Can Dündar en son yazısında eğitim ile alakalı müthiş fikirlerini beyan etmiş!

Madem Milli Güvenlik Dersi kaldırıldı o vakit Din Kültürü ve Ahlak Dersini de kaldıralım demiş! Hele bu derse adını bile doğru dürüst bilmeden “Zorunlu Din Dersi “demesi var ki o da evlere şenlik bir ifade başlı başına.

“Yalnız mesele çocukları ideolojik eğitimden kurtarmak ise hedefin zorunlu din dersleri olması gerekmez mi? Diye soruyor bir de!

Din Kültürü ve Ahlak Dersi her şeyden evvel bir ideoloji dersi değildir.

Kaldı ki “Milli Güvenlik Dersi” ile ilişkilendirilebilecek bir ders hiç değildir.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede Müslüman öğrencilere devlet eliyle ve eğitim yoluyla ahlaki ve kalbi terbiye yollarını öğretmektir bu dersin amacı. Zira ahlak eğitimi öyle kendi kendine öğrenilen bir eğitim olmayıp telkinlerle, öğütlerle, misallerle verilebilecek bir eğitimdir.

İstanbul’da gazete plazalarındaki odalarında bilgisayar başında eğitim hakkında fikir beyan edip bilmeden, sormadan, öğrenmeden dersin adını bile hala söyleyemeden “kaldıralım” demek, tamamen “ruhi güvenlik dersi” kabilinden hayati bir dersi “Milli Güvenlik Dersi” ile aynı kefeye koymak ciddi bir bilgisizliktir, ilgisizliktir ve basiretsizliktir.

Din Kültürü ve Ahlak Dersi günümüzde özellikle önemi artmış ancak ders saati bakımından yetersiz olan hayati bir derstir. Bir saatte öğrenciye temel dini bilgiler yanında moral değerlerimizle ilgili açıklamalı bilgiler verilmekte ve onların ruhi anlamda huzur ve güvenlikleri ve dahi mutlulukları esas alınmaktadır.

Okullarımızda en çok ilgi çeken derslerden birisi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersidir. Gerçi Dündar mantığındaki kimseler “din dersi, din hocası” terminolojisini özellikle kullanıyorlar ki bu da ayrı bir tartışma konusudur. Birçok öğrenci biliyoruz ki ilk dualarını bu dersten öğreniyorlar zira ailede böyle bir eğitim almamışlar, alamamışlar!

Hayatında bir saat bile öğretmenlik yapmayan Dündar bunu nereden bilsin!

Ve Can Dündar yazısının sonunda şunları söylüyor:

“Milli güvenlik dersleri, hedeflenen demokratik eğitim ile çelişiyordu.”
Doğru...
Ama ne yazık ki çoğu zaman din dersleri de modern biyoloji eğitimiyle çelişiyor.
Bu müfredat ve onu uygulayan çoğu din hocası, tartışan, sorgulayan, özgür düşünceli, demokrat bireyler yetiştirilmesine mani oluyor.
Hıristiyan ve Musevi çocukların din derslerinden muaf tutulması, ayrımcılığı okullara sokuyor.
Zaten “zorunlu” ifadesi, “Dinde zorlama olmaz” hükmüyle çelişiyor.
Mademki, 12 Eylül’ün izlerini silmeye çalışıyoruz, onun en ünlü eserlerinden “zorunlu din dersleri”ni de silinecek izler listesine katmamız gerekmez mi?

Hayır, yanılıyorsun Can Dündar, Din Kültürü ve Ahlak Dersi modern biyoloji ile çelişmiyor. Aksine örtüşüyor ancak hala darvinizmin izlerini sürüyorsanız evet İslamiyet bir safsatadan ibaret olan bu izmle çelişiyor nitekim bu sakat mantığı artık batılı ve Hıristiyan âlimler de kabul etmiyorlar.

Hıristiyan ve Musevi çocukların bu dersten muaf olmaları bu dersin ve öğretilerinin ne kadar demokratik ve insani olduğunun bir göstergesi değil midir? Dinde zorlama olmadığının bariz bir ispatından başka nedir? Kaldı ki bütün Türkiye’de bu oran kaçtır acaba? Yüzde birlik bir dilim için mi bu büyük kaygıları duyuyorsunuz?

Müfredatta Bay Dündar, bir iki seçmeli ders dışında bütün dersler zorunludur!

Bakınız bunu da bilmiyormuşsunuz!

Türk Edebiyatı Dersinin zorunlu olmadığını mı sanıyordunuz? Din kültürü ve Ahlak Dersi de tıpkı edebiyat dersi gibi öğretilmeye, o terminolojinin temelleri verilmeye muhtaçtır. Edebiyat bilgileri gibi dini bilgilerin de öğrenciye verilmesinde ne gibi mahzurlar bulunabilir?

Bir gencin Allah’ı bilmesi, inanması, değerler eğitimiyle kemale ermesinin ne gibi zararları var Sayın Dündar?

Ya da;

Allah’ı bilmemesi, inanmaması, moral değerlerinin olmamasının ne gibi faydaları olabilir?

Mesele sadece 12 Eylül meselesi değildir.

Milli güvenlik bilgileri ileri yaşta da öğrenilebilir, lakin ilintili bilgiler zaten birçok dersin kapsamı içinde(vatandaşlık ve Tarih dersleri) idi ve öğrenciler lüzumlu bilgileri bundan böyle de almaya devam edecekler. Lakin direkt bilinçaltını, karakter ve mizacı etkilediği için dini ve değerler eğitiminin erken yaşta verilmesi lüzumu vardır ve bunu istediğiniz bütün konuyla alakalı bilim adamlarına sorabilirsiniz. 

Kur’an Kurslarını kapatarak ülkede inanç eğitimini uzun süre baltalayan 12 Eylül ve uzantıları erkek yaşta öğrenilmesi gereken dini hassasiyetlerin önünü kesmeyi amaçladılar. Sekiz yıllık eğitimden amaç sadece bu idi ne yazık ki!

Esasında hiçbir işe yaramayan bu kesintisiz sekiz yıllık eğitimin de masaya yatırılması ve beş yıldan sonra insanların serbest bırakılması gerekmektedir. Başıboş kalan milyonlarca genç on sekiz yaşından sonra bu kesintisiz eğitim yüzünden hiçbir mesleki vasfa sahip olamadıkları için hayatları kararmaktadır. Öte yandan birçok meslek erbabı da çırak ve kalfa bulamamaktan yakınmaktadır. Artık eğitimi siyasi bakış açılarıyla değil ülkenin menfaatine yönelik çalışmalarla yönlendirip çocuklarımızın gerçekten de yarınlarını düşünelim.

Yoksa bu dar bakış açılarıyla, bu siyasi duruşlarla, bu ideolojik yaklaşımlarla daha çok eğitim merdiveninden düşeceğiz! Bırakınız herkes işini yapsın!

Öyle değil mi?

Muhabbetle kalınız.

Meryem Aybike Sinan - Haber7
meryemaybike@gmail.com