Nedir bu rumuz takıntısı, İbrahim abi?. Emsile Hanım gerekçesini açıklamış amma -manası kerih olmadığı sürece- gerekçeye lüzum olmadan dahi yabancı(!) bir rumuz kullanılmasında -sizin kasdettiğiniz manada- bir mahsur olduğunu düşünmüyorum. Eski Ahit'in Babil Efsanesi'nin aksine, dillerin ve renklerin farklı farklı olmasının Allah'ın âyâtından olduğunu vurgulayıp her Elçi'nin kendi kavminin dilinde gönderildiğini haber verir, inandığımız Kitab. O halde -şu anda konuşulduğu toplumların çoğunluğu gayri müslim olsa dahi- hangi dili mahsurlu görüp tenkid etme hakkına sahibiz? Diyelim ki gerçek isim yerine rumuz kullanmaya karşısınız. O halde neden yorumunu beğenmediğiniz kişilerin, yorumlarına cevap vermek yerine, isimlerini/rumuzlarını tenkid konusu yaparken, yorumunu beğendiğinizin ismine de övgü dizersiniz? Haa dilin/kültürün muhafazası adına, yabancı kelimeler yerine onların dilimizdeki karşılıklarını kullanmamız gerektiğini ifade etmek istiyorsanız bu hususta size katılırım. Lakin üslubunuz maksadınızı ifade etmiyor.

Erkekler nazarını değiştirsin, kadınlarımız haya kazansın. Biz erkekler kadına bakışımız şefkat ve annelik noktasında olursa, kadınlarımızda kendilerini anne ve namus olarak görürler.Biz şehvet ve lezzetli bir oyuncağımız gibi bakarsak onlarda kendilerini adi ve değer kazanılmaya layık birer ürün olarak pazarlarlar.

KADIN ..RUH..MODERNİTE VE ŞİDET!-3. ADI GARİP MÜSLÜMANA!Biz mübarekleri ve hizmetlerini iyi tanıyoruz inşaAllah!Siz merak etmeyiniz!Kimseyi küçümsediğimizden değil suistimalden şikayetçiyiz...İlk yormunuzdaki tarafıma yapılan kasıt bizi epeyce düşündürdü.Bu bağlamda neden bu kadar yanlış anlaşılıyoruz diye merak ettim doğrusu.Neyse!Galiba iletişim noksanlığı.Birde Boşnak ASILLI müslüman olduğunuzu anlayamadım!Siz adınızı müslüman olarak kendinize layık görüyorsanız ve o isimle Allah (cc)huzuruna çıkmakta bir anormallik görmüyorsanız, bizim diyeceğimiz bir şey olmamalı.Seçim sizin!Özür dileriz!VesSelam

Üsame-i Kürdi'ye. Yazdiginiz cahilce yorumlara cevap bile yazmayacagim. Öylece kalin ortalikta. Gecmis olsun. Insallah bir gün daha iyi analizler yapabilirsiniz.

hanım efendi eşitlik istiyor herhalde. Yav Allahtan kork cihad kadına farz değil.Ramazanın tümünü tutmak size farz değil. Ay hali olan bir kadına namaz farz değil hatta kazası dahi yok(Ay hali geçtikten sonra kılmadıkları namazın kazası) çünkü kadın zayıftır fıtreten gücü yok. Mesela doktor olmak, mühendis olmak emri ilahi dairesinde erkeğe farzı kifayedir. kadın ise farzı kifayelerin hiç biri ile mükellef değildir. Kadın sadece farzı ayınlardan mükelleftir.Tabi farzı kifaye nedir,farzı ayın nedir bunları bilmezsiniz ha bire eşittilten bahs edersiniz.Kardeş sen Allahla pazarlığa kalkışmısın. O eşitlikte olmuyor.

Ebu Turab. Yazdiklarima farkli detay yorumlar getirerek, bana iftira atmayiniz. Ben bircok ev-kadinin dedikodu giybet ettigini biliyorum. Yapmayanlar cok az sayidalar. Ister inanin, ister inanmayin. Ayrica ev kadinlari dizi izlemekten baska bir sey yapmiyorlar YAZMADIM! Cok dizi izliyorlar anlaminda yazdim! Ben bu hususlarda sizden cok daha hassasim!

Yazdiklarimi carpitmayin Üsame-i Kürdi. Ben diploma ile mutluluk olur yazmadim. Haber7deki yazilarimi okuyunuz, orada bircok aciklamalar yaptim bu konularda. Kisa kisa anlatilacak bir mevzu degil bu.

Erkek köse yazarlarinin. Erkek köse yazarlarinin "Müslüman erkek söyle olmali, söyle yetismeli" tarzinda yazilar yazdigini gördünüz mü hic? Ben görmedim. Bu gidisle göremeyecegim de galiba. Varsa yoksa hep "Kadin söyle olmali, kadin böyle olmali"...

sayın zehra hanım. Evinde oturan kadınların gıybet yaptığını ve tv dizi seyretmekten başka bir şey yapmadığını iddia etmek için Türkiye'deki bütün ev hanımlarını görmeniz bilmeniz gerekir. Bu ise muhaldir. Aksi ise böyle bir durumu umuma teşmil ederseniz bu sefer siz iftira gibi kebair bir günaha giriftar olursunuz. Velev ki ev hanımlarının kahir-i ekserisi dediğiniz gibi bile olsa. Umuma teşmil ettiğiniz vakit gayrısını da gıybetçilikle yaftalamış olursunuz bu da sizin ehli imanın daha çok hukukuna tecavüz etmeniz anlamına gelir. Her halükarda söylediğiniz doğruysa siz gıybet etmiş olursunuz ki bir hak hasıl olur. Ödemeniz muhal olur. Yok değilse o zaman hem gıybet hem de iftira gibi günaha düçar olursunuz. Allah muhafaza buyursun. Sözlerinizin bir mihenki olmalı. Havadan konuşmakla olmaz. Üstad Hz.leri hanımlar evine çekilmeli derken evinde kös kös otorsun manasında söylemez. Nesl-i ati analerın eseri olacaktır. Onları yetiştirmesi gerekir ve dinini ikmal etmesi gerekekir.

Zehra hanım Mutluluk diploma ile sağlanmaz. Ben öyle erkek tanıyorumki okuma yazması bile yok, Allahta ona münasip bir eş nasib etmiş eşiyle cocuklarıyla birlikte son derece mesud bir hayat sürer.Ve nicede sizin tabirinizle söyliyeyim kültürlü diplomalı çalışkan larıda görüyorum sonları boşanma daierelerinden(mahkemelerden)çıkmıyorlar. fazla uzağıya gitmeyeceğim kendi yakın akrabalarımdan buna örnekler bile var Diplamalı fakat kıt kanat idaresini yapıyor.Beri taraftan ilk okul mezunu bile değil Diplomalı dan belkide yüz kat daha fazla mal sahibi olmuş.Akıllarına Zekalarına diplomalarına güvenenler her zaman zarar etmiştir

Türkiyedeki bircok ev hanimi tipi. Said Nursi'nin istedigi ev hanimi tipi degildir. Toplumdaki giybet-dedikodulara bakmak yeterli. Bir de dizi-kolikler, tembeller vs. var tabi. Evde oturan kadin cocuguyla samimi sekilde ilgileniyorsa, esine kadinlik yapiyorsa, bilincli-kültürlü-vicdanliysa, saliha bir estir.

Said Nursi'nin anlattigi kadin türü, Türkiyedeki ev-hanimi türü degildir. Said Nursinin anlattigi ev-hanimi türü, ev gezmeleri yaparak dedikodu giybet yapmaz. Oturup onlarca dizi izlemez. EVDE OTURAN HER KADIN faydali degildir, aksine COK ZARARLIDIR. Cocuklariyla bile ilgilenmezler, sürekli bikkinlik ve bUNALIM GECIRIRLER: Sürekli kocalarindan ilgi beklerler. Baska isleri yok ki! Cok vakitleri de var! Türkiye'deki ev-hanimlari sanki her gün oturup saatlerce ibadet eden mübarek varliklar!

İfsad. Bu asırda insanları ifsad etmenin en kestirme yolu olarak nisa taifesi kullanılmış. Hem kadın en sağlam bir kalesi bir siperi olan tesettüründen çıkartılmış. Bu halde içtimai hayatın içine atılarak bütün toplumun ifsadına zemin hazırlanmış. Fıtreten bir koruyucuya ve kollayıcıya muhtaç iken fıtratı bozulduğundan erkek gibi davranmaya başlamış. Bediüzzaman Hz.leri kadın aile hayatının müdür-ü dahilidir ve vazifesi emniyet ve sadakattir der. Erkeği inhisar altına alamaz der. Bu asırda aile ile alakalı en mühüm bir hakikat olan bu esas tarumar edildiğinden, kadın bir meta gibi kullanıldığından toplumu ifsad vazifesi adeta kadınlara verilmiş gibi hareket etmekteler. Üstad Hz.leri Alem-i İslam'ın kurtuluşunu iki şeye bağlar. Birisi kadınların evlerine dönmesi diğeri ise bankaların kapanması. Asrımızda kadınların erkek tavrı takınması sanırım ahirzaman fitnesinin kadınlardan çıkacağına dair hadisin vukuu olsa gerek.

ACABA?......KADIN ..RUH..MODERNİTE VE ŞİDET!-2. O övdüğünüz mübarekler mi kadın adınızı yabancı (!)seçmenize vesile oldular?!:):)El insaf!!Hem onlardan başka daha nice Allah cc erleri var dı ki,onlar onları görse, ellerine su dökmeye kuyruğa geçerlerdi...Ve kadınlar dahi onlara hayran olurlardı..:):)Hem onlar bunlar kadar suistimal edilmemişlerdi.. VesSelam

Kadin ve Teknik Direktör,bir örnek sadece. Toplumu sekillendirmek gibi ulvi bir görev Anne olmak,toplumsal hayati sekillendirmek kadinin en büyük sorumlulugu,ki bu görev bir erkekegin asla ve asla yapamayacagi bir görev,dünyadaki en büyük kariyer ve görev kadina verilmis fakat kadinlar bunu anlayamamis,yazikki kendilerine yazik ediyorlar,sunu da belirtmek gerekir ki kamu alanindaki bazi görevleride kadinlar yerine getirmek zorundadirlar,bu kadinlara da calisma sartlari en güzel sekilde düzenlenmelidir,kadini ailesinden koparmadan,kadinsiz aile yasayamaz,düsünün ki bir futbol takimi Teknik Direktörü yok, veya sahaya cikip oyunu kurtarmak istiyor,bu sadece bir örnek birseylere dikkatinizi cekmek icin,Allaha emanet olun