Zawala ya. Demek istyoruz ki, ayetleri yorumlayacaksanız öyle yorumlayınız ki, insanların aklına, Allah ve Kurân hakkında yanlış sorular gelmesin. İnsanların aklını daha da karıştıracak şekilde yorum yapmak doğru değil. Hele bir de başkalarının edebi hakkında konuşmak senin gibi birine düşmez. Meseleyi ilmi olarak tartışamıyorsan, boşsun. Başkasını edepsizlikle suçlayarak, bilgili olduğunu ispatlayamazsın. İşte senin ne kadar aciz olduğun da buradan belli.

Zawala ya. "Tarla kelimesi çiftçilerin anlayacağı bir kelimedir, Kurânı tarihselcilikle anlamalıyız" derseniz, işte böyle sorulara yol açarsınız. Bunlar sizin ayeti yanlış yorumlamanız sonucunda ortaya çıkan sorulardır. Ben "Yoksa yazar mı, bunu böyle algılıyor?" diyerek, , yazarın yorumunun hangi yanlış düşüncelere sebebiyet verdiğine ve sorunun benim sorum olmadığına işaret ettim. Sen herhalde sadece başlığı okumuşsun. Hakikatin müdafii olmak yerine yazarların müdafii olmak, taklitçiliktir.

BİLSEN İSİMLİ YORUMCUYA 3. Yazarın ne yazdığı değil sorun senin edebi aşan sorundadır yorumunun başlığındaki ifadende ile yorumun içeriğidir ne demek "Allah başka bir kelime bulamazmıydı" böyle başlık mı olur haşa Allahı sorgulayan yorumunu oku bak bakalım edep sınırlarını aşmışmısın aşmamışmısın gör, maksat tarlaya nasıl yaklaşmakmı yoksa aziz olan Allaha hakaretmi var yorumunda

Zawalla yorumcuya. Kurân herkesin anlayabileceği dille indirilmiştir sadece çiftçilerin anlayacağı dille değil. Ayette, cinsel ilişki pozisyonlarına işaret var. Nasıl ki, bir tarlaya doğudan veya batı yönünden girmek, o tarlanın verimliliğini etkilemezse, ilişki sırasında sağdan veya soldan yanaşmak da, doğacak çocuğun fiziğini, ahlakını etkilemez. Yeterki anal ilişki olmasın. Ancak yazar, sanki bu ayetin başka bir konuda indiği, kadın-erkek mukayesesinden bahsettiği zannıyla yola çıkıyor. Sonra da kendini boşuna yoruyor.

BİLSEN İSİMLİ YORUMCUYA 2. Kuranın indiği toplum bir site devletiydi nufusları 100 -150 bin cıvarlarında olan site devletleri halk iç içeydi çiftçiside esnafıda yöneticileride toplumun ileri gelenleride aynı yerede küçük site devletlerinde yaşarlardı o açıdan o toplumdan olan bilinen,ve aynı dili kullanan bir elçinin gönderilmesi o toplum üzerinden tüm insanlığa yayılmasıda bilinmeside islamın evrensel bir davet evrensel bir kurtuluş çağrısı olduğunun delil değilmidir. insana verilmiş olan bu son fırsat deyerlendirilmeye deyer bir f

BİLSEN İSİMLİ ORUMCUYA. Maksadını aşmış bir soru sormuş ve kendi acizliğini ortaya koymuşsun Aziz olan Allah herşeyin yaratıcısı ve yarattığı her şeyi bilendir, ne yarattığını da bilendir yarattığının sıkıntılarını ihtiyaçlarını karşılayandır yarattığı herşeyin rızkınıda verendir. insanları kavim kavim yaratanda odur o kavimlere o dilleri verende odur kuranın indiği toplum arap dilini kulanan toplum toplumun ileri gelenleride köylüsüde çiftçiside o dili kullanır o dil ile anlaşırdı o coğrafyada aziz olan allah yaratmada aciz değil

Allah, başka bir kelime bulamaz mıydı?. Eğer Kurân kıyamete kadar herkese ve her coğrafyada bulunan insanlara hitap ediyorsa, Allah Teâlâ, herkese hitap edecek bir dil kullanmaktan aciz mi ki, sadece çiftçilerin ve köylülerin anlayabileceği dili kullanıyor? Kurânı, şehirlilerin de okuyacağını bilen Allah, neden sadece çiftçilerin anlayacağı bir dili kullanıyor? Yoksa yazar mı, bunu böyle algılıyor?

