M. Rıza DERİNDAĞ
M. Rıza DERİNDAĞ
ALINTI YAZAR

Film Filipinler'de kopacak

GİRİŞ 05.06.2010 GÜNCELLEME 05.06.2010 YAZARLAR

Sehidimizin ardindan -1-

“Hiç boş durma, bir seylerin, bir hizmetin ucundan tut, istihdam olunabilmek için çırpın ve sakin sakin bos durma; sabah namazından sonra çalışmaya başlayalım. Ta gece olup yataklarımıza nasıl düştüğümüzü anlayamayalım. Sonra da gün neden 24 saat, neden daha fazla değil diye hayiflanalim, sizlanalim.”

Bunları söylemişti.

Gündüzleri yayinevi koşuşturması, formalar, basılacak kitaplar, ciltleme, aksam uzeri Nur Dergisi yazılarının tashihi, gece sabaha kadar ise kah ABD’den kah Uzak Dogu’dan, kah Orta Asya’dan dertlilerin dertlerini dinleme ve dindirme namına internette mailleşmeler, görüşmeler…

Aklında hep dışarılar vardı. Kimi zaman Fas’ı anlatir, Kuzey Afrika’dan dem vurur, kimi zaman Arap dünyasının dertleriyle dertlenirdi.

“ABD’ye muhakkak el atmak lazım. Muhakkak gitmemiz ve girmemiz ve artik onlara ‘Biz de varız’ dememiz, dedirtmemiz lazım” derdi. Fakat Uzakdogu deyince akan sular dururdu. Malezya, Endonezya, Tayland buralari cok sevmisti.

Bir gece Dudullu’da Ona Filipinler’de Tamer ve Fatih isminde iki arkadaşım olduğunu söylemistim, Gecenin o vakti, saat 1 de; “Kalk kalk hemen aşağıya iniyoruz beni onlarla konuştur” dedi.

Apar topar aşağı kata indik, depodan gecip bir bilgisayari acip internete baglandi. Tamer’in mail adresini aldı ve MSN’de onu buldu. Tevafuk Tamer de sabah namazina kalkmış ve MSN’ini açmıştı. Tam 2 saat Tamer’le konustuk. Ev kiralarini, okul ücretlerini, kayit şartlarını, vize durumlarini herşeyi soruyordu…

Konusmalari bitince, “Aabi ya “ dedi. “Keske Filipinler’e gidebilsek”… 

Ertesi gün Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur Agabey bize, kaldığımız yer olan Dudullu’ya gelecekti.. O gun Avustralya’dan misafirler vardi. Biz alışsverişe çıkmış ve geç gelmistik. Kapida Sungur Abi ile yüzyüze gelince, “Yahu Hafiz,masaallah Avustralya’dan gelmisler, hizmet erbabi istiyorlar. Bu gidişle bir Filipinler kalacak” dedi… İkimizde şoktaydık, neden Filipinler…

Yine o gunlerde bir gece MSN’de Tamer bize sunu anlatmisti; “ Hocaefendi (Fethullah Gulen) bir gun ruyasinda veya yakazaten butun hayatini bir film seridi gibi gozunun onunden akip gectigini anlatiyor, derken  film aniden bir yerde kopuyor, o koptugu yer Filipinlerdi, diyor” bunu anlatinca Hafiz abi ayağa kalkip bana “Abi film Filipinler’de kopacak!” diye haykirdi… Daha sonraki zamanlarda bana su kisa maili gondermisti;

 "Film Filipinler’de koptu" sözünü ne zaman demiş bilmiyorum ama ben tabir ve tevilini kaç gündür düşünüyordum ve bir vecihle çıkardım diyebilirim:

 Şöyle ki: 

Filipinler’in en temel özelliği ile olaya bakmak lazım.. 

Yani Hristiyan ve üstelik Katolik.. 

Ve Hocaefendi icin; ya bir "son" veya bir yeni devrenin başlangıcı "Papa ile görüşmesi" değil midir? 

Belki film Papa ile görüsürken kopmustur da, Hocaefendi’ye misal aleminde (zira o alemde hersey golgelidir) Flipinler olarak gözükmüş olamaz mı? 

Bakalım bizim filmimiz nerede, nasıl kopacak? 

Hayırlısı.. 

Kerem Emre ULUCAN
21/07/03

 Bandar Baru Bangi / Malezya 

2003 senesi Temmuz ayinda beraber Malezya’ya gittik. Singapur uzerinden bir hayli yorucu ve macerali bir seyahatimiz olmustu.  Malezya’da Uluslararasi Islam Universitesinde toplantilara istirak edecektik. Akabinde Bandar Bari Bangi denilen bir bölgede Arap asilli ve Malay akademisyenlerle 3 gunluk bir kampa istirak edecektik.

Bu uc gunluk kampta Risale-I Nurlarin Arapça mütercimi Irak Kerkuk Turkmenlerinden Ihsan Kasim Es-Salihi de vardı. İhsan abiye “Babam” derdi Hafiz abi. Onu çok ama çok seviyordu. Onu bu zamanda bir ihlas kahramani, hakiki pederden öte bir şefkat timsali diye yad ederdi.

Bu programın dönüşünde kaldığımız arkadaşların evinde kahvaltı oldu. Ihsan abiye kahvaltıda Filipinler’le alakali bir malumati olup olmadigini sordum, Ihsan abi birden “ Ahhhh Filipinler, genc olsam simdi giderdim. Oranin müftüsü bizi çok davet etti, “Ne olur gelin dedi, ne olur bu anlattiginiz Nurlari bize de gonderin” dedi,biz gidemedik” diye çok ahu enin etti.  

Ben odama yukariya çıktım, ağlaya ağlaya Cevşen ve baska dualar okudum. Baktim Cevdet abi sabaha kadar evin onunde bir o yana bir bu yana gidip geliyor. Giydigi beyaz entarisi su icinde kalmisti… İkimiz de bir çıkış yolu arıyorduk…

Ben Filipinler’e gidemezdim. Çünki evleniyor yeni yuva kuruyordum. Cevdet abi Türkiye’ye dönmesi lazımdı. Rabbimize yalvariyor yalvariyor ne olur bize bir yol diye dileniyorduk…

Kimi bulsak da Filipinler’e göndersek, bu isin  üstesinden nasil gelsek… Ben de beyaz entarilerimi çektim, o da beyaz entarisini giydi, sonra M.Emin Ay in beyaz dilekcesini dinlemeye basladik, ağlıyor agliyorduk. İikimiz de neden agladigimizi bilmiyorduk…

Ne zaman anarasam Seni, kararim kalmaz Allahim,
Senden gayri gözüm yaşın kimseler silmez Allahim…

(Sehadetinden bir gun evvel yine arabada bunu dinlemis, O da ben de cok mahzunlasmis ve arabadakilere Cevdet abi, “Hey gidi günler 7 sene evvel Riza ile bunu dinleyip sarmaş dolaş olup ağlamıştık ,neden ağladığımızı da bilmiyorduk” deyivermisti.)

Ertesi sabah ben kararımı vermistim. “Filipinler’e gideceğim” dedim. Çocuklar gibi sevinmisti. Eşyalarımı O yerlestiriyor, “Hicretin hayırlı olsun” diyordu..

“Yok, o kadar uzun boylu degil” dedim. Bir keşif seyahati bu. Sonra Rabbim oraya sahip çıkacakları gönderir. Ben bir malumat edineyim. Baris abi ile beraber gidecektik. Yol paramizin bir kismini kendisi buldu bir kismini Ihsan abi verdi… Saniyorum bize 1 hafta yetecek kadar paramiz olmustu… Artik yola çıkabilirdik… Kendimi zorluk seferinde zorluk erlerinden biri gibi göruyordum.. İçim içime sığmıyordu. O ise dua ediyordu… Ben hayatimda ağzı bu kadar dualı bir insan görmemistim. Hafız olması anlasilir da Cevseni ezberden okuyor olmasi beni cok şaşırtıyordu…

(Bir dahaki yazımızda Filipinler’deki o zorlu fakat şevkli, hicranli fakat zevkli ilk hicret günlerimizde yaşadıklarımızla devam edeceğim)

M. Rıza DERİNDAĞ / Filipinler / Haber 7
mrdalkilic@hotmail.com
www.serviceforpeace.org

YORUMLAR 7 TÜMÜ
  • nurettin gül 13 yıl önce Şikayet Et
    Allah Razı Olsun... Dünyanın en zor vede huzurlu olanın, hayatı vermek olduğunu daha önce duymuştum.Bunu hayatıyla ispat eden bu gönül dostlara selam olsun.Vazifemiz hizmet, neticesi Rızayı ilahi.Rabbim sizleri ve bizleri rızayi ilahi dairesinde istihdam eylesin İnşallah.
    Cevapla
  • Yusuf Kaya 13 yıl önce Şikayet Et
    Birbirimize dua edelim. Herkes ilayı kelimetullah için işin bir ucundan tutmuş gidiyor. Allah hepsinden razı olsun işi asan eylesin. Düşmanların hakkından gelsin. Amin.
    Cevapla
  • AHLATT 13 yıl önce Şikayet Et
    İşte gerçek hizmet eri. öyle oturduğu yerden müslümanlara ahkam kesmekle hizmet olmuyor. Rabbim bizi sizlere komşu eylesin inşallah cevat abi.
    Cevapla
  • ahmet 13 yıl önce Şikayet Et
    KARDEŞİM. Editörün Notu: Lütfen yorumunuzun tamamını büyük harflerle yazmayınız. Teşekkürler...
    Cevapla
  • mehmet 13 yıl önce Şikayet Et
    maşallah ağlayarak okuduk ve hatırladık. Daha sene 1999 Fas düşmüşdü alemine cevdet abinin, kim gidecekti oraya diye düşünürken biz bir kaç arkadaş atladık hemen biz gidebiliriz dedik, Annem bilerziğini bozmuş bana yol parası yapmıştı,bizide fasa göndermişti kahraman,daha kendisi de 22 yaşındaydı ,cok uzun hikayeler ama rıza abi yazacaktır eminim,beraberiz nurun kahramanları sizleri hiç mi hiç bırakmayacak bu iman ve kuran davasını dünyaya neşr edeceğiz inş......
    Cevapla