Cumartesi akşamı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın günü birlik Katar gezisi için davet geldiğinde, Habertürk’ün canlı yayınında iç siyasete dair konuların tartışıldığı bir yayında idim.

Yayın devam ederken, gece yarısına doğru güvenlik kaynaklarından arka arkaya gelen haberlerle, Irak ve Suriye’de kapsamlı bir hava harekatının yapılmakta olduğunu fark ettim.

Ertesi gün, Katar gezi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapacağımız soru/cevap faslının önemi bu şekilde daha bir artmış oldu.

Pazar günü öğlen saatlerinde İstanbul’dan kalkan uçağımız, 3,5 saat sonra Doha’ya indi.

İner inmez, doğruca Dünya Kupası finallerinin yapılacağı stadyuma yöneldik.

Bize önce, açılış maçının ilk yarısını izledikten hemen sonra stadyumdan ayrılmamız söylendi.

Ancak, Erdoğan’ın daha erken ayrılma ihtimali belirince, maçın başlamasına yarım saat kala stadyumdan ayrıldık, dönüş konvoyundaki yerimizi aldık.

Dönüş yolunda Tur uçağında Erdoğan’la yaptığımız sohbetin  ağırlıklı bir kısmını bu önemli harekat oluşturdu.

Cumhurbaşkanı’na, harekatın kapsamına, bilançosuna, hangi bölgelere yapıldığına PKK/YPG terör örgütüne ne kadar zayiat verildiğine dair bir soru yönelttim. Şu bilgileri verdi:

"Pençe Kılıç Hava Harekatının icrasında 70 kadar muharip ve destek uçağımız ile İHA’lar hep birlikte görev aldılar. Bu başarılı operasyonu bu şekilde 70 kadar muharip ve destek uçağımız, İHA’lar hep birlikte gerçekleştirdiler. Harekatta, Suriye ve Irak kuzeyinde ülkemizi, milletimizi ve hudut güvenliğimizi tehdit eden teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depolarıyla sözde karargâh ve eğitim kamplarından oluşan toplam 89 hedef başarıyla imha edildi. Irak kuzeyinde yaklaşık 140 kilometre derinlikte 45, Suriye’de ise yaklaşık 20 kilometre derinlikte 44 terör yuvası tam isabetle vuruldu."

Erdoğan, yukarıdaki soruma verdiği cevabın bir yerinde, "Operasyon sürerken sabaha doğru 04.00'de Hulusi Paşayla görüştüm" şeklinde bir ifade kullandı.

Kendisi ve A takımındaki isimlerin bir bölümünün uykusuz ya da çok az bir uyku ile geceyi geçirdiği böylece anlaşılmış oldu.

O sırada, uçağa şöyle bir göz gezdirdim.

Bazı isimlerin uykusuzluğu küçülen gözlerinden anlaşılabiliyordu.

ERDOĞAN: HAVA HAREKATIYLA SINIRLI KALMAYACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarında altı çizilmesi gereken iki önemli husus daha vardı.

Birincisi, harekatla ilgili olarak ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le konuştunuz mu şeklindeki soruya verdiği cevap:

Soruya karşılık olarak aynen şöyle dedi Erdoğan:

"Biz bu operasyonla ilgili ne sayın Biden’la, ne sayın Putin’le herhangi bir görüşme yapmış değiliz. Fakat bizim her an bu bölgede bu tür şeyleri yapabileceğimizi zaten sayın Biden da, sayın Putin de biliyor."

Açıklamalarda altı çizilmesi gereken ikinci başlık, hava harekatının devamının nasıl geleceğiyle ilgili soruya, Erdoğan’ın verdiği cevap:

Bunu da araya girmeden Cumhurbaşkanının sözleri üzerinden aktarayım:

"Bunun sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması da söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir güç Kara Kuvvetlerinden de buna katılması gerekir; bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler; istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız."

ÜST DÜZEY BİR GÜVENLİK YETKİLİSİ: YAPMAYI PLANLADIĞIMIZ ASIL OPERASYON BU DEĞİL

Cumartesi gecesi yapılan harekat sırasında akla hemen gelen sorulardan biri olmuştu?

"Bu acaba, 5,6 ay kadar önce gündeme gelen harekatın başlangıç anı olabilir mi" sorusu.

Milli Savunma Bakanlığı’nın hesaplarından harekatı resmi olarak duyuran ilk açıklamada, "Hesap zamanı! Alçaklardan hain saldırıların hesabı soruluyor" paylaşımı yapılmıştı.

Bu ifadeler, 13 Kasım günü İstiklal Caddesi’nde yapılan terör saldırısına karşı terör örgütünü cezalandırma amacıyla mı bu harekatın yapıldığı sorusunu akla getirdi.

Güvenlik kaynaklarından altığım intiba bu yönde oldu.

Evet, bu kapsamlı harekatın amacı, İstiklal’deki terör saldırısına sert ve etkili bir cevap vermekti.

Peki, bu harekat ile, daha önce planlanan harekatta ulaşılması planlanan hedeflere ulaşıldı mı?

Bir başka deyişle, maksat hasıl oldu mu?

Aldığım izlenim şu:

Hayır, bu operasyon, yapılması planlanan öbür operasyon değil.

Üst düzey bir güvenlik kaynağından işittiğim, "Yapmayı planladığımız asıl operasyon bu değil" şeklindeki ifadeleri bu dediğimi tam olarak karşılıyor.

Irak ve Suriye’de yapılan operasyonun hemen ardından, PKK/YPG sözcüleri, tehdit mesajları atarak Türkiye’ye cevap vereceklerini ilan ettiler.

Dün, Gaziantep’in Karkamış İlçesi’nde şehir merkezi ve bir okulu hedef alan terör saldırısı, PKK’nın vahşi yüzünü herkese bir kere daha hatırlattı.

22 yaşında gencecik bir kadın öğretmen ve 5 yaşında küçük bir çocuk bu saldırıda hayatını kaybetti.

Sivillere kadın ve çocuklara yönelen böyle bir saldırıdan sonra, "Yapmayı planladığımız asıl operasyon bu değil" cümlesi daha bir dikkat çekici hale gelmiş oluyor.