Karanlık bir haftayı geride bırakıyoruz..

Bombalanan evler, hastaneler, ibadethaneler..

Çaresizce ölüme terkedilen Gazzeliler..

"Dünyanın polisi" Amerika'nın, katil ortağı İsrail ile birlikte, tüm insanlıkla dalga geçercesine savunduğu yalanlar..

Jean Baudrillard'ın dediği gibi..

"Tarihle, politikanın, kendinden geçtikleri, anlamlarını yitirdikleri bir dönemde yaşıyoruz. Herkesin her şeyden haberdar olup hiçbir şey yapmadığı, her şeyle dayanışma içinde görünüp yerinden bile kıpırdamadığı bir dünyada yaşıyoruz."

DÜNYA FİLİSTİN DİRENİŞİ'NE TANIK OLDU!

Biden'ın konuşmasına geçmeden önce, yürek sızlatan nice olaya şahit olduğumuz şu günlerde, Filistin direnişinin akıbetini etkileyecek bir hususun altını çizmek istiyorum. İnsan haklarının korunmasına yönelik uygarlığımız adına inşa edilen ne varsa 2023 yılında yerle yeksan edilmiş durumda. Gözlerini kapatıp kulaklarını tıkayanlar hafızalara kazındı. İsrail'in vahşeti, Filistinlilerin yıllardır nasıl bir zulme maruz kaldıkları, tüm dünyaya gösterildi bu iki haftada.

Milyonlarca kişi, belki de hiç bilmediği coğrafyalarda süregelen bu barbarlığın ilk kez farkına vardı. Politikacıların, sosyal medya platformlarının, basının tüm yalanlarına ve algı operasyonlarına rağmen hem de. Bu noktada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin başarılı çalışmalarını da ayrıca takdir etmek gerekiyor.

BALON SÖNDÜ, RUSYA'NIN TEHDİDİ ABD'Yİ ÖFKELENDİRDİ!

ABD Başkanı Biden, hafta içinde "Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü ülkesiyiz" dedi. Rusya lideri Putin'in yanıtı "ABD gemileri füzelerimizin menzilinde" oldu.

Putin, Beyaz Saray'da nasıl rahatsızlık oluşturduysa, Perşembe gecesi Gazze'de Ortodoks kilisesi bombalandı. Saatler sonra Biden ulusa seslendi. Konuşmasında İsrail'in olası kara harekatına yönelik işaretler beklenirken, ağırlıklı olarak Ukrayna meselesine ve Rusya karşıtlığına vurgu yaptı.

DERTLERİ DAHA FAZLA SİLAH SATMAK!

Evet, Gazze'deki soykırım Ukrayna-Rusya savaşını gölgede bırakmıştı. Biden rahatsız olduğu bu durumu düzeltmek zorunda hissetti belki de. Yine "Dünyanın polisi" olduklarını anlattı Amerikan halkına. Kongre'den benzeri görülmemiş bir yardım bütçesi isteyeceğini belirterek, "Sizin paranızı İsrail'e ve Ukrayna'ya göndereceğim" dedi halkına. Bunu yaparken Amerikalıların hoşuna gidecek süslü cümleler kurdu, "Biz Amerika'yız, Dünya lideriyiz" vs. diye.

KATİLİ AKLAMAYA ÇALIŞIRKEN KENDİNİ ELE VERDİ!

"İsrail savaş kurallarına uygun hareket etmeli" şeklinde bir ifadesi oldu Biden'ın. Bu aynı zamanda bir itiraftı belki de. İnanmıyordu o da İsrail'in savaş kurallarına uygun davrandığına. Sözlerine 11 Eylül hatırlatması yaparak devam etti. "Biz zamanında bazı hatalar yaptık, siz yapmayın, gözlerinizi öfke bürümesin" dediğini söyledi Netanyahu'ya. Çünkü biliyordu tek gecede 500'e yakın sivilin katledildiği saldırıdan Netanyahu'nun sorumlu olduğunu.

KATİLİN AZMETTİRİCİSİ OLUP SUÇU KÖTÜLEMEK!

