YORUMLAR 13 TÜMÜ
  • turgut1 13 yıl önce Şikayet Et
    heykelcilik ve sayın hasan seyre 2. günümüzün dünyaya hakim devletleri bu güç kuvvetlerini heykele borçlu değiller ve ülkelerinde heykel yapımı için seferber olmuş hiç değiller..fakat robot teknolojisi ile gezegenlerin resimleri çekilmektedir (dikkat edin resimleri yapılmıyor çekiliyor),yani resimde elle resim yapalım diye seferber olmuş hakim devlet göremezsininiz fakat dijital resimler çeken,kızıl ötesi görüntüler alıp resimler çeken teknolojiye sahipler..hasankardeşim sen elle resim ve heykel yapmak istersen kimse seni taşlamaz fakat bu ülke halkı heykelizme kendini kurbanda etmez, sevmez.
    Cevapla
  • turgut1 13 yıl önce Şikayet Et
    heykelcilik ve sayın hasan seyre. bir milletin karekterini anlamak için;o milletin dilden dile anlatılan yazın türlerine (hikayeleri,masalları) bakacaksınız,teolojik olarak dini öğretilerin içeriğine bakacaksınız...islama sahip çıkan milletlere baktığınız zaman heykelizmi göremezsiniz ve ülkelerin gelişmişliklerinin göstergesi de "ne kadar çok heykel o kadar gelişmiştir" gibi bir yargı ve kural yoktur..fakat mimaride yani konut ve iş yerlerinin mimarisinde ki üstünlük o bölgenin zenginliğini ve muasırlığını gösterir..günümüzde gökdelen sayılarının fazla olduğu,görsel anlamda güzel ve dikkat çekici mimariye sahip ülkeler,milli gelir seviyesi yüksek olan ülkelerdir..müslüman halklar genel anlamda stilize bitki ve hayvan motiflerini kumaş ve el dokumalarına çizip işlemişlerdir..heykelcilik ile heykel yapabilme farklı şeylerdir.heykelin ticareti ve ülkeye katkısı olmayacağından ayrıca boş uğraştır.
    Cevapla
  • mai katre 13 yıl önce Şikayet Et
    alerji /hayranlık!. tefsiri makul ile mümkin olmayan bir serzeniş olmuş sanat düşmanlığı:) bir toplumu yukarıdan aşağıya metazori değiştirme ve dönüştürme projesinin bir enstrumanı olan heykel anlaşılan birileri için sadece görsel sanatların bir elemanı! aslında heykeli anlarım da heykelciliği hiç anlayamam..sanat ise mesele o vakit dünyada eşine sık rastlanılmayacak bu sosyal,ictimai,teolojik kıyım makinalarının 100 yılda üretebildiklerine bir bakalım,ahanda baktım ama yok,hani nerde? 100 yılın hesabını varsın malum çevreler versin 100 den öncesini biz vermeye razıyız! eskiler heykelini/putunu helvadan yapar çöl yolculuğunda acıktıklarında yerlermiş şimdikiler ise putlarına/heykellerine on yıulda 15 milyonu kurban ettiler lakin bu da onları kesmedi..eee öyledir,ayet öyle der;''eğer onları iş başına getirirseniz ekinleri ve nesilleri helak ederler'' sanat ta bunun içerisinde..
    Cevapla
  • Hasan Seyre 13 yıl önce Şikayet Et
    heykel alerjisi olan bir millet.... hocam.sen beraber yetiştiğin müslümanları çok iyi tanıyorsun. açık konuşmak gerekirse.bu insanlar elleriyle heykel yapabilirmi. yada onu geç basit kağıda bir aslan yada ceylan resmi çizebilirlermi. hadi bırak atatürk heykellerini. o biraz abartılı kaçtığı doğrudur. sen namaz kılan bir müslümanın kendi eliyle heykel yapabildiğine hiç şahit oldunmu. ya milyon tane değil. bir tane örnek gösterin bana. yok..olduğunada inanmıyorum. kabiliyetlerini bu kadar sınırlayan ve sanatlara bu kadar soğuk bir dine inanan müminler.canlı insanı nasıl inceleyecek. onu nasıl anotomik atlaslarda resmedecek. organların birer benzerini yapacak ve geliştirecek deneylere imza atacak. öğrendikleri şudur. ruh üflemek ALLAHa mahsustur. ruhunu üfleyemediğin bir şekli yapmak şirktir. cehennemde yanarsın. bu öğretiyle yetişen halk bu çağda ne yapabilirki. ancak cumhuriyet hakkında laiklerin aşırı davranışlarında haklısın.
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    cumhuriyet ve keyfi/cebri dikta idare...-2. ibrahim dursun cumhuriyet ve keyfi/cebri dikta idare...-1 31 ekim 2012 11:08 - toplam 1 kişi beğendi. tamam içerdeki olanları anladık..birde dışardaki cebri/dikta ve baskılardan bahsetseydiniz..mesela 1919 yılında toplanan ve bugünki bm nin temelini oluşturan cemiyeti akvam/milletler cemiyeti heyeti.ki ,33 kurucu üye ve 13 davetli devlet..milletler cemiyeti 10 ocak 1920 de versay anlaşmasıyla faliyete geçti..bundan sonra başta lozan olmak üzere her fırsatta başta türkiye ve diğer müslüman toplulukları yönetmeye çalıştılar..mesela lozanda türk heyetinin karşısına çıkan ingiliz heyeti başkanı lord curzon un dayatmaları..vs...anlaşılan o ki; bugün nasıl bm dünyayı yönetmeye çalışıyorsa o zamanda milletler cemiyeti heyeti aynı görevi görüyordu.içerdeki anormalliklerin çoğu onların korku ve baskısıyla yapılıyor/yaptırılmaya çalışılıyordu.dışardan gelen bu baskı hala devam ediyor..vesselam
    Cevapla
  • mert 13 yıl önce Şikayet Et
    cumhuriyet ve atatürkcülük. sanki bir paravan ve maske olarak kullaniliyor. müslümanlari susturmak, kötülemek ve hürriyetlerini ellerinden almak icin kullaniliyor sanki. bunu yapanda chp. görünürde ön planda chp de ipleri kontrol eden arka planda kim?! asil mesele bu !!
