Hafta başından bu yana Libya'da tansiyon yüksek.

Rakip milisler arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Üstelik taraflar da Trablus destekçisi.

Öncelikle yaşananları kısaca özetleyelim.

Başkent Trablus'ta Suç ve Terörle Mücadele Birimi "Rada" ile Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı "444 Tugayı" arasında çatışma çıktı.

Sebep, 444 Tugayı komutanı Mahmud Hamza'nın, Harbiyelilerin mezuniyet törenine katılmak üzere Misrata'ya gidecekken, Mitiga havalimanında Rada güçleri tarafından uçaktan indirilerek alıkonulmasıydı.

Gelişmeler üzerine Başkent Trablus'ta olağanüstü hal ilan edildi.

Müzakereler sonucu Hamza serbest bırakıldı.

Ateşkes sağlandı.

Ancak çatışmalarda 50'den fazla kişi hayatını kaybetti.

Yaralı sayısı ise 150'ye yaklaştı.

TRABLUS'TA KİMLER ÇATIŞTI?

Türk ordusu tarafından da eğitilen 444 Tugayı, Güney Libya çölünde kaçakçılara karşı mücadelede aktif.

Rada Birlikleri ise doğrudan Libya Başkanlık Konseyi'ne bağlı.

Yani her ikisinin de merkezi Trablus.

Bu nedenle çatışmanın ülkedeki siyasi Doğu-Batı ayrımından kaynaklandığı pek söylenemez.

Yaşananlar daha çok silahlı gruplar arasındaki rekabetten kaynaklanıyor.

Üstelik Rada ve 444 ilk kez de çatışmıyor.

Geçtiğimiz mayıs ayında yine bu iki silahlı grup arasında benzer bir olay yaşanmıştı.

PEKİ, TRABLUS'A BAĞLI GÜÇLERİN KENDİ ARALARINDAKİ MÜCADELE YENİ BİR İÇ SAVAŞIN HABERCİSİ OLABİLİR Mİ?

Bu soruya keskin bir şekilde "Evet" yanıtını vermek güç.

Diğer taraftan "Yaramaz kardeşler arasında olur öyle şeyler" diyerek geçiştirmek de tehlikeli.

Ülkedeki siyasi birliğin güçlendirilmesi ne kadar gecikirse, bölge bu tarz gerilimlere o kadar gebe.

TÜRKİYE İLE LİBYA ARASINDA LİMAN KARMAŞASI

Libya'da tansiyonun yüksek olduğu şu sıralarda, iki ülkenin menfaatine yönelik çarpıcı bir haber ortaya atıldı.

El Hums Limanı'nın Türkiye'ye kiralandığı ileri sürüldü.

Ardından Libya Hükümeti'nden o iddiaya yalanlama geldi.

Esasen haber yalnızca Türk ve Arap basınında yer bulmadı kendine.

Fransızlar da olayı yakından takip ediyordu.

Olaya ilişkin haberler "El Hums ticaret limanının Türkiye'ye devredilme kararı halkta huzursuzluğa neden oldu" ifadeleriyle servis edildi.

Türkiye iddiasını duyan Hafter yanlılarının sokağa döküldüğü fotoğraflarla süslendi haber.

Bölgedeki protesto gösterilerine dikkat çekildi.

Hatta darbeciler sadece sivilleri devreye sokmadı.

Hafter yanlısı silahlı bir grup da video çekerek Türkiye'nin El Hums limanında varlık göstermemesi gerektiğini belirtti.

"Türkiye Libya'dan çıkmazsa operasyona başlarız" diye tehdit de savurdu.

Liman uzun bir süredir Türkiye'nin kontrolünde aslında.

Başbakan Dibeybe, Misrata'daki Türk üssünün El Hums limanına doğru genişletilmesine sıcak bakıyor.

Temsilciler Meclisi Başkanı Salih ise bu durumun yasadışı olacağını söyleyerek karşı çıkıyor.

Peki Akile Salih Libya'da kimden yana?

Darbeci Hafter'den..

TÜRKİYE'NİN LİBYA'DAKİ VARLIĞI ARTIK DAHA DA ÖNEMLİ

Türk donanması El Hums'da faaliyet gösterip Misrata'daki Türk üssü bu doğrultuda genişletilirse, her iki ülke de güvenlik anlamında önemli kazanımlara sahip olacak.

Çünkü Türk karasularının denetimi arttırılacak, ticari gemilerin güvenliği temin edilebilecek.

Limana konuşlandırılacak İHA-SİHA'lar ile Doğu Akdeniz'de Türk MEB sınırlarının yanı sıra Libya MEB bölgesinde de kontrol sağlanabilecek.

Libya Afrika'nın önemli giriş kapılarından.

Akdeniz'in ortasında.

Gözlem faaliyetleri acısından kritik öneme sahip.

Batı ile Doğu arasındaki vekalet savaşlarının arttığı bu günlerde, Türkiye'nin de bölgenin adeta kalbinde yer edinmiş olması oldukça değerli.

Türkiye, Libya ve Akdeniz'deki varlığı sayesinde Afrika'da olası tehlikeleri önceden farkedebiliyor.

Önlemler alınıyor; Menfaatlere uymayan girişimler engelleniyor.

Yani, Türkiye aslında yıllardır bölgede attığı adımlarla, çıkarlarına uymayan her hamle için aksiyona geçilebilecek hareket alanı oluşturmuş durumda.

H. Akif Küçükal, Haber7