sanki haburlu iç politikasını, silopili,ucu kendine dokununca kaldırılan özel yetkili mahkemeli adalet politikasını . sözde altın çağını yaşarken; bir zamanlar yabancıya kaptırdığı değerlerini geri alacağına,daha da fazalasını satmaya yırtınan ekonomi politikasını, şifrecilerin ele geçirdiği ösym,din bilgisini zorunlu halden çıkarırken papazları ilkokullarda ders verdirmeye kalkan yapboza dönen milli eğitim politikasını... vel hasıl neresinden tutsasan elde kalan, güzel görünenin bile: adeta göz boyamaya yönelik olduğu politikaların hangisini anlayalım ? anlayan varsa beri gelsin!

stratejik derinlik. ne derin stratejiyse bu davutoğlu içinden bir türlü çıkamadı. stratejik çukur mu desek?

y.g nin '%49,7 lik anlayan kitlesi' tesbitine katılıyorum lakin... . bu anlama durumunun: eğitim seviyesiyle ters orantılı bir şekilde arttışındaki garipliği de ben anlamıyorum :))

tek taraflı bir yazı. bazı hususlara katılıyorum ama sayın yazar (ki bir profesördür) bu iddialarına muhataplarının verdiği cevapları bilmeli ve onlara da cevaplar getirmeliydi. mesela dibimizde müslüman halkın katledilmesini nasıl görmezlikten gelecektik? nato yu rusya'yı iran'ı çin'i bm yi kaale almadan bu zulme nasıl karşı çıkabilirdik? biz de mi göz yummalı ya da esedi desteklemeliydik? dünyada bu katliama gerçekten karşı olan bir devlet var mı?

anlayan var. mesela %50 çok iyi anlıyor...

halkın anlaması için;. halkın anlamasına gerek yok ulu orta basın önünde namaz kıldınmı halk anlar.

dış politika yazmak. sayın hocam, lütfen ekonomi yazıları yazmaya devam edin. saygılar.

yazıyı sonuna kadar okudum. kahvehane köşelerinde konuşulandan pek ileri gittiği düşünülemez.