dünya düzlükleri olan bir yuvarlaktır. naziat suresi 30. ayeti ve benzeri ayetleri tefsir eden bir alim dünya yuvarlıktır demek durumunda kalır. amma aynı alim ğaşiye suresinin 20 ayetindeki sutihat (düz satıh) kelimesini tefsir ederken dünyadaki düzlükleri görmezden gelemez. dünya sadece yuvarlaktır demek körlerin fili tarifine benzer. doğrusu dünya düzlükleri olan bir yuvarlaktır. yazıyla alakasız ama madem konu açıldı yazmam gerekli oldu.

zawala kardeşim. razi tefsiri naziat suresi30. ayet bi bak sonra konuyla alakalı diğer ayetlere bi göz at vesselam...

Harun Paşa Bey 2. bu kadar az bir sayfada yazılan bir iki kelimeyle bilen bilmeyeni nasıl anlıyorsunuz onu da nasıl tespit ediyorsunuz hayret,ben her konuda düz,süslemesiz,anlaşılır olması ve kısa olmasına gayret ediyorum,hiç bir bilgim olmasa bile google da bulup kopyala yapıştır yaparak süslü püslüde yazabilirim,son olarak şunu söylüyorum bizlere chp nin başka versiyonları gibi dayatma yada reklam yapmayın yeter,işin kötüsü haberle ilgili yorumda yazamıyoruz,her konuda risale e cevap vermekten hep başka yerlere gidiyoruz

kuranın anlamı camidir (kapsayıcı, kuşatıcı ve geniştir). büyük kitap olan kainatın şumulü de öyledir. mesela güneş yaratılırken, yaratılış gayesinin kapsamı içerisinde kamil hisarlının ısınması ve aydınlanması da kastedilmiştir. öyle olmasaydı emin olun güneşin ışığı bana erişmezdi. keza benim ağaç demem ile yeryüzündeki geçmiş-gelecek bütün ağaçları yaratanın ağaç demesi arasındaki fark açıktır. ve dolayısıyla kurandan usulünce çıkarılabilen her anlam cenabı Allah tarafından kastedilen bir anlamdır. usulünce kavramı (dil, mantık, yorum kuralları vb) önemlidir.

Harun Paşa Bey 1. işin gerçeği tarzınız hoşuma gitti,zaten ben benim fikirlerimi zorla kabul edin demiyorum,asıl şaştığım normalde bu tür yazılara birileri atlayıp küfre varan sözlerle karşılık verirdi inanın bunun olmaması çok hoşuma gitti,yalnız anlaşamadığımız konu bizlere belli kişilerin isimlerinin dikte edilmesi ve en iyi o bilir denmesi yoksa ben kendi adıma kimsenin inancına karışma gibi bir gaflette bulunmak istemem,ben Kuran diyorum siz diyorsunuz alim olmazsa anlaşılmaz bu sizin fikrinizdir sizi ilgilendirir

zawala kardeşime. bak kardeşim, imamı gazali bir hadise dayanarak rahmanın suretinde yaratılmayı zikretmiştir ki subuti sıfatlar noktasında ayna olmaklığı ifade eder, ilim sem , basar, irade ... razinin tefsirinde dünyanın düz değil yuvarlak olduğu ifade eder, iyi araştır.... (Kuran- kerimi tibyanen likülli şey dir... bi lisanin arabiyyin mubiin inzal olmuştur.... amenna ... gelelim ilimlere : fıkıh ilmi adı üzerinde anlama fehmetme ilmidir ki istinbatı ahkam ile uğraşır, usulul fıkh ise isitnbatın kaidelerini koyar...

KISA KISA. 1-yorum çok güzel tebrik ediyorum.2-kuran sadece bireylere değil aynı zamanda topluma da hitap eder (mesela düşünen bir toplum için bunda dersler vardır der) o halde toplumun diğer fertlerinin, alimlerin eserlerinden istifade etmek şarttır. zaten o alimler de diğer alimlerin eserlerinden istifade etmiştir. zira kuranı anlamak bir kişinin boyunu aşar. 3- yer darlığından dolayı bazı dilbilgisi kurallarının ihlali problem sayılmamalıdır. 4- dünya sadece yuvarlak değil aynı zamanda düzdür. yoksa ovalar olmazdı.

alper. ıyyyyyyyyy yorumlara bak öggggg