Talut-Calut, cemaate değil hakiki Mehdi-Mesih’e bakar. Talut-Calut kısası zamanımıza ve hususan Mehdi-Mesih hadisesine de işaret eder. Sizin yazdığınız gibi Tayyip-Cemaat olayına dolaylı işaratı var. Çünkü bu mücadele Tayyip-cemaat değil İslam deccali süfyan ile Mehdi’nin şahs-i manevisinin mücadelesidir. Talu-Calut kısasında nebi adayı Hz. Davut Talut’a tabi olur. Tıpkı Hz. Mesih’in Hz. Mehdi’ye tabi olacağı gibi. Sizin verdiğiniz örnek yani referandum olayı cemaatin propagandası ve göz boyama atraksiyonlarıdır. Paralel çıkardı onlarınki. Yutmayız. İspatı ise Kur’an 1960 yılında başlayan bir fitenin 2010'da biteceğini ebcedle Rumi ve Hicri tarihle 10’dan fazla ayetle işareti var. Örnek: *Mücadele 21: Cenabı-ı hak ezelden yazdı ki ben ve elçilerim muhakkak galibiz 1960,2010 * Maide 18: Hizbullah galiptir 1430 (2010) * Yusuf 21: Cenab-ı hak emrinde galiptir. 1380,1430 *Yunus 103 Mü’minleri kurtarmak bize layıktır. 1381,1430,1431.

Davud’u bırak Cibali Baba’ya bak. Talu-Calut kısası Mehdiyetin hakimiyetinin öncesine ve ilk yıllarına bakar. Fecr-i sadık ve 2. Fethi nazara verir. Buna Seba Melikesi’nın kısasının yer aldığı Sebe Suresi de işaret eder. O Çiller’e baktığı gibi bir zata daha bakar. Uzun adama. Şöyle (sus cemaat duymasın). Ancak 2yıl sonra 28 Şubat menhus olayı yaşandı. Bediüzzaman’ın 1417 (1996-97 ) için bu Tağut’a bakar ve baktırır der. O Tağut’un ordugahında kimler vardı: İsrail muhibbi askerler, küresel sermayenin bendesi baronlar, kara medya ve hocaefendi ile cemaati. Yahudi Alan Maykowski’nin taht-ı riyasetinde mervi Beyda savaşını 28 Şubat’ta başlattılar. 72 aylık Beyda Savaş 1423’te bittiğinde tek galip vardı. Talut-Calut kısasının hikmetleri daha var şimdi zamanı değil. Hz. Davud’un Ahimelek’i başka, Necon-siyonist mahfillere sığınan Yahudiciklerin Cibali Babası başka. Yani "Kur’an Yahudileri lanetlememiştir" diyen.

Mehdi-Mesih’te ananas, beddua ve Pir-i Mugan hakareti yok. Talut-Calut kısasının coğrafyası Beni İsrail coğrafyasıdır. Kıssa o günün mükellefiyetini anlatır. Ve o kıssa 20 ve.21. yüzyıl mü’minlerine der ki: “Ey Mehdi-Mesih ittifakı deccallerinizi öldürün ve tevhidi yayın”. Mektubut’ta zikredildiği gibi: “vahy-i semâvî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür”ün der. O’nun da başlangıcı 2. fetihtir. Hz. Süleyman emrine verilen rüzgarla (uçakla) Cebrail ile dünyayı dolaşırken Boğaz’dan geçer. Hz. Cebrail henüz kurulmamış İstanbul’u işaret ederek “İki büyük dine payıtahtlık edecek” der. Ayasofya’yı anlatır. İki büyük dinin ulu mabedine. Kıyamette muhafaza edilip kubbesi cennete taşınacak Ayasofya’yı. Hiç cemaatin gözü yaşlı ve mahzun Ayasofya’ ile dertlendiğini duydunuz mu? Ananaslar, beddualar, Yahudicikler, sahte Mehdiyet, Bediüzzaman’a hakaret olan Pir-i Mugan varken ona sıra gelir mi: Cemaatmiş. Hadi oradan.

Sadece gözümüz açıldı. Sayin Hocam, diyorsunuz, ki:Eminim bugün birçoğunuz, iktidar ile cemaat arasında yaşanan şeyleri de anlayamıyorsunuzdur. Belki bu yüzden tüm Müslümanlara ve İslam dinine karşı yüreğinizde şüpheler, hatta tepkiler oluşmuş olabilir. Fakat ,yaşananlardan dolayı, benim yüreğimde tüm Müslümanlara ve İslam dinine karşı şüpheler, hatta tepkiler oluşmuş OLAMAZ!!! Anlayamadığımız şeyleri de Rabbim en kısa zamanda tüm açıklığıyla kavramamızı nasib etsin İNŞAALLAH.

MEHMET ALİ KARDEŞİM,CEMAAT DEĞİL ! "ÜMMET,ÜMMET ". Büyük düşün ! Korkma ! Ayrıca,Eğer 12 yıldan beri sağlığı pahasına gecesini gündüzüne katmış,ülkenin yüzyıllık problemlerini çözmek gayretiyle bir dolu risk almış,Bir Recep Tayyip ERDOĞAN'ın ne yaptığını anlayıp,bu zor zamanda yanında olamıyorsan.Hiç tarihte dolanıp durma ! Oradan bir nasip bulamazsın ! Haricilerin ümmete maliyetini biz biliyoruz.

Takiyye.... Bu cemaat, 90'lı yılların sonlarına kadar, diğer cemaatları dışlar, kendilerini çok farklı görürdü. Sonra strateji değişti ve diğer cemaatlere ve liderlerine saygılı, sıcak bir tablo çizer oldular. Amam biraz içlerinde, yakınlarında olunca yaptıklarının takiyye olduğu, kendilerine yaygın bir zemin oluşturmaya çalıştıkları belli oluyordu. Bunda belki bir nebze de başarılı oluyorlardı, şu son falsoları olmasa. Artık bunların ne peşinde olduğu iyice belli oldu. Göremeyen saf müslümanlara yazık. Onlar da İnşallah fark ederler üzüm salkımındaki taneler gibi olduklarını; çöplerinden tutulmuş bilmedikleri bir yere sürüklendiklerini. Zaman salkımdan düşme, Allah(CC)'ın bahşettiği aklını kullanma zamanı...

Milletin mesru iktidarina savas acmamayi da ogrenecekler. Bu olayin bir faydasi da bu olacak insaallah. Mesru iktidarin otoritesine destek vermek yerine isyan etmek lanetlenmeye sebep olabilek kadar buyuk bir curumdur diye bir kanaatim vardir. Buna dair ayetlerden delillerim de var. Buna simdi girmiyorum cunku bu surecte bu gercek de gorulecektir.

insaf. yaptığınız tesbitlere genelde katılırdım fakat bu son yazınız bıraz zorlama yorumlarla dolu hem iktidar hemde cemaatle ilgili tesbitleriniz oldukça havada...sizinkisi mavı boncuk dağıtmaktan başka bir sey değil .sunda kesinlikle yanılıyorsunuz oda cemaatin islam büyükleriyle ilgili yaptiği haberlerden uzaksınız.neymiş arşivi taramışmıssınızda böyle bilgilere ulaşamamışsınız ne yazıkkı ne kadar yanlı olduğunuz belli çünkü hem tv programı olarak cok güzel bır belgesel ve gazete ekinde diğer cemaatlerle ilgili haberler hep çıkmıştır.saygılar...

Dinin himayetkarı milletin iradesine ipotek konamaz. En kötü hal, hakla batılı tefrik edememektir. Ehl-i dinin dünya saltanatına uzak durması hususunda kaderin hükmü ortada iken, hatta Bediüzzaman’ın ahirzaman hizmetinin diplomasi ve siyasetle değil iman hizmetiyle olacağını kesin bir dille anlatırken, din adına hareketle mal, para ve debdebeyle oynayanlara müsamahakar olmak basiretsizliktir. Ballı pastadan nemalanan namaz ihmalkarı ve tesettür teferruatçılarının düzmece “mehdiyet”inin entrikalarını, darbe-i hükümet hamlesini, neocon-Siyonistle ittifakını, İsrail muhibliğinı ve casus ağlarını es geçmek şaşırtıyor. Sahte mehdi mi, Mesih mi ne olduğu meçhul bir hüviyetin derin mahfiller adına dinin himayetkarı milli iradeye tasallutunun ağır faturasını ödeme vakti geldi. Sadeleştirme yoluyla Risaleleri tahrif, sömürgen baronlara ananas ikram eden kasetçilere elbette kaderin de bir zehir zakkum ziyafeti olacaktı. Onu göreceğiz.

Samanyolu en az. kendi cematleri kadar iyi bir belgesel ve Zaman'ın pazar ekiyle Esad Coşan Hocaefendi'yi anlatmıştır. Arşivlere bakılmalı. Lütfen insanlık için önemli işlere gönül veren hizmete bir şey söylemeden önce iyice araştıralım.

TEKEBBÜR NEDİR? Hakkı hoş görmez yani kuran ve hadisden gelen emri kabul etmez.. Kulları da hor görür yani bu işi yapanlarıda hor görür.kendini yüksekte görür.mehmet Ali bey demişsinki"Bütün insanlık için bile umut olabileceğine inanılan bir zatın kendisini bu hale düşürmesi değer miydi,"peki şu soruma cevap versene Hrank dink öldürüldüğü zaman fener rum patriği türkiyede bütün tevizyonların önüne çıkıp bütün dünyada seyretti dediki Hz isa Allahın oğludur. Türkiyede bir tek ulema dediğimiz bu şahıslar çıkıp bir televizyonda bu patriğe cevap veremedi. Hani ulema,hani bütün insanlık için umut olabilecek zat. bırak bırak bizim karnımız tok bu sözlere

harikulade bir tespit.. bir kaç aydır cemaat hakkında söylemeye çalıştığımız işte tam da bu. Mehmet Bey siz bunu anladıysanız gerisi teferruat.. halkın tepkilerini iyi analiz etmişsiniz. bundan sonra cemaatin kendine bir çeki düzen vermesi gerekiyor. şunu da söylemeden edemeyeceğim halkımızın büyük bir çoğunluğu bagımsız ve bağlantısız büyük bir cemaatin üyeleridir. tanınmak ve kabul görmek için illaki adı konulmuş bir cemaatin üyeleri olmak şart değildir. halkı tanımayan halka tepeden bakanlar bu büyük milletin nasıl bir ehli cemaat olabileceğini görememiştir. bir konuda sözleşmişcesine birlik haline gelmiş bir halk iradesinin ne kadar etkili bir cemaat olabileceğini göremiyorlar. bunun adı halk cemaatidir. bagımsız ve bağlantısız. cemaati milli irade ;)

Acaba?. Hocam, ben yorum yapmak için hala erken olduğunu düşünüyorum. Kanaatimce köprünün altından daha çok sular akacak ve daha çok şeyler öğreneceğiz. Böylece fikirlerimiz de değişecek. Esad Coşan Hocaefendi ile ilgili yazdıklarınıza katılmıyorum. Ben Esad Coşan Hocaefendi ile ilgili tek belgeseli cemaatin TV'sinde izlemiştim epey önce. Hem belgesel, hem de Allah dostlarının anlatıldığı programlarda kendisine denk gelmiştim (Esad Coşan Hocaefendi'yi ben de radyoda severek dinler ve istifade ederim. Allah rahmet eylesin). Bunun yanında, HE'nin, diğer cemaat önderleri için hep "hocaefendi hazretleri" dediğini çok kere duydum. Ama daha önce dikkat etmediğiniz için, bunu bir yenilik sandınız siz. Oysa öyle değil.. Öte yandan, bazı ham şakirtlere bakarak cemaati toptan yargılamanın da doğru olmadığını düşünüyorum. O şekilde bakarsanız, her cemaatin mensubu kendi cemaati için aynı şeyi düşünüyor.

Elleriniz dert görmesin Hocam. Kıymetli Hocam; Makalenizin ilk harfinden son noktasına kadar istifade ettim. Altına da imzamı atıyorum. Çoğu Müslümanın duygularını gayet fasih ve beliğ bir biçimde açıklamışsınız.

gerçekten anlayamadım.. Hz. Ebubekir, HZ. ömer döneminde müslümanlar arasında bölünmeye yol açan tek bir fitne yoktu. İslam topraklarını anadolu içine kadar taşıdılar. HZ. osman ümmeti refaha boğdu. AMA haramzadeler doymadılar. Oranın buranın valilğinde gözü olanlar, HZ ALİ Yİ DE YANINA ÇEKMEYE ÇALIŞARAK hz. osmana karşı durdular. bütün fitne buradan çıktı. HZ. ALİ de fitnecilere prim vermedi. onun dönemi fitnecilerle mücadele ile geçti. HZ. ömer döneminde ortalık sütliman iken, heryerde adalet var iken, HZ. Ali Hz. Hasan, HZ. Hüseyin döneminde müslümanlar kapıştı durdu. Hz. Ömer yoldan çıkanları yola sokmasını iyi biliyordu. Münafıklara fırsat yoktu onun döneminde. ÖYLE DEĞİL Mİ