sert bir tutum almaya itti. Rusya bunu gördüğü  için her ne kadar Türkiye’yi sınırlı bir alanda tutmak istese de bunun mümkün  olmadığını görüyor. Bu nedenle de ABD’ye fatura çıkarıyor. Rusya, Türkiye’yle son  dönemde geliştirdiği iş birliğini sürdürmek için Afrin müdahalesine karşıt bir  tutum almıyor. Türkiye’yle karşı karşıya kalmak yerine, bu müdahalenin Suriye’nin  toprak bütünlüğüne zarar vermeyecek şekilde sürmesini temin etmeye çalışıyor.''
 
"Türkiye, İran'ı bilgilendirdi"
 
Prof. Dr. Altun, ABD'nin ''Türkiye'yi DEAŞ hedefine odaklanmaya davet  ediyoruz.'' tarzı çağrılarının ikircikli politika ürünü olduğunu söyledi.
 
Altun, ''ABD hem bir yandan DEAŞ’la mücadelede zafer ilan ediyor hem  de hala DEAŞ’la mücadele adı altında YPG’yi PKK’yı silahlandırıyor. Çok açık ve  net bir biçimde şunu ifade etmek lazım. ABD'nin Suriye’nin toprak bütünlüğü gibi  bir derdi yok. ABD, Suriye’de bir PKK koridoru oluşturmak ve Türkiye’yi  güneyinden kuşatmak için çaba sarf etti, sarf etmeye de devam ediyor. Bu süreçte  kullanılan retoriklerin bundan böyle bir anlamı yok. Sonuç ortada. Türkiye de  bunu görüyor.'' diye konuştu.
 
İran'ın Zeytin Dalı Harekatı konusundaki sessiz tutumunu da  değerlendiren Altun, ''İran, Suriye krizinin çözümü sürecinde Rusya ve  Türkiye’yle birlikte garantör ülke konumunda. İran’ın Türkiye’nin Afrin  operasyonuna ilişkin tutumu, önemli oranda, Türkiye’nin muhatabına bu operasyonun  anlamını ve önemini anlatabilmesiyle alakalı. Bunun yanında İran'ın, özellikle  son dönemde içeride karşı karşıya kaldığı dış operasyon sonrasında PKK varlığının  bölgede ne denli ciddi bir tehdit olduğunu daha iyi anladığını düşünüyorum.''  ifadelerini kullandı.
 
''Türkiye, askeri varlığını sahada tutmak zorunda"
 
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi  Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yeşiltaş ise ABD,  Rusya ve İran'ın, Zeytin Dalı Harekatı'na yaklaşımını, ''ABD, taktiksel bir  yumuşamaya gidiyor, Türkiye’nin Afrin operasyonuna yönelik. Ancak asıl süreç,  Afrin sonrası başlayacak. O zaman durum değişecek. Rusya ise Afrin için kilit  ülkeydi. Bir uzlaşı olduğu açık. İran, en dış oyuncu ama önemli. Söz konusu PKK  olunca, İran’ın desteği söz konusu olur.'' şeklinde değerlendirdi.
 
Yeşiltaş, Rusya'nın Suriye'de çıkarları söz konusu olduğu sürece  pragmatist politikalar güdeceğini ifade etti.
 
Rusya'nın, çıkarcı bir yaklaşımla hava sahasını Türkiye'ye açtığını  belirten Yeşiltaş, ''Rusya'nın belirli standartları var, Suriye meselesine dair.  Çıkarları korunduğu sürece uzlaşıya açık ancak son derece pragmatik. ABD ile  rekabeti ve Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntı, Moskova için aynı şekilde bir  fırsat. Putin de meseleye böyle bakıyor. ABD için ise aktör değil bölge önemli.  Bu bakımdan Fırat'ın doğusunda kazançlarına tehdit algılamadığı müddetçe,  Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonuna ses çıkarmıyor. Batı'da DEAŞ tehdidi yok  ama iş doğuya dönünce işler değişecek.'' diye konuştu.
 
Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, İran'ın Afrin operasyonundan çok memnun  olmadığını ancak PKK'nın Suriye’de güç kazanmasından da rahatsız olduğunu  vurguladı.
 
ABD'nin Suriye'de PKK/PYD'yi güçlendirmeye yönelik faaliyetlerinin  sonucundan endişe duyduğu için İran'ın operasyon konusunda sessiz kalmayı tercih  ettiği görüşünü savunan Yeşiltaş, ''İran, PYD/PKK'nın bölgedeki gücü  engellenmediği takdirde yarın bu terörün kendisine döneceğini çok iyi biliyor.  Ayrıca içeride yakın zamanda yaşanan protestolardan kaynaklanan sıkıntılar hala  devam ediyor. Bu da İran'ın sessiz kalmasına neden olmuş olabilir.'' ifadelerini  kullandı.
 
Türkiye'nin terörle mücadele konsepti içinde harekatı yürüttüğünü  aktaran Yeşiltaş, ''Türkiye'nin  bu operasyon için PR yapmaya ihtiyacı yoktu.  Açık bir güvenlik riski ve meşru müdafaa mevzusu söz konusu idi. Uluslararası  hukuk da buna cevaz veriyor. Ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, sınır güvenliği,  Suriye’nin geleceği açısından Türkiye askeri varlığını sahada tutmak zorunda.''  şeklinde konuştu.
 

KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR