İsrail'in vicdan sahiplerince lanetlendiği, Dünya genelinde nazilerle bir tutulduğu günleri yaşamaya başladık. Yine İsrail'in böylesine imajını zedeleyecek bir savaşa boşu boşuna girmediği çok açık.

Evet gaddarlar, evet sapkın dini kehanetlere inanıyorlar ancak tek amaçları bunlar değil. Planlarında Doğu Akdeniz gazını kendilerinden olmayanlarla paylaşmamak da var.

Bugün Gazze'de yaşananları, İsrail'in Filistin düşmanlığı ya da siyonizmin akla mantığa uymaz hedefleri bağlamında ele almanın yanı sıra jeopolitik ve ekonomik boyutlarda da düşünmek gerekiyor.

BATI, AKDENİZ'DE KONTROLÜ DIŞINDA SİYASİ VE ASKERİ GÜÇ İSTEMİYOR

Türkiye'nin bölgedeki varlığından duyulan rahatsızlığın temelinde yatan sebep bu. Çünkü tüm dünyanın enerji güvenliği, doğal gaz keşifleriyle 122 trilyon fit küp gaz potansiyeli olduğuna inanılan Doğu Akdeniz'den geçiyor.

Yıllardır Batı ülkelerinin bu konudaki güvenlik stratejisi, enerjinin Rusya yerine Doğu Akdeniz üzerinden ihraç edilmesi üzerine kurulu. Kendi menfaatlerine uygun jeopolitik denge sağlanması adına İsrail'in rahat hareket etmesi şart. Bu da tehdit içeren bölgesel aktörlerin devreden çıkarılması ile mümkün.

İSRAİL GAZZE'NİN ENERJİ POTANSİYELİNE GÖZ DİKTİ

Gazze yıllardır abluka altında olan açık hapishaneden çok daha fazlası aslında. Doğu Akdeniz'de enerji güvenliği için önemli bir kapı. 25 mil açığında gaz havzaları var. Ancak 1.4 trilyon fit küp potansiyelli rezervlerin kontrolü İsrail'in elinde. Batı Şeria'da petrol yataklarına konan Tel Aviv, Gazze açıklarında da doğal gaza çökmenin derdinde. 

1995 tarihli Batı Şeria ve Gazze Şeridi ile ilgili İsrail-Filistin Geçici Anlaşması, Filistin yönetimine deniz yetki alanı tanıyordu. Filistin, British Gas'a bölgede arama yapması için haklarını verdiğinde yıl 1999'du. O rezervler 2000 yılında keşfedildi.

7 Ekim'den önceye dönersek, İngiliz şirketle anlaşma 2024 yılında sona eriyordu. Yeni gaz arama anlaşmasının Türkiye ya da Rusya ile yapılması düşük de olsa ihtimaller arasındaydı. Filistin konusunda hiçbir şekilde taviz vermeyen İsrail'in, sürece müdahale etmemesi beklenemezdi.

"İNSAN HAKLARI" DİYE BAS BAS BAĞIRAN BATI NEDEN KATLİAMA ORTAK OLUYOR?

Hamas bahaneleri oldu, Gazze'yi işgal etme planı devreye sokuldu. Doğu Akdeniz'deki tüm zenginliğin sadece İsrail'e bırakılması mümkün olmasa da Batı bölgede İsrail'e enerji üzerinden üstünlük kurdurmayı arzuluyordu.

Batılı ülkeler, katliamı ilk günden bu yana destekledi. Hem ABD hem de Avrupa ülkeleri, Rus gazına alternatif olacak Akdeniz gazının bir an önce tedarik edilmesinden yana.

Soykırıma destek çıkmalarının yegane sebebi enerji güvenliği. İsrail'in kendilerine bekçilik yapmasını istiyorlar. Böylece zenginliklerini muhafaza edecekler. Bu nedenle Tel Aviv'in tüm aşırılıklarına, tüm hayalperest teolojik çıkışlarına sessiz kalıyorlar. Bütün açıklamaları katliamın devamına yeşil ışık yakar cinsten.

İSRAİL SADECE SİVİLLERİ KATLEDEREK NEYİ AMAÇLIYOR?

Bu plan için Hamas'ın Gazze'deki hakimiyetine son verilmesi gerek. İsrail, Hamas'ı yok ettikten sonra kendi kontrolünde bir Filistin Devleti kurulmasına izin vermeye hazırlanıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın görüşmesinde de bu konu gündemdeydi.

Fakat Abbas'ın bırakın Gazze'yi, Batı Şeria'da bile Filistinliler üzerindeki etkisi zayıf. Yani Abbas yönetiminde bir Gazze için nüfusun da değişmesi elzem. Tüm bombardımanın dayanılmaz şiddeti, Gazzelilerin önce güneye ardından çöllere sürgün edilme fikri buradan geliyor. Gazze'de amaçlanan, Kudüs ve Batı Şeria'da olduğu gibi işgalci yerleşimcilerle bir arada yaşamak zorunda bırakılan Filistin halkı ve İsrail'in tasmasını elinde tuttuğu bir yönetimin olması.

BİR SONRAKİ HEDEFLERİ MISIR MI, LÜBNAN MI?

İsrail bir yandan Gazze'yi bombalayıp işgal ederken, bir yandan da enerji keşiflerine yönelik adımlar atıyor. Yaklaşık 10 gün önce, 6 şirkete Gaz sahalarının aranması için lisans verildi. Saldırılar bahane edilerek Tamar gaz sahası kapatıldı, Mısır'ın LNG ihracatına darbe indirildi. Leviathan sahasından çıkan gaz İsrail'e yetiyor. Bu nedenle Tamar Gaz sahasının kapatılması çok etkilemiyor Tel Aviv'i.

İsrail Akabe Körfezi'nden Akdeniz'e açılacak yeni bir kanal inşa ederek Süveyş Kanalı'na da alternatif üretmenin peşinde. 55 Milyar dolar maliyet biçilen İsrail kanalının 300 küsür kilometrelik kara hattında inşa edilmesi dillendiriliyor. Diyelim inşa edildi, bölgeye sakinlik gelmeden tercih edilmesi zor. Aynı derecede bölgeye sükunetin gelmeyeceği de belli.  Velhasıl o planın uygulanabilirliği şüpheli.

Bir sonraki hamlenin ise halihazırda kıta sahanlığı ihtilafı yaşadıkları Lübnan'a gerçekleştirilmesi olasılıklar arasında. Lübnan sahalarındaki gazın gasp edilmesi için muhtemel bahane ise Hizbullah olacak gibi görünüyor. İsrail'in Gazze'deki savaştan yara alacağı belli olsa da şiddeti tartışılır. Netanyahu "Ekonomimiz kaldırır" diyor, ülkedeki ekonomistler kendisine ve maliye bakanına açık mektup yazıp uyarıda bulunuyor. Gazze'den sonra gücünü toplayıp Lübnan'a yönelmesi zaman alacak. Bu zaman zarfı içerisinde Batı'dan ilk günkü gibi maddi manevi destek alabilir mi, soru işareti.

İSRAİL PLANLARINI NE BOYUTTA GERÇEKLEŞTİREBİLİR?

Oyunlar kuruluyor, oynanıyor, binbir türlü plan var. Ancak hepsi de uygulanması zor planlar. İnananlar için İsrail'in sözde Yeşaya kehaneti gerçekleşmeyecek. Peki Gazze'de güle oynaya zafer ilan edebilirler mi? Doğu Akdeniz gazını Türkiyesiz, Mısırsız, Lübnansız çıkarıp Batı'yı besleyebilirler mi? Süveyş'e alternatif kanal açabilirler mi? İsrail her biri için ciddi bedeller ödemek zorunda. Peki küresel algı enstrumanlarıyla sık sık "Hazırım" imajı vermesine rağmen, buna gerçekten hazır mı, tartışılır.

TÜRKİYE'NİN REALİST HEDEFLERİ VAR

Ankara, Doğu Akdeniz'deki kararlığını her fırsatta gösteriyor. Uzun yıllardır gerçekleştirilen yatırımlar Türkiye'yi adım adım enerji merkezine dönüştürdü. Mavi vatanda filo genişletiliyor. Farklı kaynak ve ülkelerden deniz yoluyla getirilen LNG'lerin depolanacağı bir gemi daha satın alınacak yakın zamanda. Avrupa gaz anlamında kışı endişeyle beklerken Türkiye hazırlıklarını tamamlanmış durumda.

Ankara yönünü Türk devletlerine çeviriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Özbekistan'daki Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde, enerji işbirliği, önemli gündem maddelerinden. 2. Karabağ Zaferi'nin 3. yılını kutlayan Azerbaycan, Zengezur Koridoru'nu açmak için gün sayıyor. Manzara, Doğu ile Batı arasında en güvenilir enerji ve ticaret rotası olan Türkiye'yi, önümüzdeki süreçte daha ön planda göreceğimizi işaret ediyor.