Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Kadın sadece bir et yığını mıdır?

GİRİŞ 30.05.2011 GÜNCELLEME 30.05.2011 YAZARLAR

Çok eşlilik kadının lehine midir?

Son günlerde birçok eşlilik tartışmasıdır gidiyor.

Bu gereksiz tartışmayı başlatan bir erkek olsaydı anlayabilirdim ama bunu bir kadının başlatmış olmasını hakikaten büyük bir talihsizlik olarak görüyorum. Bu ortaçağ zihniyetini andıran tartışmayı anlamak, kabul etmek ve hatta akıldan geçirmek bile bir başka talihsizlik.

Kadın bir kadın tarafından ancak bu denli aşağılanabilirdi. Ne demek erkeğe çoklu evlilik için yasalar çıkarmak önerisi ve tartışması? Bu tartışmalar neden çıkarılıyor, neden kadın sürekli olarak bir meta olarak tartışmanın öznesi olmak durumunda?

Kadın sadece bir et yığını mıdır?

Ne hazindir ki son zamanlarda bazı kadın yazarlar (!) tarafından duyguları olmayan, erkek için yaratılmış, erkeğin zevkine göre kendini şekillendirecek zayıf karakterli, erkek bırakmasın diye kendinden tavizler veren, hisleri dumura uğramış zavallı bir kadın tipi tarif ediliyor ve dile getiriliyor ve bunun üzerinden bol miktarda mutluluk sosuna bandırılmış tavsiyeler peşi sıra sıralanıyor kadına!

Böylesi garip tavsiyeler erkekler tarafından doğal olarak lehte olduğu için kabul görmüş olabilir ama kendini bilen, insan olduğunun ve bir ruhu olduğunun farkında olan aklı başında bir kadının kabul etmesi (hatta akl-ı selim sahibi erkeklerin dahi)  ve onaylaması mümkün olmayan talihsiz ve arızalı düşünce biçimleridir.

Kadın en az erkek kadar şahsiyet sahibi, duyguları, istekleri, arzuları, beğenileri, düşünceleri, entelektüel yetileri olan bir varlıktır. Kadının da bir haysiyeti ve şerefi vardır. Kadın da sever, âşık olur ve uzaklaşabilir… Yani kadın hiç kimseye kul köle olmak için Allah tarafından yaratılmamıştır.

Kadın sadece Yüce Allah’ın kuludur.

Allah dışında kimseye taviz vermek mecburiyetinde değildir.

Ünlü düşünür Halil Cibran kadın erkek ilişkisi için şu abide sözleri söyler ki gerçekten de bütün kadın ve erkeklerin başucu tavsiyesi niteliğindedir:

“Birbirinizi gölgelemeyiniz. Yan yana durun, birlikte yürüyün, ama asla birbirinize sokulmayın zira tapınağı taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır. Bir selvi asla meşenin gölgesinde gelişip serpilemez.”

Bir kadın sevdiği, âşık olduğu, hayatının en önemli yıllarını verdiği erkeğinin günün birinde “ artık senden sıkıldım veya senden güzelini buldum, bu kez hayatımı onunla geçirmek istiyorum sözünü nasıl kabul edebilir?

Ya da tam tersinden bakalım ve bir parça empati yapalım.

Bir erkek bu sözlerin benzerini karısından duysa duygu dünyası nasıl olur acaba? Dinimizin binlerce öğretisini değil de sürekli olarak çok eşlilik öğretisinin ki tartışmaya ucu açık ibareler de olmasına rağmen sık sık bu meselenin neden başa sardığını çok merak ediyorum.

Mesela neden dinimizin en önemli mevzuları olan dürüstlük, şefkat, merhamet, adalet, sevgi, iman, ahlak, ibadet, namaz, kul hakkı yememek, temizlik, hikmet gibi mevzular gündeme getirilmiyor da böyle mevzular gündeme getiriliyor acaba, gerçekten de çok merak ediyorum!

Bir erkek yeniden evlenmek için gerekli şartlar oluşsa dahi iki veya daha çok eş arasında adaleti gerçekten sağlayabilecek mi? Peygamber Efendimizin dahi kadınları arasında adaleti tanzim adına hayli zorlandığı bilinen bir gerçek iken modern çağ erkeği nasıl tanzim edecek bu adaleti ve hakkaniyeti?

Benim çocukluğumda bizim mahallede üç tane karısı olan (ki birisi de ölmüştü galiba) bir komşumuz vardı ve birlikte yaşıyorlardı. Bu adam sevdiği karısının kışkırtmasıyla gün aşırı öteki kadınları sopalardı ve kadınların bağırtı ve çığlıklarını hala duyar gibiyim.

Çok eşliliği savunan hanım yazar, erkeklere çok eşlilik hususunda torpil geçerken erkeklerin keyfi arzuları için kadını feda ediyor, kadından ve kadınlığından vazgeçiyor!

Erkeklerin çapkınlık yapmalarının bedelini kadın niye ödesin? Neden hiçbir kusuru yokken sırf erkek başka kadınlardan hoşlandı, canı değişiklik arzuladı diye kadın üzülsün, sevdiğini bir başka kadınla paylaşsın, acı çeksin, yuvası dağılsın?

Mesela birçok islam ülkesinde çok eşlilik yasal olduğu halde kaç kadının yüzü güldü, kadınlar mutlu oldu mu, kadınları korumak adına yasalar çıkarıldı mı? Hayır, hayır hayır!

Dünyanın en mutsuz ve umutsuz kadınları çok eşliliğin serbest olduğu bazı İslam ülkelerinde yaşayan kadınlar ne yazık ki! Dünyanın bütün nimetlerinden uzak tutulan yine bu kadınlar!

Kadını bir köle, cariye, cinsel obje olarak gören bu zihniyetin modern kadın tüccarlarından bence hiçbir farkları yoktur. Kadın erkeklerin oyuncağı değildir, kölesi, kulu hiç değildir, olmamalıdır da.

Bir erkek ve kadın arasında ya sevgi ve aşk vardır ya da yoktur. Sevgi varsa, beğeni varsa, küfuv varsa bu evlilik her türlü şartta yürür gider ve hiç kimse bu evliliği bozamaz.

Ancak bir evlilikte aşk ve sevgi yoksa denklik yoksa bütün dünya bir araya gelse, bütün evlilik danışmanları nasihat etse,  o evliliği kurtaramaz. Evlilik kadın ve erkek arasında çok özel bir yaşam biçimidir. Her evliliğin kendine mahsus dengeleri ve özellikleri vardır, senin benim nasihat ve tavsiyelerimle insanların evliliği ne düzelir, ne de kurtulur. Veya dünya bir araya gelse seven bir çifti ayıramaz.

Sadakat, sevgi ve aşk olmalı evliliğin içinde.

Sonra şefkat, merhamet, saygı eşlik etmeli. Ruhlar kenetlenmeli, düşünceler sözleşmeli, hayat orta yerinden paylaşmalı. Kadın sadece bedeniyle, cinselliği ve cilvesiyle bir erkeği elde tutmayı umuyorsa fena halde yanılıyor demektir. Bir kadın da erkek de sadece bu unsurlar yüzünden sevilmez ve bir araya gelmez, gelmemeli de. Başka bambaşka dengeler, istekler, arzular, duygular vardır insanın hayatında.

Erdem ve ahlak varsa, aşk varsa, sevgi varsa, sadakat varsa, verilmiş sözlerde durmak varsa hangi erkek ve hangi kadın bir başka kadına ve erkeğe bakar ve o büyük günaha yeltenir?

Kadının güzelliği ve çirkinliği ile ilgisi olmayan şeylerdir bunlar. Kadın ve erkek en çok yaşlılıkta birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Hayatta daha önemli şeyler vardır. Aile olmak, çocuk büyütmek, akşam birilerinin yolunu gözlediğini bilmek, gecenin karanlığında bir umuda sarılır gibi bir omuza yaslanmak da evliliğin içindedir ve asıl unutulmaması gereken şeyler de bunlardır.

“Haydi, birbirimizi daha çok sevelim, aşkımıza sahip çıkalım, verdiğimiz sözde duralım, insan hayatında sadece bir kere sever ” sloganları bu çok eşlilik fikrinden daha mantıklı ve faydalıdır zira.

Çok eşliliğe kocaman bir hayır da benden olsun!

Muhabbetle Efendim.

Meryem Aybike Sinan-Haber7
meryemaybike@gmail.com

YORUMLAR 54 TÜMÜ
  • darbeleredurde 13 yıl önce Şikayet Et
    ali eren. dini bilginin yetersiz olduğu yorumlarından anlaşılıyor.çok eşliliğe karşı olabilirsin ancak bunu yaparken kıt bilginle din üzerinden yapma !
    Cevapla
  • ali eren 13 yıl önce Şikayet Et
    böyle söyler söyleyerek peygamber efendimize hakaret etmeyin.... bazı arkadaşlarda amma çok eşli taliplisi çıkmış-kızı olsaymış 4.ye eş olarak verirmiş-bırakın buralarda ahkam kesmeyi..kızın olmadığı belli...ya adam 1.almış-2.yi almış.3.almış- doymamışta birde 4.yü alsın.yuhh...İslamı bunlara indirgeyerek hem İslamı başka kesimlerde küçük düşürüyor-hemde peygamber efendimiz sanki şu zamandaki erkekler gibi nefsi için evlendi izlenimi veriyorsunuz.-birde dindarız diye geçiniyorsunuz...o sözü söyleyende çerez psikolog iyi pirim yaptı-artık islamcı dindar geçinen erkeklere bol bol fetva verir-onlarda gönül rahatlığıyla 1,2,3, yü alırlar..ama bu devirde kadınlarında gözü açık-öyle cüzdanı boş birinede gelmez-2.3... cüzdanınız nekadar dolu olursa herşeye bir kılıf uydurur-o çerez psikologdanda istediğiniz fetvaları alırsınız...ahh ne güzel islamiyet ne güzel müslümanlık--sonrada kul hakkından bahseder-hava atarsınız....islama dıştan değil-içinden saldırılar var..adam namazı tartışmaz.çok eşliliği tartışır..çünkü işine o gelir-o pirim yapar...
    Cevapla
  • ali eren 13 yıl önce Şikayet Et
    türkiyede maalesef kadınlar et yıgını olarak görülüyor... Sayın aybike hanım çok eşli olan bayana yazar derseniz kendinizi hakaret etmiş olursunuz-başında bir örtü-düzgün bağlanmayan-kaşlar incecik-yüzü makyajlı-ve neymiş islami kesim psikologu--bunların evlilikten-sexten başka hiç işleri yokmu-millete güzel ahlakı öğret-kişisel gelişi öğret madem psikologsun..İslamı kendi nefislerine göre yorumluyorlar..öyle yapan insanlar varmış-peki onlar dogrumu yapıyor-peygamber efendimize bir hakaret değilmidir bu?? bütün millet işi gücü bıraktı-çok eşliliği tartışıyor-millet evdeki karısına ekmek götüremezken-belli bir zaman sonra adam zenginlesin ve kadına desinki ben genç birini buldum-hangi kadın kaldırır-haa kendini psikolog ve yazar tanımlayan bayan kabul edebilir-ama Şerefli Türk kadınları bunları kabul edemez...şerefini-gururunu para için yerler altına almaz...ey erkekler sizde-evde karınıza çocugunuza göstermediğiniz sevgiyi dışarıda başka kadınları gösterip-eve gelincede sevgi yoksulu kesiliyorsunuz.......
    Cevapla
  • noter tasdikli yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    meseleye bir de buradan bakmalı. laik birisi dini kaygıları olmadan eşini çocuklarını düşünüp hiç bu işlere girmezken, diğer dindar ya da muhafazakar biri, dinen serbest deyip istediği gibi açılma hakkını kendinde bulabiliyor. bazı semtlerin böyle adı çıkmış. onların karşı çıktıkları esas bu durum.
    Cevapla
  • Abdullah 13 yıl önce Şikayet Et
    Kuran-ı Kerim. Kuran-ı Kerim belirli bir zamana özgü inmemiştir. İyi o zaman yarın bir gün de "Namaz o zaman emredildi. Şimdi kılınmayabilir" deseler iyi mi olur? Kötü olur değil mi?
    Cevapla