ABD Başkanı İsrail'in "Hamas bebeklerin kafasını kesti" yalanını kendisi dillendirmiş, İslamofobiyi kendisi körüklemiş, neticesinde de Amerika'da 6 yaşındaki Filistinli bir çocuk, hastalıklı düşüncelere sahip komşusu tarafından defalarca bıçaklanarak katledilmişti. Biden konuşmasının o kısmını kendine de yapmış olabilir. Çünkü, "Yahudi karşıtlığı ve islamofobiyi reddetmeliyiz" deyip Filistinli çocuğun vahşice katledilmesine tepki gösterdi.

KARA HAREKATI İÇİN YEŞİL IŞIK YAKILDI MI?

Biden İsrail'e desteğini yineledi konuşmasında. "Fabrikalarımız silah üretecek" dedi. "Hasımlarına İsrail'in ne kadar güçlü olduğunu göstereceğiz" dedi. Yani kara harekatına pek sıcak bakmasa da seçim arifesinde Trump ile tutuştuğu "Ben daha çok İsrail'i savunurum" yarışında geri kalamazdı. Şımarık Tel Aviv yönetimine "Gazze'ye girerseniz arkanızı kollayacağız" mesajını verdi.

İSRAİL'İN GAZZE İŞGALİ BAŞARILI OLUR MU?

Hava bombardımanında, katliamda, acımasızlıkta üzerine yok İsrail'in. 10 yaşındaki erkek çocuklarına, 15 yaşındaki kız çocuklarına saldırmakta pek maharetliler. Bebek katletmekte eşleri benzerleri yok. Ancak tüm bu saldırganlıklarının sebeplerinden biri de ölüm korkusu. Eğer kara harekatı başlatamazlarsa, korkularını gizlemek için "Batı baskı yaptı" bahanesine sarılacaklar muhtemelen.

360 bin yedek askerini harekete geçirdi İsrail Ordusu. Ordularında yetenekli birimleri vardır mutlaka. Peki, kara savaşında da yetenekliler mi? 2006'da Hizbullah'a karşı başaramadılar, 2014'te yine Gazze'de başarısız oldular. Küçümsedikleri Hamas, Aksa Tufanı'yla Mossad'ı sorgulanır hale getirdi. Yıllardır işgal ettikleri topraklarda, Filistinli çocuklara, elinde bir tek sapan bulunan gençlere üstünlük sağlayarak eğitim yaptılar. Şimdi Gazze'de ne yapacaklar göreceğiz.

İsrail'in ABD'siz bir şey yapamayacağının farkında Beyaz Saray. Tel Aviv'e verilen olağanüstü desteğin bir nedeni de bu. Sahada başarısızlık kaygısını minimalize etmek. İsrail ordusunun Gazze'ye girmeye ne kadar hevesli olduğu tartışma konusu. Her taşın arkasına bakmaları lazım aradıkları direnişçileri bulmaları için. O zorlu keşif sırasında verecekleri kayıpları göze alabiliyorlar mı? Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

AVRUPA'NIN MASKESİ DÜŞTÜ!

Avrupalılar, fikir ve düşünce özgürlüğü mavraları attılar yıllarca. Konu müslümanlar olunca nasıl da umurlarında değil sözde "değerleri" değil mi?

Almanya mesela Filistin'i sembolize eden kıyafetleri yasakladı okullarında. Aynı Almanya, Fransa ve İtalya ile birlikte Filistin yanlısı gösterileri de yasakladı. Hollanda Cuma günü PKK/YPG eylemine "ifade özgürlüğü" kapsamında müdahale etmedi, Hollanda polisi aynı gün Gazze'deki soykırıma tepki gösterenleri copladı. İngiltere ve Fransa terör suçu saymaya kalktı "Filistin'e özgürlük" sloganlarını. Fransa'da Hamas'ı destekleyenlere 5 yıl hapis ceza verilmesi bile gündemde.

Evet. Fikir ve düşünce özgürlüğü diyorlar. Dillerinden düşürmüyorlar. Ancak Batılılar bir tek Türkiye'ye kullanıyor bu ifadeyi. O da Türkiye'nin terörle mücadele operasyonlarını çarpıtmak için.