El ele, omuz omuza, kafa kafaya vermiş saldırıyorlar.

Meseleler aydınlandıkça hakikatleri daha net görüyoruz. Türkiye’ye operasyon çeken güç,  dersini hiç almamışa benziyor. Hala terörü tırmandırarak sonuç almaya çalışan üst seviyede alçak akıl, bütün sermayesini ortaya dökmüş saldırıyor.

Başkomutanımızın deyimiyle “gelecekleri varsa, görecekleri de var!”

Veya “geldikleri gibi giderler!”

Korkmayacağız ve boyun eğmeyeceğiz.

Türk Milletinin ve mazlum toplulukların bu son kalesi dimdik ayakta olsun diye bu ülkenin aziz evlatları tarihinde hiç olmadık şekilde çok güçlü bir birlik ve beraberlik ruhuyla aynı potada “vatan, bayrak ve demokrasi” dedi.

Aslında ülkemiz şimdi daha güçlü.

İç ve dış düşmanlarımız kendini açık etti zira.  Hastalık teşhis edildi. Şimdi tedavi zamanı. Gerekirse en ağır tedavi şekillerini uygulamakta beis görmemeliyiz. Mehmet Akif’in söylediği gibi “siper et gövdeni dursun, bu hayasızca akın” kabilinden bir duruş sergiledi büyük Türk Milleti.

Bu hayasız saldırılar bir süre daha sürecek. Öyle görünüyor ama bitecek. Ya bitecek, ya bitecek! Bitireceğiz. Başka bir alternatifimiz yok. Bu son olup bitenlerden sonra anlıyoruz ki “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve o satıh bütün Türkiye’dir!

Bu hayasızca akını püskürtecek büyük bir milletiz.

Bu tarih boyunca hep böyleydi ve bundan böyle de öyle olacak. Ancak bunca badireden sonra millet olarak şöyle durup bir silkelenecek ve kendimize olan o büyük dönüşü gerçekleştireceğiz!

Yani baştan ayağa milli birlik ve beraberlik ülküsüyle hemhal bir millet olma becerisini göstermek zorundayız. Göktürklerden, Hunlardan, Selçuklulardan, Osmanlılardan bugünlere… Ne zaman kendimiz olmaktan çıktık kaybettik, yıkıldık, acılar çektik.

Göktürk Abideleri bizlere o kadar güçlü seslenirken hiç mi ders almayız?

Bengi taşlara “Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!” diye bin yıl önce bizlere seslenen Türk Bilge Kağan’ın, Türk Milletine seslenişine baktığımızda sanki bugünü anlatır gibidir.

Biz her anlamda kendimize dönmeliyiz ve bundan başka çaremiz de lüksümüz de yoktur. Milli bir duruş sergilemenin ne denli önemli olduğu gerçeğini hep birlikte 15 Temmuz’da gördük, yaşadık.

Bir ay boyunca meydanlarda Mustafa Yıldızdoğan’ın seslendirdiği  “Türkiye’m” eserini uzun yıllardır ne zaman başımız sıkışsa coşkuyla seslendirdik lakin böylesine milli bir duruşu, bir sanatçıyı hala baş köşeye oturtamamışız. O baş köşelerde bukalemunlar ağırlanıyor yıllar yılı!

Lütfen sanatçılarımıza sahip çıkalım. Mustafa Yıldızdoğan, Uğur Işılak, Esat Kabaklı, Osman Öztunç, Ahmet Şafak, Ali Kınık, Arif Nazım gibi sanatçılarımız daha sık ekranlarımıza gelmelidir. Lazım olduğunda değil, daima onları dinlemeliyiz zira onlar bu ülkenin milli sanatçılarıdır…

Ünlü “Türkiye’m” eserinin sözlerini yazan şairimiz merhum Dilaver Cebeci Ustayı kaç kişi tanır ve bilir? Mavinin Türküsü adlı şiirinde bir büyük milleti harekete geçiren ruhu mayalayan şairimizin şu sözleri hangi deli yüreği, kimi ayağa kaldırmaz ki?

“Bana sen yoksun, sen öldün diyorlar

Bu kör acuna inat yedi iklimdeyim

İşte ellerini tutuyorum yaşanmamış bir çağın

Ben güneşi kıskandıran gerçeğim.

İçim içime sığmıyor, maytaplardan deliyim

Bir bayrak dalgalansa yüceden

“Hadi” dese birisi

Peşindeyim vallahi peşindeyim!

Lütfen hatırlayınız…

Sayın Cumhurbaşkanımız ekranlarda “Hadi” dediğinde ilk dakikalarda sokağa fırlayan ülkücü gençleri bu bayrağın arkasına takan güç neydi? Hiç düşündünüz mü?  

Siyaseten farklı bir partinin içinde olsalar da bayrak dalgalandığında söz konusu vatan olduğunda gözü kapalı meydanlara koşturan ruh,  işte o bu yukarıda bahsettiğimiz ruhtu… Yani ülkü birliğiydi…

İşte biz böyle bir gençliğe yatırım yapmak zorundayız.

Yeri geldiğinde partiler üstü düşünen, vatan, millet, bayrak ve din için şimşek gibi çakan bir gençlik yetiştirmek zorundayız. Milli damarları kesilmiş, yabancı ideolojilere ve ülkülere ram olmuş, beyinleri ele geçirilip yıkanmış mankurtlaştırılmış nesillerden bize fayda gelmez.

Cumhuriyetin kurucu değerleri, Ak Partinin manevi unsurları, MHP’nin 9 ışığı harmanlanıp partiler üstü yepyeni milli kavramlarla ışıl ışıl bir gençlik yetiştirmek mecburiyetindeyiz.

Bakınız bir nesli nasıl mahvetmişler!

Herkes ayağını denk almalı.

Bizim başka bir vatanımız yok, gidecek başka yuvalarımız yok. Varımız yoğumuz bu güzel ülke, Türkiye. Bu millet gelecekte de başka acılar yaşamamalı, bu devlet başka tehlikelere duçar olmamalı…

Yarınki Büyük Türkiye idealini ancak bu şekilde hayata geçirebiliriz.

Allah bu aziz vatanı ve büyük Türk milletini korusun gözetlesin inşAllah…

Meryem Aybike Sinan-Haber7

meryemaybike@gmail.com

Twitter:@aybikesinan