Fatih Bayhan
Fatih Bayhan
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

Bu tefsirleri kim alıyor, kim okuyor?

GİRİŞ 24.06.2008 GÜNCELLEME 24.06.2008 YAZARLAR

Derseniz ki, “kardeşim, zaten bu sözlerin yarattığı fırtına yeni bir travma oluşturmuşken sen de yeni bir şey başımıza açma…”

Hayır benim sözlerim böyle yeni bir travma yaratmaz…

Ama hindi ile papağan misali, biri düşünürmüş, birisi de çok konuşurmuş…

Hindi on kuruş, papağan 70 kuruş olunca Hoca sinirlenmiş, demiş ki “Satıcıya, papağana 70 kuruş istiyorsunuz, benim hindiye neden 10 kuruş veriyorsunuz…?”

Adam demiş ki, “Hocam onun marifeti var, papağan konuşuyor”. Hoca’da laf biter mi? “Benim Hindi’de düşünüyor…”

Şaka ama gerçek…

Düşünen adamın kıymeti de, değeri de yok…



***


Ama sizinle paylaşmak istediğim şu…

Her gün gazete haberlerinden dolayı artık bir bunaltı durumundayım…

Annesini kesen kız çocuğu, babasını doğrayan erkek evladı…

Ya da annesini sokağa bırakan çocuklar…

Ne haberler var…

Ne hayatlar var…

Hepsi gerçek, hepsi dramatik…

Bakıyorum, bu durum bizim toplumumuza has değil, bir bakıyorsunuz Avustralya’dan, “Kızını 18 yıl bodruma kapatan baba” haberi, Norveç’ten kızına tecavüz eden baba haberleri düşüyor…

Peki bu travma değil de nedir?

Bunu dünya yaşıyor…



***



Şimdi cevabını aradığım soru şu…

Önce bir istatistik raporuna bakalım…

İntihar olayları, boşanma, yaralama, adam öldürme olaylarında ciddi oranda artış var…

Yetmezmiş gibi son yıllarda da tecavüzler ve fuhuş olaylarında artış yaşanıyor…

Homoseksüellik, lezbiyenlik, ensest ilişkiler de artıyor…

En son yaşananları duymayan, görmeyen yok…

Kız çocuğu annesini baltayla öldürüp dolaba koyuyor…

Anlatırken bile insan ürperiyor…

“Yahu dünyanın çivisi mi çıkıyor?” dedirtecek olaylar yanşıyor ülkemizde…

Bazılarınız diyor ki, “kardeşim bunlar lokal olaylar, bizim toplum iyiye gidiyor…”



***



“Cennet anaların ayakları altındadır” hadisini en çok dinleyen toplumda yaşanıyor bunlar…

Dahasını söyleyeyim mi…

Bu ülkede belki yayıncıların raporları yayınlanmıyor ama son on yıldır en çok satan eserler arasında tefsir ve hadis kitapları var…

“Peki kardeşim o halde bu toplumda müttaki insanların sayısının artması gerekmez mi?”

Tartıda hile yapmayan, alırken de satarken de hile yapmayan, yalan söylemeyen insanların çoğalması gerekmez mi?

Ya da ne bileyim…

Fuhşun azalması gerekmez mi?

Ama ne gariptir ki hepsinde de artış var…

Ve bir hassasiyet çizgisinde yaşamıyoruz…



***



Kur’an-ı Kerim Zümer suresinde, “kitap yüklü merkepler” tanımını kullanır…

Kim için? Neden kullanır? Okumak lazım…

Herhalde “okuduklarıyla amel etmeyenlerin” anlatıldığı bir kıssadır…

O halde soruyorum;

Bu kadar tefsir, hadis kitabını satın alan ey millet-i sadıka, siz nerede yaşıyorsunuz?

 

 F

atih BAYHAN
bayhanfatih@mynet.com

YORUMLAR 9 TÜMÜ
  • ANGRY JACKAL 17 yıl önce Şikayet Et
    devam. yapılması gereken şu:dinini yaşayana engel olmayacaksın,kim olmayacak düzene etki edenler.insanlar doğru yaşayanlardan etkilenecek ve dini şuuru yakalayacak.kuran-ı öğreneni ,öğreteni yobaz olarak empoze edenler gerçek sapkınlığın babası sayılır.olay baştan bozuk olunca kitabı ve eşeğe konuyu getirmek için daha çok yol var
    Cevapla
  • ANGRY JACKAL 17 yıl önce Şikayet Et
    düzeltme ve yorum. yazar ;Kur’an-ı Kerim Zümer suresinde, “kitap yüklü merkepler” tanımını kullanır…demiş.bu ayet cuma suresinde.zümer suresine baktım öyle bir ayet maeli yok.sapkınlık meselesine gelince bunu yapan sapkın kişilerin dini kitap okuduğuna dair bir bilgi yok.bu konu dini kitap okumak islamı bilmekle alakalı bir konu değil.eğer bir toplumda dini yaşayanlar varsa ki var ,sapkınlık yapıp dinini yaşamayanlar varsa ki var ,her dinini yaşamayan da sapkın olmadığına göre yazarın bağlantısı yanlış oluyor.
    Cevapla
  • Ekrem Erol 17 yıl önce Şikayet Et
    Laik Yaşam Tarzı. Geçenlerde bilgisine saygı duyduğum Sn.Aytunç Altındal, "Laik yaşam tarzı yoktur" söylemine şiddetle itiraz etti. Demek toplumumuz laik yaşam tarzını iyice öğrenmiş! öyle ya; anasını doğrayan kızlar, babasını kesen erkekler, kızına tecavüz eden babalar... Günlük yaşamda dinin yeri olmaz ise sonuç budur. Kavram kargaşasının had safhaya çıktığı şu günlerde devlete daha doğrusu yönetime ait bir kavram olan laikliği fertlerin yaşam tarzına bağlayan felsefenin biçeceği hasat da bundan faklı mı olacaktı?
    Cevapla
  • Uğur Dinç 17 yıl önce Şikayet Et
    Kim Okur (2). Bir de nasıl olduysa paralı işlere değil de entelektüel uğraşılara, fazla para getirmeyen sosyal ve beşerî bilimlere gönül kaptıran az sayıda insan var. Has okurlar da işte onlar olsa gerektir... Bir de okumanın niceliği yanında niteliği de önemli. Önyargılarımızı doğrulamak ve nefret etmek için değil, anlamak ve hoş görmek için okumalı. Hem Yaratan hem yaratılanı daha iyi anlamak için okumalı. Amacı toplum mühendisliği, propaganda ve nefret yayımı olanların okunmaya ihtiyacı yok.
    Cevapla
  • Uğur Dinç 17 yıl önce Şikayet Et
    Kim okur?. Tefsirler, hadislere kim muhatap olur, bunları azıcık da olsa kim okumuş sayılır derseniz, benim aklıma şehirlerdeki cemaat evlerinde kalan üniversiteli gençler geliyor. Çünkü onlara abileri okumalarını telkin ederler sürekli. Allah onlardan razı olsun. Onlar olmasa gençlerin de tek gayesi okulu bitirmek ve geçim derdini gidermek olacak. İnsanlar bu dertlerinde epey haklılar belki, ama aslında dinimizde "rızık Allah'tandır, kul bunu aşırı dert etmemelidir" diye bir kural da var...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle