Mehmet Ali BULUT
Mehmet Ali BULUT
HABER7 YAZARI
TÜM YAZILARI

"Hak şerleri hayreyler..."

GİRİŞ 12.02.2014 GÜNCELLEME 12.02.2014 YAZARLAR

"Kital, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı. Zira bir şey var ki siz ondan hoşlanmazsınız ama o sizin hayrınızadır. Ve yine öyle bir şey var ki siz onu seversiniz o sizin hakkınızda fenalıktır. (işlerin nereye varacağını, neyin ne şekilde sonuçlanacağını) Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara, 216)

Dünya üzerinde hoşumuza gitmeyen, yüreğimizi acıtan, bize evrensel rahmeti sorgulatan sayısız hadiseler olaylar yaşanıyor. Birçok insan biliyorum ki, zahiren insanın vicdanına sığmayan hadiselerden dolayı, kâinatta,  külli bir vicdanın, galaktik bir merhametin var olduğuna dair inançlarını bile kaybetmişlerdir. Çünkü yaşanan acıları, zahiren zulüm gibi görünen hadiseleri, o büyük ve külli rahmetin içine sığdıramamaktadırlar. Kendilerince Allah'ın rahmetini tenkid ederler ve sonunda Alla korusun imanlarından olurlar...

....

Eminim bugün birçoğunuz, iktidar ile cemaat arasında yaşanan şeyleri de anlayamıyorsunuzdur. Belki bu yüzden tüm Müslümanlara ve İslam dinine karşı yüreğinizde şüpheler, hatta tepkiler oluşmuş olabilir. Ve yazık ki bu tavrınızda, bu tepkinizde haksız da sayılmazsınız. Çünkü bize anlatılan ve telkin edilen İslam kardeşliği ile yaşanmakta olanları, bağdaştırmak çok zor. Ve acıdır ki İslam tarihinde böyle sayısız hadiseler var.

Fakat insan, meselelere şu büyük ayetin adesesinden bakacak olsa, o şerlerin altında ne büyük rahmetler olduğunu da görebilir…

Bazen, Hz. Peygamber'den sonra hilafetin doğrudan Hz. Ali'ye geçmiş olmasını hayal ediyorum. Ondan da iktidarın çocuklarına veraset yoluyla geçtiğini düşünüyorum. Doğrusunu Allah bilir elbet ama öyle sanıyorum ki, İslam birkaç yüz yıl sürer, sonra sönüp giderdi. Çünkü manen dini korumakla görevli oldukları anlaşılan ehlibeyt, her iktidar gibi dünyanın cazibesine kapılacak ve dine sahiplenmeyi ihmal edecekti. Diğer insanlar da -Ak Parti iktidar sürecinde olduğu gibi- "nasıl olsa din, ehil insanların elinde" diyerek gaflete düşeceklerdi.

Ama öyle olmadı. Çünkü dest-i kudret, dünyevi iktidarı onu isteyenlere vermişti. Ehlibeyti de onların karşısına temiz ve sarsılmaz bir muhalefet olarak koydu ki, din sahipli olsun ve iktidar da muhalefetten sakınarak dine hizmet etsin! Acaba Emevi ve Abbasi iktidarının karşısında, Ehli beyte gibi, hak ve hakikatin tavizsiz savunucuları bir muhalefet olmasaydı neler olurdu bir düşünün. Bediuzzaman, "Lakayt Emevilik, nihayet sünnet cemaate… dayandı" diyerek, Ehlibeyt muhalefetinin onları nasıl iyi olmaya mecbur ettiğini anlatır… Hakikaten de Emeviler, iktidarı kaptırmamak için dine ciddi hizmet etmişler; Ehli Sünnet vel Cemaat'i var etmek zorunda kalmışlardır…

Esasında o tarihlerde yaşanan yürek yakıcı hadiseler, fitneler, acılar ve katliamlar, o acılar yanında bir büyük gayeye de hizmet etmiştir. Çünkü o hadiseleri, fitne gören ehli feraset ve ehli takva, dört elle Kur'an'a sarılmışlar ve ondaki hakikatleri insanlığın hizmetine sunmaya çalışmışlardır. Eğer o elim hadiseler yaşanmasaydı, belki Kur'an'ın hakikatleri de bu kadar eşelenmeyecekti…

…..

Hiç şüpheniz olmasın bu gün yaşanan cemaat ve iktidar kavgası ileride sayısız hayırlara müncer olacaktır. Hatta olmaya başladı bile…

Zira kendisini la-yüsel saymaya başlamış iktidar, yeniden köklerine dönmeye, kendisini besleyen, iktidara taşıyan kaynaklara yönelmeye ihtiyaç duymuştur. Sadece bir yıl önceye kadar "bilmem ne ola ola bize oy vereceksiniz.." diyenler, süngülerini düşürdüler ve seçmene muhtaç olduklarını hatırladılar.

Bununla da kalınmadı… İktidar cemaatleri ve kanaat önderlerini görmeye, isteklerini kale almaya başladı. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye'deki tüm kanaat önderlerini Ankara'ya toplayan iktidar, adeta yeniden bir "muahede" imzaladı… "Biz ceketimizi koyarız seçilir" sanıyorlardı ya, öyle olmadığını anladılar.

Acaba iktidar için bundan daha güzel bir uyanış olabilir miydi?

Görülüyor ki iktidar daha şimdiden, Gezi olaylarının ve yolsuzluk adı altında başlatılan darbe girişimlerinin ‘müsbet meyvelerini' toplamaya başladı. 

Ben şahsen, bu kere kesinlikle Ak Partiye oy vermek niyetinde değildim. Çünkü gönlümü yeterince incitmişlerdi ve benim gibi sayısız küskünler de oluşmuştu. Ama şimdi, çoğu insan, ‘namus belası' diyecek ve iktidara sahip çıkacak!

Bu hadiseler yaşanmasaydı iktidar bunu neyle yapabilirdi?

…..

Bu olaylarda cemaatin hanesine düşen güzelliklere gelince…

İktidardaki kibir ve tepeden bakmacılığın bir başka versiyonu da cemaatte yaşanıyordu. Kendilerinden başka hiçbir dini cemaate itibar etmeyen, onlara tepeden bakan, kendilerini dünya liginde, diğerlerini de yerelin taşrasında top koşturan takımlara benzetiyorlardı. Kendilerinden başka hiçbir cemaate, hatta nurculara bile itibar ettiklerini görmedim. En fazla, bir din adamı ölse, basit bir haberini koyup geçerlerdi…

Geçenlerde baktım, rahmetli Esat Coşan Efendi ile ilgili uzun bir yazı yayınlamışlar ölümünün 11. Yılı münasebetiyle. Gazetenin arşivine bakın, büyük ihtimalle ölüm haberi dışında bir bahis, bir yazı veya haber göremezsiniz…

İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın Erzurum'da yaptığı ve hakikaten de yakışık olmayan konuşması üzerine, baktım bir yığın âlim ulema STV tarafından ekranlara çıkarılıp çıkarıp konuşturuluyor…

Onları izlerken "Elhamdülillah" dedim, "cemaat, bu ülkede kendi mensuplarından başka mümin/Müslüman bulunduğunu hatırladı"

Acaba bir tek şu netice bile şu hadiselerin yaşanmışlığına değmez mi?

Geçenlerde baktım bir televizyonda bir sunucu, karşısına almış bir konuk, sohbet ediyor. Konu cemaat ve iktidar kavgası… Sunucunun dili, alışkanlıkla ikide bir "Fethullah Hoca Efendi" demeye yöneliyor, ama o, her seferinde kendini toparlayıp "Fethullah Bey" diye düzeltiyordu…

İçim acıdı. Kendi kendime "Bütün insanlık için bile umut olabileceğine inanılan bir zatın kendisini bu hale düşürmesi değer miydi, dünya saltanatı için?" diye düşündüm.  

Birileri bu ifademden rahatsız olabilirler ama acıdır ki iş bu noktaya geldi. Ama ben hissediyorum ki bu şerlerin altıda da sayısız hayırlar çıkacak.

Mesela cemaat medyasının, hoca efendiyi savunmak için bile olsa, bir yığın mübarek alim ulemayı ekranlarına çıkartıp konuşturması o hayırların mukaddemesidir inşallah. Kendilerinden başka da "ehli necat" olabileceğini öğrenmeleri az bir şey mi? Tıpkı iktidarın, hala halka muhtaç olduğunu bir kere daha anlamış olması gibi…

"Hak şerleri hayreyler/ Zannetme ki gayr eyler/ Arif onu seyreyler/ Mevla Görelim Neyler/ Neylerse güzel eyler! " (İbrahim Hakkı Hazretleri)

Mehmet Ali Bulut- Haber7

mabulut@hotmail.com

YORUMLAR 18 TÜMÜ
  • Abdürrahim Çokgüngör 11 yıl önce Şikayet Et
    Talut-Calut, cemaate değil hakiki Mehdi-Mesih’e bakar. Talut-Calut kısası zamanımıza ve hususan Mehdi-Mesih hadisesine de işaret eder. Sizin yazdığınız gibi Tayyip-Cemaat olayına dolaylı işaratı var. Çünkü bu mücadele Tayyip-cemaat değil İslam deccali süfyan ile Mehdi’nin şahs-i manevisinin mücadelesidir. Talu-Calut kısasında nebi adayı Hz. Davut Talut’a tabi olur. Tıpkı Hz. Mesih’in Hz. Mehdi’ye tabi olacağı gibi. Sizin verdiğiniz örnek yani referandum olayı cemaatin propagandası ve göz boyama atraksiyonlarıdır. Paralel çıkardı onlarınki. Yutmayız. İspatı ise Kur’an 1960 yılında başlayan bir fitenin 2010'da biteceğini ebcedle Rumi ve Hicri tarihle 10’dan fazla ayetle işareti var. Örnek: *Mücadele 21: Cenabı-ı hak ezelden yazdı ki ben ve elçilerim muhakkak galibiz 1960,2010 * Maide 18: Hizbullah galiptir 1430 (2010) * Yusuf 21: Cenab-ı hak emrinde galiptir. 1380,1430 *Yunus 103 Mü’minleri kurtarmak bize layıktır. 1381,1430,1431.
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 11 yıl önce Şikayet Et
    Davud’u bırak Cibali Baba’ya bak. Talu-Calut kısası Mehdiyetin hakimiyetinin öncesine ve ilk yıllarına bakar. Fecr-i sadık ve 2. Fethi nazara verir. Buna Seba Melikesi’nın kısasının yer aldığı Sebe Suresi de işaret eder. O Çiller’e baktığı gibi bir zata daha bakar. Uzun adama. Şöyle (sus cemaat duymasın). Ancak 2yıl sonra 28 Şubat menhus olayı yaşandı. Bediüzzaman’ın 1417 (1996-97 ) için bu Tağut’a bakar ve baktırır der. O Tağut’un ordugahında kimler vardı: İsrail muhibbi askerler, küresel sermayenin bendesi baronlar, kara medya ve hocaefendi ile cemaati. Yahudi Alan Maykowski’nin taht-ı riyasetinde mervi Beyda savaşını 28 Şubat’ta başlattılar. 72 aylık Beyda Savaş 1423’te bittiğinde tek galip vardı. Talut-Calut kısasının hikmetleri daha var şimdi zamanı değil. Hz. Davud’un Ahimelek’i başka, Necon-siyonist mahfillere sığınan Yahudiciklerin Cibali Babası başka. Yani "Kur’an Yahudileri lanetlememiştir" diyen.
    Cevapla
  • Abdürrahim Çokgüngör 11 yıl önce Şikayet Et
    Mehdi-Mesih’te ananas, beddua ve Pir-i Mugan hakareti yok. Talut-Calut kısasının coğrafyası Beni İsrail coğrafyasıdır. Kıssa o günün mükellefiyetini anlatır. Ve o kıssa 20 ve.21. yüzyıl mü’minlerine der ki: “Ey Mehdi-Mesih ittifakı deccallerinizi öldürün ve tevhidi yayın”. Mektubut’ta zikredildiği gibi: “vahy-i semâvî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür”ün der. O’nun da başlangıcı 2. fetihtir. Hz. Süleyman emrine verilen rüzgarla (uçakla) Cebrail ile dünyayı dolaşırken Boğaz’dan geçer. Hz. Cebrail henüz kurulmamış İstanbul’u işaret ederek “İki büyük dine payıtahtlık edecek” der. Ayasofya’yı anlatır. İki büyük dinin ulu mabedine. Kıyamette muhafaza edilip kubbesi cennete taşınacak Ayasofya’yı. Hiç cemaatin gözü yaşlı ve mahzun Ayasofya’ ile dertlendiğini duydunuz mu? Ananaslar, beddualar, Yahudicikler, sahte Mehdiyet, Bediüzzaman’a hakaret olan Pir-i Mugan varken ona sıra gelir mi: Cemaatmiş. Hadi oradan.
    Cevapla
  • melek öztürk 11 yıl önce Şikayet Et
    Sadece gözümüz açıldı. Sayin Hocam, diyorsunuz, ki:Eminim bugün birçoğunuz, iktidar ile cemaat arasında yaşanan şeyleri de anlayamıyorsunuzdur. Belki bu yüzden tüm Müslümanlara ve İslam dinine karşı yüreğinizde şüpheler, hatta tepkiler oluşmuş olabilir. Fakat ,yaşananlardan dolayı, benim yüreğimde tüm Müslümanlara ve İslam dinine karşı şüpheler, hatta tepkiler oluşmuş OLAMAZ!!! Anlayamadığımız şeyleri de Rabbim en kısa zamanda tüm açıklığıyla kavramamızı nasib etsin İNŞAALLAH.
    Cevapla
  • Halil SİNANOĞLU 11 yıl önce Şikayet Et
    MEHMET ALİ KARDEŞİM,CEMAAT DEĞİL ! "ÜMMET,ÜMMET ". Büyük düşün ! Korkma ! Ayrıca,Eğer 12 yıldan beri sağlığı pahasına gecesini gündüzüne katmış,ülkenin yüzyıllık problemlerini çözmek gayretiyle bir dolu risk almış,Bir Recep Tayyip ERDOĞAN'ın ne yaptığını anlayıp,bu zor zamanda yanında olamıyorsan.Hiç tarihte dolanıp durma ! Oradan bir nasip bulamazsın ! Haricilerin ümmete maliyetini biz biliyoruz.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle