Üsame-i Kurdiye selamlar 4. Osmanlı, kendini oluşturan anasıra ayırılarak yok edilmiştir. Türkiye’nin 1950 sonrası gösterdiği performans batılı zalimleri hareket geçirmiş ve 1959’da ilk Kürt kongresini Londra’da toplamıştır. Demirel’e 1965 tarihinde Başbakan koltuğuna oturduğu gün ABD-İngiliz teklifi olarak önüne Türk-Kürt federasyonu konulmuş, red edilince de terör çalıştırılmıştır. Sonuç alınamayınca Kürt terörü çalıştırılmıştır. Bu kartı, hal-i hazırda bütün müttefiklerimiz ve hususan İsrail kullanmaktadır. Hedef hem ülkede hem bölgede ittihad-ı İslam’ın güçlenmemsiyle enerji kaynaklarının ve İsrail’in güvenliğinin tehlikeye düşmemesidir. Böl ve yut., bölük pörçüklü Ortadoğu hedefidir. Risale-i Nur hem bu ülkede hem İslam dünyasında İttihad-ı İslam’a teksif-i mesai vererek, inşallah hem ittihadı hem huzuru gerçekleştirecektir. Göreceksiniz. Çoook yakında.

Üsame-i Kurdiye selamlar 3. Partileri kötülemek tek parti diktatoryasının görüşüdür. Dikkat edersen Kemalist rejim her şeyi inkar eder, bir ben varım der. İslam toplumunda parti olur, mezhep olur, tarikat da olur. Bunlara mani yoktur. Herke hürdür. Sadece herkes sınırında kalması şartıyla. Mü’minler kardeştir düsturuna aykırı olmaması lazımdır. Uhuvvet Risalesi bunu anlatır. O risale particiliği kötülemez. İslam’a hizmet yalnız parti ve mezheple olmaz, tarikatla da olur, başka kuruluşla da. Herkes seviyesine göre hareket eder. Elhamdüllih Türkiye her alanda 60 senedir hızla gelişiyor. Dış müdahaleler, Lozan planına aykırı hareket eden dindar demokratlardan duyulan rahatsızlıktır. Engel için her yol deneniyor. Türk-Kürt, laik-dindar, batılı-doğucu çatışması dahil. Çünkü Demokratlar İtthad-ı İslam’a hem yurtta hem bölgede güç veriyor. Bu da batılı enerji sömürgecilerinin ve İsrail’in güvenliğini tehlikeye düşürüyor

Üsame-i Kurdiye selamlar2. Bediüzzaman sade bir mü’min için şeriatın sadece yüzde birinin siyaset olduğunu beyan etmiştir. Ulul emir için ise bu yüzde 10’dur. Yüzde 1’i hayatın merkezine koyup onunla uğraşmayı lüzumsuz görmüştür. Şeriat, iman, ibadet, ahlak ve muamelattır. Ancak küfr-ü mutlakın egemen olduğu bir zamanda demokratik hayatın gelişmesi gerektiğinden siyasete de bigane kalmamıştır. Kur’ana göre Şura Meclis’i tayinle değil, seçimle gelecek. Bunu gerçekleştirmek için de partilerin olması doğaldır. Ve bu ülkede dört parti var diyen ve bunlardan İttihad-ı İslam Partisi’nin şimdilik başa geçmemesi gerektiğini belirten Bediüzzaman, demokratlara destek vermeyi, milletçi partiye ona omuz vermesi gerektiğini söylemiştir. Menderes ve demokratlara ise tek tavsiyesi Risaleleri nokta-i istinad yapmalarıdır. Risalelerde yok yok. Her şey var. Doğru oku..

Üsame-i Kurdiye selamlar 1. Üsame bin Ladin terörist idi. İnşallah ona özenmedin. Hz. Peygamber buyuruyor ki: Ümmetimin fesada uğradığı her asırda Cenab-i Hak kemal-i kereminden bir müceddid-i din gönderir. Yani Kur’an’ın her asra bakan yönlerini beyan edecek bir zat gelir. Zamanımızda ise din ve fen ilimlerini birleştirerek tereddüt ve şüphelere cevap veren tefsir olarak Risal-i Nur’un olduğu konusunda genel bir kabul ve ittifak vardır. Risal-i Nur Bediüzzaman’ın tespitiyle Kur’andan tereşşüh etmesi ve onun manevi bir mucizesi olması önemini ayrıca artırmaktadır. Bediüzzaman’ın hizmetinin esası iman hizmetidir. Bütün gücüyle imana hizmet etmektir. Diğer konular, üçüncü, dördüncü derecededir. Milyonda birdir. Çünkü iman olmadan İslam da olmaz. İkisi de olmadan necat olmaz. Bediüzzaman’ın siyasete bakış açısı da bu noktadan hareketle, din ve vicdan hürriyetinin sağlanması esasına matuftur.

Anarşıst’e önce adını temizle. Takma ismin oldukça falsolu. Anarşist tabiri İslami değil. Ahir zamanda yeryüzünü zir ü zeber edecek Ye’cüc ve Me’cü taifesini hatırlatıyor. Enbiya Suresi 99. ayeti: Vaktaki Ye’cüc ve Me’cüc etrafındaki sed açılır Onlar her tepe ve yüksek mahalli süratle aşarlar. Bu ayet 1380=1960-61 tarihini haber verir. Bu tarihten itibaren ülkemizde ilim yuvaları olması gereken üniversitelerden başlayıp dalga dalga anarşi ve terör günümüze kadar devam etti. Bu ayet hususan Türkiye’ye işaret eder. Bu olayların üçte biri ülkemizde olmuş. Son olarak bak geziye durumu anla. Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nurları bu taifeye set çeken Sedd-i Zülkarneyn olmuş. Şimdi böyle bir anarşiste bilgi vermek emr-i Kur’an’a aykırıdır. Önce adını temizle. Küçük bir not 28 Şubat için de ayet ve mimarları na hezimet haberi var. 1417. Hicri bize, Rumi 11 Eylül'e bakar.

.... Elhamdülillah abi biz de afiyetteyiz ..Ben de size sanırım tahmininizde isabet ettiniz desem..:) Haklısınız üslup değişmedikçe rumuzun değişmesi devekuşunun başını kuma gömmesinden farksız da olsa benim isim değiştirme sebebim yalnızca renklilikti ,bir dönem ara verip dönünce biraz değişiklik olsun istedim.. O yüzden yalnızca cilt değişti ama içerik aynı.. Hayırlı günler..

Hoş bulduk, teşekkür ederim Sahra kardeş.. Hamdolsun sıhhatimiz yerinde. Siz de afiyettesiniz inşaallah. Biraz uzak kalınca değişen isimleri takib etmek zorlaşsa da üslub insanı eleveriyor. Diğer birkaç farklı isim gibi, sizin kimliğinizi de üslubunuzdan ve 'misaller' inizden tahmin edebiliyorum desem.... Hayırlı cumalar...

Can Bican abi,. Hoşgeldiniz,nasılsınız,sağlık ve afiyettesiniz umarım..Siz beni belki çıkaramazsınız ama ben sizi tanıdım ve gördüğüme sevindim..Yoruma gelince, konuyu özetlemek zor bir iş değil de sizin gibi özete bakıp direk kasdedilen manaya vakıf olabilmek keskin bir firaset gerektirir..Teşekkür eder ve hayırlı Cumalar dilerim..

Hasan kardeş! Sayın Sahra olayı özetlemiş aslında.... Sahranın yorumu bana bir anekdotu hatırlattı. Hani rivayet odur ki Yunus'a Mevlana'nın Menevi'sini göstermişler de demiş ki: Üstad çok uzun söylemiş. Ben olsaydım "ete kemiğe büründüm. Yunus deyu göründüm" der bitirirdim.

sayın çokgüngör. '''Kur’an-ı Kerim’den gaybi işaret ve ihbarları çıkarmak başlı başına bir mevhibedir. Herkese nasip olmaz. Ancak görevli İslam müceddidlerine ve büyüklerine ilham-ı ilahi ile böyle bir tarz ve usul verilmiştir''' şeklindeki tezinizin dayanağını ziyadesiyle merak ediyorum.delilleri üzerine bizi aydınlatırsanız sevinirim.!!

sayın SEYRE. Muhterem,sanat insanı inceltir,eyvallah..lakin önce bir sanat tanımında uzlaşmamız gerekir..sanatı sınıflamışlar;görsel demişler,plastik demişler..e şimdi pornoma dokunma diyen de onu sanata dahil etmiş, tarihi bir dokusu olan yere ucube diken de! anadan üryan kıyafetlerle hoplayıp zıplayanlar baleyi, bikaç kova boyayı öylesine tuvale boca edenler de ortaya bişey çıkmayınca işi kurtarmak için her zımbırtıya entel bir isim vererek matah hale getirmeye çalıştıkları şeyleri, günah sektörunun işçileri eylem ve ürünlerini..kusura bakmayın da tükürürüm öyle sanata ( yer anca buna müsade..!) islam resim ve heykel olayına şerh düşmüş,haram da kılmamış lakin suretler kolay suistimal ediliyor insan türü tarafından,bir de resim biraz anı donduruyor ve mutlaklaştırıyor diye,hepsi bu! kalanı zaten günaha sevketmiyorsameşru dairede..siz neyin peşindesiniz anlamış değilim doğrusu !

M. Ali Bulut’un işareti ve müjdesi doğru3. Tabi daha başka tarihler var. Bazı ihbar ve müjdelerin ne anlama geldiği ancak tahakkukundan sonra anlaşılır. Yalnız bütün İslam dünyası biiznillah büyük bir uyanışla 1945/50’den başlayarak 70 yıllık sürede İstiklalini kazanıp rüşdünü ispatlayarak ele alacağı insiyatifle, azınlık tahakkümünden, emperyalistlerden, finans canavarlarından, kültür emperyalizminden, ahir zamanda Beni İsrail’in cihan hakimiyetinden, en önemlisi süfyandan ve süfyan taslaklarından (cebabire, cebbarlar, askeri vesayetlerden) ve zındıka komitelerinden kurtulacağına işaret var. Bu dönemin sonunda fecr-i sadıkla şimdi tarihini veremeyeceğim zamana kadar muhteşem bir mehdiyet ve iseviyet yani tevhid dinin cihan hakimiyeti ve cennetasa bir istikbal başlayacak. İnşallah. Yalnız çalışmaya devam şartıyla. Bazı arkadaşlarımızın itirazvari notlarını görünce tahrik oldum. Sayın Bulut kusura bakma haddimi aştım. Affola

M. Ali Bulut’un işareti ve müjdesi doğru2. Türkiye’de demokratik hayatı geçişi ve Nur hizmetinin bazı muvaffakiyetlerine de işareten 1363 tarihini vermişler. Bu tarihte başlayan hadiseler serisi 1430-31 tarihine kadar devam etmektedir. Bu ayet hususan Türkiye Müslümanlarına daha doğrusu Kur’an ve iman hizmetine bakar. Ayrıca 1369 yaklaşık DP’nin başa geçişi, 1379-1380 27 Mayıs darbesi, Mısır Suriye ortak devletinde ayrılık, İslam Kahramanı Menderes’in devrilmesi ve idamı, Cezayir’in istiklalini kazanması, 1961’de darbeye rağmen CHP’nin seçimden mağlubiyetle çıkarak çoğunluğu sağlayamayıp 2. parti olması v.s. Kısacası İslam dünyasında başlayan bu uyanışın 1430-31 tarihine kadar devam edeceği ve son olarak 12 Eylül 2010=1430’da referandumla 50 yıllık 27 Mayıs düzeninin sona ermesi ve Mısır’da Mübarek döneminin sonunun başlamasıyla firavunlar döneminin sona ereceğini ihbar ediyor.

M. Ali Bulut’un işareti ve müjdesi doğru1. Kur’an-ı Kerim’den gaybi işaret ve ihbarları çıkarmak başlı başına bir mevhibedir. Herkese nasip olmaz. Ancak görevli İslam müceddidlerine ve büyüklerine ilham-ı ilahi ile böyle bir tarz ve usul verilmiştir. Sayın Bulut, çalışmaları sonucu bir çok İslam büyüğünden ve kaynaklarından müjdeli ihbarlar öğrenip kullanmaya bayılır. Kendisi aynı zamanda iyi bir sima okuyucusudur. Kur’an’dan ebcedle elde edilen bir işaret veya tarihin manevi illiyeti rabıtası olması lazım. Sayın Bulut’un çıkardığı rakam ve manevi illiyeti doğrudur. Yalnız sehven 1430 yerine sehven 1340 yazmış. Şimdi Bediüzzaman’ın talebelerinden Kul kardeşler bu ayet üzerine yaptıkları istiharaca göre, ayetin 3 ayrı dönemin başlangıç ve bitiş tarihi ile önemli hadiselerini elde etmişler. Ayetin 3. devri 2. Cihan Harbinin hitamının yaklaştığı 1363’le İslam ülkelerinin istiklal ihbarlarıyla başlıyor.

Devam.... ...Demokrasinin olmazsa olmazı olan özgür irade, sözkonusu ortadoğu ve islam coğrafyası olunca nedense önemini yitiriyor. Ve seçme rüşdüne ermemiş(!) toplumların iradelerine karşı yapılan her türlü müdahele de ‘meşru’ görülüyor. Zira neyin sizin menfaatinize olduğunu, ‘demokraside mükemmele ulaşan’ Batı sizden daha iyi bilir. Batı adalet yoksunu bu helvadan demokrasisini de, kendi halkını dahi bunalımlardan kurtaramadığı gibi aksine zincirlerini kalınlaştıran teknolojisini de, endüstrileştirerek bir ticaret metaı durumuna getirdiği sanatını da alsın başına çalsın. . “Uygarlık vermişsiniz geri alın. / Jetler,bu bomba yağmurları / Tanklar, kara tanklar kan kusan / Çarkların arasına sıkışmış cesetleri kardeşlerimizin. / Uygarlık vermişsiniz GERİ ALIN.“ (O.Sarı)