sahra kardeş. müdafaa ettiğim şeyi terkettiğim kolay kolay vaki değildir de hadi bu sefer sen haklı ol.:) Zira kdv yaklaştı işler yığıldı iş yapmam kerek. Sonbahar Eylül Hanım o dediğinizi anlamanız için çapulcuların içindeki artistlere şarkıcılara türkücülere ve orada olup da yüksek tahsilli olanlara bakmanız kafi. Mehtap Hanım size ne desin ki...

ilk günkü gibi yakıp yıkmaya devam edemezler. çünkü kendilerince haklı gördükleri davalarında haksız duruma düşmekten korkarlar, verilen hasar ve enkaz meydanda ,her ne kadar kendi kendilerini şehit ilan edip avutmaya da çalışsalar öldürülen,yaralanan insanlar,polisle ve siviller hasara uğrayan onca kamu malının hesabını hem yargıya hem halka vermekten korkarlar..kısaca tabiki küllenmedi ama bu dağılmanın sebebi su toprak ve hava gibi anasır-ı erbaa değildir sanırım..:)işte Alevilik sorunu ile yakında yeniden gündeme gelecek çoktan sinyaller verilmeye başlandı, Allah hayretsin..translator kardeş, eşekten bir farkımız var ki arada delleniyoruz..:)

sahra kardeş. Ben senin gibi düşünmüyorum. Baktılar olacak gibi değil bir şey çıkmayacak dağılmak için bahane arıyorlardı müdahele de vesile oldu. Yoksa ilk günkü gibi olsaydı yine yakıp yıkarlardı. Küllenmedi dersen hemfikirim. Ama bakalım başka nereden patlak verecek. Azgın azınlık bunları da arada inşaallah ıslah edebiliriz. Çok zor olacak ama imkansız değil. Kur'an kimi adam etmemişki bunları da adama etmesin. Ebu cehil inadı olanlara lafım yok. Onlar cehennemi görmeden ıslah olmazlar...

öfke gelir yüz kızarır öfke gider yüz kararır.. Her latife gibi öfke ve gadabiye de mecra-i hakikisinde kullanılmak şartıyla Cenab-ı Hak tarafından insan verilmiş güzel bir haslettir. İfratı da tefriti de zarardır. Haddi vasatı uygulamak lazım. Hoşgörü abidesi olan Rasullah'ın da öfkelendiği ve gadablandığı zamanlar oldu. Şahsına yapılanlara nihayetsiz bir hoşgörü göstermişken. Dine ve Umumun zararına olan mevzularda celallenmiş ve asla taviz vermemiştir. Ben şahsen başbakanın üslubunu beğeniyorum. Bu kadar olaya rağmen en ufak bir yumuşama taviz göstermemiştir. Zira bu çapulculara yüz verilese astarını da istemezler gasb ederler...

arada bir dellenmek faydalıdır:). bazen "akıllı olup da dünyanın kahrını ben çekeceğime, deli olurum dünya benim kahrımı çeker" yaklaşımında bulunmak fayda getirir:).."Öfkeyle kalkan zararla oturur" atasözünü hatırda tutmak vs.. Nihayetinde öfke insani bir olgudur ve gereklidir de..Öfkeyi doğru yere kanalize edip şiddetine ayar çekebilme istidatına sahip olmak elzem..Herşeyden evvel her daim sınandığımızın, kimi zaman duygularımızın da bir imtihan olduğunun bilincinde olmak öfkeyi yönetmede en etkili faktör...

Tabi, toprak elektriği alır... Askerlik yapmadım ama toprakla,bahçeyle uğraşmanın insan psikolojisine nasıl iyi geldiğini iyi bilirim..Memlekete gidince bahçenin işleriyle severek ilgileniyorum, hobi olarak bana çok zevk veriyor ve yenilendiğimi hissediyorum..Çocukların toprakla, kumla, suyla oynamaları nasıl onları mutlu ediyorsa bu büyükler için de geçerli olmalı zaten bunun aynı zamanda bilimsel bir gerçek olduğunu da biliyorum.. Ancak siyahnur, bu arkadaşların elektriğini toprak ve suyun çektiği konusunda tereddütlerim var.. Gerçekleştiremeyeceklerini anladıkları bir planın figüran oyuncularını oynamaktan sıkılmış olabilecekleri ihtimaline ne dersin..? Mecazi manada hala "ateş" in üzerlerinde"toprak ve suya" galebe çaldığına şahsen eminim..

mehtap hanım, merak ettim.... "Mey biter saki kalır/ Her renk solar haki kalır / Diploma insanın cehlini alsa da / Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır." demişler. insanın hamurunda eşeklik nasıl hasıl oluyor ve nasıl baki hale geliyor?öfkenin bu burumla bi alakası var mıdır?

sahra. Erzurum'da askerken ayaklarımız sürekli botlarda olduğundan haftada bir gün çıplak ayaklarla toprakta yürütürlerdi. Ta ki öfke ve strese sebeb olan vücudumuzdaki elektriği toprak çeksin diye. Bu çapulcular haftalardır gezi parkında yatıp yuvarlanıyorlar...Elektrik kalmadığı için gayet sakinleştiler...O yüzden artık durmaya başladılar... Hem birisi bu arkadaşları ikaz etse iyi olur. Kandırılıyorlar. Çünkü taksimi iyi bilen biri olarak söylüyorum... Tramvay arka taraflarında kalıyor...:)

siyahnur, o duran arkadaşa su isabet etmemiş. o teyemmümle abdest almış,o yüzden yakında toprak gibi mahsul verecek Taksim'de..:)

öfkenin ilacı abdest almaktır.. O yüzden polisler çapulculara tonlarla su sıktı. Bir cihette abdest aldırdı. Bakın aldıkları abdest sayesinde şimdi öfkeleri azaldı. Artık o kadar munis oldular ki sadece duruyorlar. Trene bakıyor gibi...

Öfkelendiği zaman insan ... yalnız kalmak, mümkünse bir sahil turu atmak, mümkün değilse en azından camdan dışarı kafayı uzatıp temiz bir nefes almak, abdest almak yani suyla temas etmek, kendi adıma söylersem bir fincan kahve içmek bunlar yatıştırıyor..Çok öfkeliyken ise En güzeli fazla konuşmamak hani tabir-i caizse "seni kıracağıma kafamı kırarım.." sözündeki gibi yumuşak bir zemine yumruk,tekme atarak biriken enerjiyi bu şekilde sarfetmek hem rahatlatıcı hem gevşetici hem de az hasarla durumu kurtarıcı bir vazife görüyor..:) Yani ilgi alanım, ehli olduğum bir mesele değil Mehtap hanım ama insanlık hali tecrübeler, ufak tefek deşarj olma yöntemleri.Tabi ökeliyken kaç kişi bu kadar sağlıklı olup bu yöntemleri uygulayabilir veya bu kadar kontrollü öfkelenbilsek bu konuyu ele almanın ne anlamı olur onu da bilmiyorum..Su ve abdest en güzel yatıştırıcı hadis-i şerifteki gibi..

öfke=gadab/gazab 2 fakat abdestde yüzü olmayanlar en azından bol su ile . elini yüzünü yıkamalı ensesine ıslak eli ile müdahale etmeli...bir diğer hususta peygamberimiz;biri öfkelendiği zaman ayakta ise otursun öfkesi geçerse ne ala,gezmez ise yatsın' diyor...ceddimiz ise keskin sirke küpüne zarar sözü ile öfkenin ancak kişinin kendisine daha çok zararının dokunacağı tenbihler..bir diğer husus ise öfkelendiğimizde,kendimizden daha güçsüz,kendimizden daha masum ve günahsız insanlara zararımızın dokunması..bu bir çocuktur,bebektir veya ihtiyar biridir veya hasta biri...bu saydığımız kesim,korunmaya kollanmaya ve şefkate muhtaç kesimdir..öfke ile kazanacağımız bir şey yoktur.sabır ile güzel söz ile hem kendimizi hem muhatabımızı esenliğe sevk eder ve işte o zaman onların gözünde kahraman ve saygıya değer bir rool model olarak durmuş oluruz..öfkenin şerrinden ve öfkelenmekten allaha sığınırım.öfke sırlara dahi zarar verir.

öfke=gadab/gazab. peygamberimiz ashaba;siz kimi pehlivan addedersiniz diye sorar.ashab:erkeklerin yenmeye muvaffak olmadığı kimseyi' diye cevab verirleri.peygamberimiz :hayır,gerçek pehlivan öfkenlendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir' der....öfkelendiği zaman nefsini yenendir pehlivan..dikkat edilirse öfkesini yenen değil,öfke anında nefsini yenendir.bu şu demek olur,nefsani şeyler öfkeyi,gazabı doğurur.öfkelendiğimizde,kendimize sormamız gereken şey,bu öfkem şeytani mi rahmani mi? diye sorması ve cevap bulması..görülecektir haytımızı bir çok zaman müşgüle sokan,olmadık işleri başımıza açtıran şey nefsi kaynaklı öfkelerdir..yine peygamberimiz;öfke şeytandandır,şeytan ise ateşten yaratılmıştır,ateşi su söndürür,öyleyse biriniz öfkelendiğinde hemen kalkıp abdest alsın' der..görüldüğü üzere ateşe su ile müdahele,abdest ise vucudumuzun akupunktur merkezine yapılan müdahaledir.rahatlama sağlar.

Öfke kontrolünden nasibini almamış bir insanla yaşarsanız. otomatikman öfkenizi kontrol etmek zorunda kalırsınız...:)Bir ipte iki cambaz oynamaz..