Meryem Aybike Sinan
Meryem Aybike Sinan
HABER7 YAZARI

Kadın da şiddete uğruyor erkek de!

GİRİŞ 26.11.2012 GÜNCELLEME 26.11.2012 YAZARLAR

Esasında şiddet kelimesinin kendisi tartışılmalıdır zira bu ülkede sadece kadınlar şiddete maruz kalmıyor.  Bu fiilin sürekli olarak “ kadın” üzerinde konuşulmasını yanlış buluyorum.

Şiddet” ve “hiddet” birbirinin tetikleyicisi olarak bir arada kullanılmalı ve bu iki fiil üzerinde tartışma yapılıp neden ve sonuca gidilmeli.

Bu ülkede bu fiillere sadece kadınlar maruz kalmıyor. Çocuklar, gençler, polisler, askerler, öğretmenler, memurlar, işçiler, kalifiye elemanlar, medya mensupları, yaşlı kimseler, şoförler vs… Yani bu ülkede hemen herkes bir şekilde “şiddet ve “hiddet” fiillerine hayatları boyunca bir kez dahi olsa uğruyorlar.

Şiddet sadece fiziksel saldırı olarak algılanmamalıdır. Araştırılsa maddi yani fiziksel şiddet, manevi şiddetin yanında öylesine küçük bir yüzdede kalır ki! Ancak bizim ülkede manevi şiddet “şiddet” kapsamında ne yazık ki değerlendirilmiyor.

Manevi şiddet göz önüne alınmıyor bile. Oysa bu ülkede kadınlar kadar erkekler de manevi şiddete maruz kalıyorlar, işyerleri mobbing uygulayan gaddar amirlerle kaynıyor. Özellikle üst düzey yöneticilerin emirleri altındaki kimselere baskı, sindirme, yok sayma, aşağılama, çeşitli bahanelerle çalışma şevkini kırma ve işten ayrılmaya zemin hazırlama gibi şiddet türlerinin bizim ülkede adı bile bilinmiyor neredeyse.  Bilinse dahi suç sayılmıyor! Yani amirinden bu nedenlerle rahatsız olan mağdurun bunu şikâyet edecek bir muhatabı olmadığı gibi buna yasal bir hakkı da yok…

Çünkü bunlar şiddet kapsamına girmiyor hala!

Yani illa ki kafa gözü patlatacak, dayak yiyeceksiniz veya öleceksiniz ki adı şiddet olsun!

Akşamları sırf işyerinde maruz kaldığı mobbing nedeniyle evine mutsuz ve gergin giden insan sayısı azımsanmayacak kadar fazla ve bu kimseler işinden olmamak, iş yerinde daha da huzursuz edilmemek için şikâyet eyleminde bulunmayıp susmaktadırlar. Bu da bir süre sonra bu kimseleri strese, bunalıma sürüklemekte, dolayısıyla moral motivasyon ve iş kaybı, işte verimsizlik, durağanlık, hoşnutsuzluk, güvensizlik, niteliksizlik olarak bütün topluma geri dönmektedir.

Yani şiddet sadece kadına değil bu ülkede.

Oğlunun evinde gelin baskısına dayanmak zorunda kalan yaşlı nine de şiddet mağdurudur aslında.  Huzurevinde son dayanağı olan görevlilerin her türlü alay ve hiddetini göğüslemek zorunda kalan dede de şiddet mağduru değil midir?

Şiddet ve hiddet insana yakışmaz. İnsan olanın, merhameti, şefkati ve adaleti olan insanoğlunun yapacağı fiiller değildir. Aslında bütün bu sorunların şifası, reçetesi İslam dininde değil midir? İnsanın sosyal, evlilik ve iş hayatında nasıl davranacağına dair her türlü kural ve kaide belirlenmiştir. İnsanın mutluluk ve huzuru için her türlü yasak da mevcuttur.   

Yüce Allah'ın 99 Esma-i İlahisi hayatımızın her noktasında lazım olan her şeyi, kâinat defterine açık seçik yazmıştır lakin reçeteyi okumak, duymak ve hissetmek lazımdır. Allah sevgisinin ve korkusunun bilindiği, bulunduğu kök saldığı bir yürekte şiddet ve hiddete meyil vuku bulur mu? Kim öldürür, kim kandırır, kim aldatır, kim üzer, kim ağlatır, kim çalar, kim çırpar, kim zulmeder, kim incitir, kim hak ve hukuku çiğner?

