Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Dershane mi derthane mi?

GİRİŞ 29.11.2013 GÜNCELLEME 29.11.2013 YAZARLAR

Ülke “dershaneciler ve derthaneciler” diye ikiye ayrılmış durumda ve gece gündüz mevzumuz bu!

Dünyanın hiçbir yerinde eğitimle ilgili meseleler bu denli ulu orta yerde konuşulup tartışılmaz mamafih bu işin ehli olan eğitimciler ve uzmanları uzun araştırma ve tartışmalardan sonra ortak paydada buluşup ülkenin ve geleçek nesillerin hayrına en iyi olanda karar kılarlar. 

Ne yazık ki bizde her şey de olduğu gibi “ağzı olan konuşuyor!”

Bu meselede kendimi hiçbir yerde konuşlandıramadım zira hangi yana baksam, hangi tarafa dönsem, yani tam bir Nasrettin Hoca durumu var ortada ve her iki tarafın da bir haklılık payı var.

“Dur bakalım ne olacak” diye meseleyi enine boyuna tartarken bir de ne göreyim üsluplar sertleşmiş, mizan kaçmış ve hatır-gönül hak ile yeksan olmuş. Kader birliği etmiş, aynı safı tutmuş insanların aslında çok basit bir meselede böylesine keskinleşmiş olmasından hiç hoşlanmadım!

Yıllardır kendilerine bin türlü kapıyı sonuna kadar açan, üyelerine mevki ve makamları sebil eden ve kendilerini baş tacı yapan, milyonların ve hatta ülkenin yarısının desteklediği bu ülkenin başbakanına yapılan hakaretamiz üslup ve yakıştırmalardan, bu vefasızlıktan hiç hoşlanmadım!

Öte yandan yüz binlerin üzerinde hemfikir oldukları, yıllardır görüşleriyle, fikirleriyle büyük kitleleri etkileyen, peşinden sürükleyen ve çok önemli hizmetlere öncülük eden bir din âlimine edilen hakaret ve iftiralardan da hoşlanmadım!

Mal bulmuş mağribi gibi bu “dershane” meselesinden rant ve menfaat devşirmeye çalışan, yangına körükle giden fitne fücurların pervasız yorumlarından hiç mi hiç hoşlanmadım!

Sonra bu “dershane taslağını” el altından kendisini ilgili makamlara getirenlere servis edenlerin, her tarafa sendenim mesajı verenlerin, koltuk hırsından gözü dönmüşlerin ve ikiyüzlülerin varlığından asla hoşlanmadım!

Atalarımız “iki yüzlü insan pazar tezgahı gibidir” demişler”

Cemaat sevgisinden veya nefretinden dolayı taraf olanların ve bu tarafgirliklerini nefret ve düşmanlık tohumları ekecek kadar ileriye götüren, ülkenin bekasını görmezden gelip dünyevi olana talip olan çıkarcı ve açgözlülerin birdenbire çoğalmış olduğunu görmüş olmaktan hoşlanmadım!

Anlayacağınız durum bu kadar vahim benim cephemde! Gelinen noktadan kesinlikle hoşlanmadım!

Bu dershane bizlere “derthaneye” dönüşmüşse tamam kapatalım gitsin!

Ancak derdimiz bitmeyecek aksine artacak, bölgeler ve okullar arası uçurum dibe vuracak. Bunu söylemek için kahin olmaya gerek yok!

Zira bu iki sistem birbirlerine Leyla ve Mecnun olmuştur! Mesela sadece ilk ve orta öğretime giden insanların tercih ettiği bir kurum değildir Dershane. KPSS, Dil kursu, TUS gibi üniversite mezunlarının da iştirak ettiği dershane kurslarını peki ne yapacağız?

İşte şeytan dürttü ve aklıma geldi. Ortadan konuşan birisi olarak diyorum ki dershane kapanacaksa yeri gelmişken “KPSS” sınavını da kaldıralım! Neden mi? Hemen söyleyeyim:

Madem okul varsa, dershane niye var noktasındayız o halde; mesela üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olan o kadar genç hiçbir şey öğrenmiyor mu, Üniversiteler öğretmiyor mu, Üniversiteye güvenmiyor muyuz ki hem yeterlilik diploması veriliyor hem de güvenmeyip yeniden KPSS sınavına alıyoruz!  Onu da kaldıralım gitsin…

Hâsılı kelam bu ülkede söz konusu eğitim ise “tutarlılık” Kafdağı'ndaki Zümrüd-ü Anka'dır!

Ey Ahali! Aynı değerlere inanmış, aynı safta yer almış, aynı mücadelede omuz omuza vermiş, el ele tutuşmuş kardeşlerinizi hangi taraftan olursanız olunuz nasıl da kaldırıp atıyorsunuz kolayından… Bir mevzuda anlaşamadığınızda hemen kaldırıp atmak yazıyor muydu lügatimizde?

Hani empati, hani hoşgörü, hani samimiyet, hani ahde vefa, hani dürüstlük ve hani BİR'lik? Yol ayrımına gelmiş herkes şunu iyi bilsin ki bu ayrılık bizlere ancak ve ancak zulüm- felaket getirir!

Bana göre haftanın en güzel dershane değerlendirmesini Egemen Bağış yaptı:

Onun için biz diyoruz ki kardeşler arasında asla hesaplaşma olmaz. Kardeşler arasında muhabbet olur. Kardeşler arasında biz ayrımcılığı kabul edemeyiz. Onun için hükümetimiz bu muhabbeti bir hesaplaşmaya dönüştürecek her türlü fitne ve fesattan uzak durmak da kardeşliğin gereğidir diyor. Bu çabalarımıza, bütün bu ağır ithamlara, bütün bu çarpıtmalara rağmen, sadırılara rağmen biz bu ülkede kardeşlik bağımızı güçlendireceğiz diyoruz.”

Biz de inşallah diyoruz.

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 19 TÜMÜ
  • yusuf kaya 10 yıl önce Şikayet Et
    Haber 7. havalarda güzel gidiyor son günlerde
    Cevapla
  • kazımm 10 yıl önce Şikayet Et
    @Yasin G. Söylediklerinde haklısın kardeşim, ama şu memlekette bir gerçek var kı bizim milletimiz bir işi yapıyorsa sadece kendisini hakkıyla yapıyor zannediyor. Bu memlekette herkes ötekini rakip veya düşman görüyor. Hayasızca saldırmayı hak, söyledikleri çirkin sözleri mübah görüyor. Burda, senin de bahsettiğin ANGOLA'da ki ilkellikten bile Cemaati sorumlu tutan insanları gördük. Çirkeflikte sınır tanımayan bu insanlar kendilerini neye hizmet ederken görüyor merak ediyorum. Ortada bir rahatsızlık var veya yanlış anlaşılma var diyerek bu adamlar neden bunda ısrarcı diye sorulacağına, buldukları bu kaçırılmaz fırsatı türlü iftira ve hakaretlerle değerlendiriyor, bunun adına RANT diyor, MAL-MÜLK sevgisi diyor, İZZET ve ŞEREFE kadar gidiyorlar... ve bunlardan bazıları bu insanlarla aynı sofrada oturup yemek yemiş, çay içmiş, sohbet ve risale okumuş insanlar. yazık
    Cevapla
  • kazımm 10 yıl önce Şikayet Et
    @nur dülger. bülent arınç'ın açıklamasından sonra dershanecilerin yapacakları protesto eylemini iptal ettikleri, ve ortalığın yavaş yavaş durulmaya başladığı bir dönemde, sayın başbakanın BİRKEZ DAHA sayın bülenç arınç'ı ezip geçmesinden sonra, o yatışan olayın tekrar hararetlendiğini bilmeyenlere sesleniyorum. Her yorumundan körü körüne bir partizanlık fışkırıyor. Bugüne kadar cemmatin, başka hiçbir cemaate veya gruba karşı düşmanlık yaptığını bir ALLAH'ın kulu kalkıp söyleyemez. Ama burda görüyorum ki, kardeş gördüğümüz insanların her türlü iftira, hakaret ve kin nefret kokan yazılarını okudukça demek ki bu memlekette daha çok hizmet edilecek diyoruz. Daha çok hizmetlerin yapılması gerekiyor ki, bugüne kadar kimseye dalaşmayan insanlara, ilk fırsatta içinde ki fesat tohumlarını kusan mü'min ''kardeşlerimiz'' çıkıyor karşımıza.
    Cevapla
  • Yasin G 10 yıl önce Şikayet Et
    Tüm Müslüman kardeşlerimin dikkatine !!!. Dünyada müslümanlar kan ağlıyorken, Angola'da İslam yasaklanıp camiler yıkılırken, kış yine gelmiş ve Suriyeli kardeşlerimiz evsiz barksız soğukta iken, bizim tartıştığımız konuya bakın. Dershane... Sanki çok önemli bir konu ya. Kim bilir üst tarafta ne hesaplar yapılıyor, ne uğruna. Kardeş, kardeşe düşürülmeye çalışılıyor belki de. Korkarım bunun tokadını millet olarak yiyeceğiz. Çünkü geçmişte zaten çokça yedik. Zira Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de "Allah’a ve Resûlüne itâat edin; birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer de (size heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider; o hâlde sabredin! Şübhesiz ki Allah, sabredenlerle berâberdir." (Enfal 46) Fitneden sakınalım. Bol bol Allah'a dua edelim. Plan kuranların planını Allah (c.c.) Başlarına geçirsin. Amin.
    Cevapla
  • siyahnur 10 yıl önce Şikayet Et
    Dersaneler kapanmalı, medreseler açılmalı. Üstad Bediüzzaman Hz.lerinin en büyük hayali olan fenni ve şer'i ilimlerin aynı anda tahsil edildiği Medreset-üz Zehra'lar açılmalı hem dini hem fenni ilimler aynı anda tahsil edilmeli. üniversite mezunları sadece doktor mühendis öğretmen değil, imanlı doktor, imanlı mühendis imanlı öğretmen olmalılar. Ama maalesef cemaat insanları Nurcu olduklarını iddia edip insanları Üstad Hz.lerinden ve Risalelerden uzaklaştırdı. Yıllarca insanlara türkçe olimpiyatları adı altında türlü türlü gayrimeşru levhiyatı insanlara din öğretiyoruz diye kandırdılar. Gelinlik çağına girmiş genç kızları milyonlarca insana teşhir ettiler. Raksettirip şarkı söylettiler. Kendisi artık gülen cemaati oldu. Ve hiç çekinmeden risaleleri kafalarına göre tahrip etti. Bunun mutlaka bir mücazatı olmalıydı. Bence yedikleri tokat şefkat değl zecr tokadı. Peşi de çorap söküğü gelecektir. Ve biz de ibretle seyredeceğiz...
    Cevapla