Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü ezberini bozmadı. Yine Türkiye karşıtlığıyla kaleme alınmış bir rapor hazırladı, Avrupalı parlamenterler de imza attı altına.

"Türkiye ile bu şartlarda üyelik müzakereleri başlatmayız" dediler. Şartları da "Türkiye Rusya'ya yaptırım uygulasın", "Türkiye terörle mücadele etmesin", "Türkiye Suriye ve Irak'tan çekilsin", "Libya ile işbirliğini kessin", "İsveç'i NATO'ya alsın", "Kıbrıs'ı Rumlara bıraksın" vs. Yani NATO kafa, NATO mermer!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan boşuna seslenmiyor Avrupa'ya "Vizyoner bakış lazım" diye! Bu takınılan küstah tavır için boşuna "Stratejik körlük" demiyor! Boşuna "Türkiyesiz küresel bir aktör olamayacaksınız" vurgusu yapılmıyor!

Bugüne dek hep "Avrupa Birliği Türkiye'ye ne katar?" diye sorduk. Şimdi "Türkiyesiz Avrupa Birliği ne kaybediyor?" sorusuna yanıt vermeye çalışalım.

STRATEJİK KÖRLER "IMEC" RÜYASININ PEŞİNDE!

Avrupalıların stratejik körlüğünün en yeni nişanesi AP Raporu. Raporu ciddiye alan yok Ankara'da. Ancak uyarılıyor Brüksel "Türkiyesiz bir proje hayata geçirilemez" diye. Projeden kasıt ise ABD'nin Çin'i çevreleme gayretinin son tezahürü "IMEC"

Hindistan'da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi'nde Çin'in Kuşak Yol Girişimi'ne alternatif rota olarak önerildi IMEC. ABD, AB ve Hindistan, Körfez ülkelerini işin içine dahil edip ismine de "IMEC" yani "Hindistan, Orta Doğu, Avrupa Ekonomik Koridoru" denildi.

Plan, Hindistan'ı Çin kalesine gol attırmak suretiyle Avrupa'ya bağlamak. Körfez ülkelerini rekabet merkezine dönüştürmek, bu ülkelerin petrol dışı gelirlerini çeşitlendirmek, kuvvetlendirmek.

Koridorda ne kadar sevmedikleri, çıkarlarına uymayan ülke varsa hepsi dışlanmış durumda. Başta da Türkiye..

IMEC PROJESİNİN GERÇEKÇİLİĞİ TARTIŞILIR!

Halihazırda Mumbai-Süveyş-Avrupa limanlarını birbirine bağlayan bir deniz hattı mevcut. O sebeple BAE ve Suudi Arabistan'ın projeye sponsor olmaları için dahil edildiklerini söylemenin yanlış bir çıkarım olmayacağı kanaatindeyim.

Hedefler arasında maliyetleri düşürmek var. İyi de onca demiryolu, karayolu ve denizyolu ağları kurulacak. 3-4 ülkeden daha gümrük geçiş ücreti alınacak. Limanlardan sürekli yük bindirilecek-indirilecek. Ciddi zaman kaybı söz konusu yani.

Ve tüm bunlar karşılığında sağlanacak tek tasarruf, Süveyş kanalının kullanılmayacak olunması. "Böylece yol yüzde 40 kısalacak" diyorlar. Hürmüz Boğazı'ndan geçecekler. Olur da İran ile Batı ya da İran ile Körfez birbirine düşerse ne olacak? İran Hürmüz Boğazı'nı güvensiz hale getirirse ne olacak?

IMEC'de sanki yanlışlıkla koyulmuş gibi Yunanistan'ın Pire Limanı öne çıkarılıyor bir de. Yahu limanın son 7 yıldır işletmecisi, bu projeyle tokatlamaya çalıştığınız Çin!?

TÜRKİYE OLMADAN AVRUPA'NIN "IMEC" HAYALİ NE KADAR GERÇEKÇİ?

Elbette "Bütün koridorlar Türkiye'ye çıkmalı" demiyoruz. Ancak Doğu ile Batı arasında yıllarca "köprü" görevi gördü bu topraklar. Tek yol Türkiye olmasa da Avrupa'yı Doğu'ya bağlayacak en kullanışlı, en güvenli yol şüphesiz Türkiye'den geçmeli.

EastMed'i hatırlayalım mesela. İsrail-Mısır-Yunanistan ve GKRY, Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de bypass etmeye kalkmıştı. O proje de ABD tarafından destekleniyordu, Avrupa arkasındaydı. Ne oldu? Aynı IMEC gibi maliyetli, hantal, gerçeklikten uzak olduğu için rafa kaldırılmadı mı?

EN KULLANILABİLİR YOL BUGÜN DE TÜRKİYE'DEN GEÇİYOR!

Orta Koridor olsun, Kalkınma Yolu Projesi olsun, Tarihi İpek Yolu güzergahında Türkiye kritik bir noktada. Kalkınma Yolu için Irak, BAE ve Katar ile çalışmalar devam ediyor. Körfez ülkeleri, bu güzergahı hayata geçirmek için sabırsızlanıyor.

İran ise Kuzey-Güney Ulaşım Koridorunu geliştirme telaşında. Bu güzergaha sıcak bakan ülke de Rusya. Körfez ile Rusya arasında kurulacak hattın Türkiye ayağı yine oldukça kıymetli.

Öte yandan Zengezur Koridoru da er geç açılacak ve Türkiye ile Türk Devletleri arasında bağlantı kurulacak. Avrupa'nın müdahil olabileceği tüm bu koridorların hepsi IMEC'den daha kullanışlı ve ucuz. Ama en önemlisi gerçekçi güzergahlar.

AVRUPA ÖYLE YA DA BÖYLE TÜRKİYE'NİN KAPISINI ÇALACAK!

Rusya doğal gaz için Türkiye'yi adres gösteriyor. Türkiye ilk kez sınır komşusu olmayan bir ülkeye, Macaristan'a, boru hatlarıyla doğal gaz ihracatı yapmak üzere anlaşıyor. BAE ve Katar sermayesi, Kanal İstanbul ve yenilenebilir enerji yatırımı için 51 milyar dolarla Türkiye'ye geliyor.

Eastmed'ten sonuç alamayan Mısır ve İsrail, Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. IMEC, Türkiye gibi Mısır’ı da (Süveyş Kanalı kullanılmayacak) dışladığı için, iki ülke arasındaki işbirliğinin daha hızlı geliştirildiğini görebiliriz. Yani Doğu Akdeniz'de, yakın süreçte Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ortak adımlar atması kuvvetle muhtemel.

Tüm bunlar Türkiye'yi, enerji başta olmak üzere Avrupa'nın ihtiyaçlarına alternatif üretmek konusunda en önemli seçenek konumuna getiriyor. AB tedarik konusunda riskini dengelemek için ne yapıyor peki? Türkiye karşıtlığının damga vurduğu bir rapor yayınlıyor. Yayınlasın..

Türkiye artık bu coğrafyadaki tüm denklemlerin ana merkezinde. Özellikle enerji konusunda eli kolu bağlı Avrupa, Türkiye'nin taleplerine boyun eğer mi bilinmez. İnatlaşmak da kibirlerine yakışan bir seçenek sonuçta. Diğer taraftan, bölgedeki gelişmelerin, Türkiye'nin elini güçlendirdiği bir gerçek. Kazanan kim olur zaman gösterecek ancak kaybetmeyenin Türkiye olacağı muhakkak!