Allah sevgisinin ve inancının olduğu hangi yürek, mazlumun gözyaşlarına bigâne kalır, dayanabilir? O muhteşem sonsuzluk için, üç günlük dünyaya kim meyleder, kim geleceğini satar yalan dünyaya?

Şiddetin türü ne olursa olsun, şiddeti uygulayan insana hangi cezaları verirseniz veriniz, bunu yine tekrarlar. Zira bunun manevi bir eksikliğin sıkıntısı olduğunu artık bilmemiz, görmemiz lazım. En olmadık koltuklarda oturanların bile çok ciddi ruhi problemleri, arazları olabildiği bir gerçek! Bütün bunları görüp kabul etmemiz lazım.  

Şiddet konulu toplantılarda vazgeçilmez bir slogan var: “Kadınlarda şiddeti engellemek için eğitim şart”.  Bu klişeler maalesef gerçekleri yansıtmıyor öyle olsaydı nice kolej mezunları arkadaşlarını kıtır kıtır doğramazdı, üniversite mezunları hiç öldürmezdi, hepsi birer melek olurdu!

Hayır Efendim, şiddet ve hiddet bir inançsızlığın, ciddi bir manevi boşluğun ve birtakım ruhi hastalıkların bir ürünüdür!  “Merhamet ediniz ki merhamet edilesiniz!” sözünü bilen, duyan, hisseden, inanan ve hayatına tatbik eden birisine, başka söze ne hacet!

Muhabbetle kalınız!

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

twitter.com/maybikesinan

YORUMLAR 6 TÜMÜ
  • tankoy oytun 11 yıl önce Şikayet Et
    en büyük mobbing nedir.... kadının işten gelen erkeğine yüzünü asmasıdır. öldürse ondan daha iyidir. ya da boşansa...aslında düşünecekolursanız bundan her türlü pislik ve kötülük çıkabilir...
    Cevapla
  • semra 11 yıl önce Şikayet Et
    şiddetin her türlüsü zulümdür.. kadına şiddetin bu kadar çok söyleniyor olmasının tek sebebi var. bir çok kadının öldürülmüş olması. koruma talep eden kadınların yüzde yetmiş beşinin katledildiği gerçeğini görmeniz lazım. bunun dışında bizim toplumumuz zaten her işi asabiyetle kırıp dökmeyle halledebileceğini düşünen şiddet kültürü ile yetiştirilen toplum haline geldi. bunun tek çözümü islami eğitimdir. peygamber efendimiz veda haccında "bende kendisinin hakkı olan hakkını alsın" demişti. insanlar kul hakkı nedir unuttu.
    Cevapla
  • Bab-ı esrar 11 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH razı olsun meryem hanım!. işyerlerindeki mobbing bir çokinsanı kişiliksiz ve silik bireyler haline dönüştürmüştür. erkeklerin bir çoğu bunu anlatmayı da kendilerine yediremezler ama büyük gerginlikler ve acılar yaşanır ev içinde. eşler, çoluk çocuk da nasiplenir. harika bir yazıydı. teşekkürler.
    Cevapla
  • benazir kandemir muhcu 11 yıl önce Şikayet Et
    hocam iyi güzel de biraz eksik var. genel itibarıyla erkeklerin iş yerindeki sıkıntılarını ele almışsınız ama evine yprgun argın ve düşünceli giden bir adamı aman oraya oturma,aman çorabını şuraya atma deyip taciz eden ..kusura bakma bugün başım ağrıyordu,arkadaşım gelmişti,çocuk hastaydı gibi baaheler sürerek yemek yapmayışını haklı göstermeye çalışan, ve bilumum dırdrlar eşliğinde akşam kahvaltısı eden adama ne diyeceksiniz hocam. ben de hep kadına şiddet diye yırtınanlara karşıyım... bazen bir konu olur ve genelde erkeklere hak veririm eşim de der ki; hanım feministler duymasın seni yoksa paralarlar...bu ülkede evine bağlı eşine değer vereren her türlü sıkıntısına rağmen sadık olan ve ALLAH korkusu olan milyonlarca erkek var ama ne yazık ki ; türk toplumu denildidiğnde eşlerine şiddet uylulayan mahluklar olarak nitelendiriliyorlar.
    Cevapla
  • Tuncay Akarsu 11 yıl önce Şikayet Et
    teşekkür. toplumumuzun çok önemli bir yarasına parmak basmışsınız. umarım şiddetin ve hiddetin her türlüsü bizim topraklarımızdan elini eteğini çekip gider
    Cevapla