    Cevapla
  • barış durmaz 13 yıl önce Şikayet Et
    hoca daha geçen ceza aldın mahkemeden. mahkemen bir daha suç işlememen şartıyla tehir edildi. şimdi içeri alırlar seni 5 yıl yatarsın. bunlar milletin bildiği şeyler ama halen dile getirmek yasak. dikkat et yaşlısın. içeri girmek yaramaz sana. medreseyi yusufiyeyi herkes kaldıramaz . saygılarımla
    Cevapla
  • Mustafa 13 yıl önce Şikayet Et
    laf ola beri gele. dinsiz olmaktansa hürriyetsiz olmayı yeğlemek ne demek?? söylediklerinizi kulağınız duyuyor mu?? hürriyet olmadan nasıl dindar olunur? bakınız ırak, günde binlerce tecavüz cinayet katliam, bir önemi kaldımı dindarlığın??bu millet dini içinde hürriyeti içinde canını vermekten çekinmez nasıl birini diğerine üstün kılarsınız?? o zaman hürriyetleri ve dinleri için şehit olan milyonlaca müslümanın yüzüne ahirette nasıl bakacaksınız! cumhuriyeti asıl sizin gibi hastalıklı düşüncelerden korumak lazım.
    Cevapla
  • kamil hisarlı 13 yıl önce Şikayet Et
    gayrın hukukuna saygı, kardeşin hukukuna saygı ile başlar . hocam yazınıza katılıyorum. fakat iktidarın yetki alanını koruması, buna müdahaleyi engellemesi despotluk olarak nitelendirilmemelidir. aksine bu da karşılıklı haklara, gayrın hukukuna saygının bir gereğidir. zira iktidarın da korunması gereken bir hukuku vardır. mesela politika belirlemek iktidarın yetkisindedir, bir emniyet müdürü veya özel yetkili bir savcı bu alana tecavüz etmemelidir. ehli kitabı dalalete sürükleyen "bağyen beynehum" ihbarı, bize de kendi aramızda birbirimizin hakkına hukukuna, görev-yetki alanına saygılı olmayı ihtar ediyor.
    Cevapla
  • mai katre 13 yıl önce Şikayet Et
    dejavu.... eski mısır da firavunlar neredeyse her sokağa dev heykellerini dikerlermiş , firavun cadelere,sokaklara çıktığında onlara bakmak zinhar yasakmış ,kazara bakan/gören olursa kellesi gidermiş zira böylelikle efsaneleştirilen,yarı tanrılaştırıaln profilleri muhafaza edilirmiş,saray şairleri tarafından namları yürüsün için methiyeler,mersiyeler dizilirmiş,kahramanlık öyküleri dolaşıma sokulurmuş,firavunlar hakkında eleştiri,tenkit maksatlı konuşmak zinhar yasakmış...yani bunun bizimle alakası yok tabi zira biz cumhuriyeti kurduk,hani nerden nereye geldiğimizi görmek adına....!
    Cevapla
  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    cumhuriyet ve keyfi/cebri dikta idare...-1. tamam içerdeki olanları anladık..birde dışardaki cebri/dikta ve baskılardan bahsetseydiniz..mesela 1919 yılında toplanan ve bugünki bm nin temelini oluşturan cemiyeti akvam/milletler cemiyeti heyeti.ki ,33 kurucu üye ve 13 davetli devlet..milletler cemiyeti 10 ocak 1920 de versay anlaşmasıyla faliyete geçti..bundan sonra başta lozan olmak üzere her fırsatta başta türkiye ve diğer müslüman toplulukları yönetmeye çalıştılar..mesela lozanda türk heyetinin karşısına çıkan ingiliz heyeti başkanı lord curzon un dayatmaları..vs...anlaşılan o ki; bugün nasıl bm dünyayı yönetmeye çalışıyorsa o zamanda milletler cemiyeti heyeti aynı görevi görüyordu.içerdeki anormalliklerin çoğu onların korku ve baskısıyla yapılıyor/yaptırılmaya çalışılıyordu..vesselam
    Cevapla
  • Cengaver 13 yıl önce Şikayet Et
    aynen.... helal hocam, aynen katılıyorum.son dönemide iyice acizleşip hiçbirşey yapamıyacağını biliyoruz..
    Cevapla
  • turgut1 13 yıl önce Şikayet Et
    kıyasınızı sabırla bekliyoruz hocam. yüreğinizde esen fırtınaları dindirerek yazmışınız belli..kasırgaları dindirip,sakinleştirip etkisini karaya vurmuşunuz ki öyle de olmalı..söz ustalığı da böyle bir şeydir..nazikçe yazar söylersin,fırtınaların gücünü anlayanların yüreğine tıkarsın...doğruya doğru. mehmet hocam!rabbim ilminizi artırsın dilinizden ve kaleminizden bağı çözsün ve sizi muhafaza etsin ki anlasınlar sizi..
    Cevapla