Nihat Nasır
Nihat Nasır
HABER7 YAZARI

Bu kadar gâvurlar işte!..

GİRİŞ 19.09.2024 GÜNCELLEME 21.09.2024 YAZARLAR

Kimlerden bahsettiğimi anladınız elbette.

Türkiye’de yaşanan her hadisenin ardından İslâm’a ve vatana düşmanlık edebilmek için fırsat kollayan güruhtur bu ithamımın muhatapları…

Yegâne maksatları İslâmî değerlere hakaretler eşliğinde saldırabilmek için bir bahane bulmak…

Öyle ya da böyle buluyorlar da…

Örnek mi istersiniz?..

Buyurunuz…

Hatırlayın, dünya tarihine geçecek denli büyüklükte bir deprem oldu bu memlekette.

11 tane birbirine komşu şehir altüst oldu deyim yerindeyse…

Hepsi bir diğerine komşu olduğu için yardımın çok daha uzaklardan ulaşması gerekti.

İşte tam bu anlarda bu akbaba sürüsünü memlekete ve millete saldırırken gördük hep birlikte…

Gâvur olsa böyle davranmazdı.

Kendi devletine, kendi milletine, kendi vatanına böylesine acımasızca düşmanlık yapan başka bir topluluk var mıdır bilmiyorum doğrusu…

İnsanların morale ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duydukları bir zaman diliminde bunlar yapılabilecek en büyük ihaneti yapmaktan imtina etmediler.

Öyle ki, söyledikleri ve uydurdukları tüm olumsuzluklar, aslında Türkiye düşmanı güçlere stratejik malzeme vermekten başka bir şey değildi.

O gün, şer güçler Türkiye’yi işgale yeltense en büyük destekçileri bunlar olurdu…

Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu hiçbir günde ve anda bu milletin yanında yer almadılar.

Bilakis, böyle sıkıntılı anları devlete ve millete düşmanlığın en mümbit vesilesi gördüler.

O kadar ki, bir tür dine dönüştürdükleri futbolda bile oyuncular kendi dünya görüşlerinde değillerse, onlar üzerinden milli takıma bile düşmanlık etmekten geri durmadılar.

Bunların düşmanlığı ile ilgili sayılamayacak denli hadise var.

En son örnek, katledilen zavallı yavrucağız Narin hadisesi…

Olayın başından sonuna kadar İslâm’a düşmanlık edebilmek için argüman arayıp durdular.

Başlarda aile dindarmış gibi propaganda yapıp onun üzerinden saldırdılar lakin ailenin bırakın dindarlığı neredeyse tamamı DEM’li çıkınca başka şeyler aradılar.

Buldukları en alçakça argüman çocuğun Kur’an kursuna gitmesi oldu.

Bu kez oradan yaydılar iğrenç kusmuklarını…

İçlerinden bir tanesi bile, “yahu çocuğun Kur’an kursuna gitmesiyle bu hadise arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir?” sorusunu sormadı.

Vurdular da vurdular.

Sonra o bitti bu kez, cami imamına sardılar.

Bin bir türlü yalan ve iftira ile bu kez imamla İslâm’ı özdeşleştirip kinlerini bu yolla tatmine çalıştılar.

İleri sürdükleri her iddianın yalan ve uydurma olduğu kanıtlandığı halde hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden devam ettiler.

İçlerinden en “aydın” (!) geçinenleri bu hadiseyi gerekçe gösterip Türkiye’ye bühtan etti.

Eğer çocuk Norveç’te olsaymış bilim adamı olurmuş ve böyle bir şey yaşanmazmış…

Bu aklı evvellerin Norveç’i filan bildiklerini sanmayın.

Sallıyorlar sadece…

Değil mi ki, bu vesile ile memleketi ve milleti aşağılayacaklar, bilgiye ne lüzum var.

Sonra anlaşıldı ki, bu tür alçakça hadiselerde Norveç sapığın önde gideniymiş…

Yine de hiçbir şey olmamış gibi ahkâm kesmeye devam ettiler.

Aynı dönemde Trakya bölgesinde yine çocuk merkezli başka bir iğrenç hadise cereyan etti.

Bu kez mağdur çocuk 2, evet evet, sadece 2 yaşındaydı.

Ailesinin tüm fertlerinin bilgisi dâhilinde aşağılık bir mahlûk bu zavallı yavrucağıza tecavüz etmişti lakin bu hadise, bahsini ettiğimiz sapkın güruhun umurunda bile olmadı.

Neden mi?

Çünkü bu olay bağlamında İslâm’a saldırma imkânı yoktu.

Bırakın bu iğrenç olayın İslâm’la ilişkilendirilmesini, tam tersi bir durum vardı.

Bu kez aile içkici ve Kemalist takımdandı.

Narin hadisesinde yeri göğü inletenler, Sıla olayında dört maymunu oynuyordu.

İşte bunlar böyledirler.

Alçaklıklar içinde taraf oldukları vardır, karşı oldukları vardır.

Karşı olduklarını İslâm’la ilişkilendirebiliyorlarsa yeri göğü inletirler lakin oradan ekmek çıkmıyorsa, seslerini etmez, adice hadisenin yanından geçip giderler.

Aynı şekilde terör örgütü PKK ve İslâm düşmanı FETÖ, eğer düşman bildikleri insanlara saldırıyorlarsa, onlardan yana tavır almaktan ve onlarla aynı safta durmakta da tereddüt etmezler.

Oysa alçaklığın, namussuzluğun, iğrençliğin, sapıklığın ve sapkınlığın dini imanı, milleti, ırkı, rengi olmaz!

Olmamalı…

Gelin görün ki, bu evrensel kural bunlar için geçerli değildir.

Eğer ezanı asli haline getirmişse, bir başbakanın darbe ile devrilip idam edilmesini ayakta alkışlarlar.

Açık açık darbeyi savunurlar yani.

Lafımı hiç eğip bükmeden söyleyeceğim.

Türkiye’nin en büyük düşmanları bunlardır.

Amerika, İsrail, İngiltere ve diğerleri bunlardan sonra gelir.

İnsaniyet, İslâmiyet ve Türkiye düşmanı bu güruhun topunun köküne kibrit suyu!

Gâvurlukta bunların eline hiç kimse su dökemez!..

YORUMLAR 37 TÜMÜ
  • kemal saraçoğlu 2 ay önce Şikayet Et
    ceddine rahmet kardeşim. Sana sonuna kadar katılıyorum.
    Cevapla
  • HÜSEYİN ZEKİ 2 ay önce Şikayet Et
    Doguru söze ne hacet. kaleminize sağlık
    Cevapla
  • Mustafa 2 ay önce Şikayet Et
    İyiki mahşer var yaşasin zalimler için cehennem bu guruhlar ne sozden anlar ne nasihattan kalp kararmis islam düşmanlığı butun vucutlarini kaplamis onun icin tekrar yaşasin zalimler için cehennem
    Cevapla
  • Cihad 2 ay önce Şikayet Et
    Onun için infaz edilip katledilmeleri kâfi gelir, 15 temmuz da elimize o fırsat geçmişti, alayını fetöcü kafirlerle temizleyecektik....
    Cevapla
  • Cemal Ö 2 ay önce Şikayet Et
    Tam kitabın ortasından yazmışsınız. Yüreğinize ve kaleminize sağlık
    Cevapla