Miroğlu PKK'nın yaptığı son büyük yanlışı açıkladı

Gazeteci-yazar Orhan Miroğlu’na göre PKK, Türk aydınları tarafından kandırıldı.

ABONE OL
GİRİŞ 01.12.2014 09:09 GÜNCELLEME 01.12.2014 09:47 RÖPORTAJ
Miroğlu PKK'nın yaptığı son büyük yanlışı açıkladı

Ömer Süt’ün röportajı

“Umudunuzu hükümetten kesin çünkü Ortadoğu’da yeni bir dönem var ve bu yeni dönemde PKK ABD’nin güçlü bir alternatifi olacak” Türk aydınları bu sözlerle PKK’yı yanlışa sürükledi diye açıklama yapan gazeteci-yazar Orhan Miroğlu’na göre Avrupa Birliği, NATO ve ABD’nin Türkiye’yi yalnız bırakması mümkün değil.

Çözüm süreci, 6-7 Ekim olayları, CHP’nin çözüm sürecine bakışı ve Abdullah Öcalan’ın durumu ile ilgili olarak haber7’ye konuşan Miroğlu, Abdullah Öcalan’ın PKK’nın şehir merkezinde gerçekleştirdiği eylemler karşısında net bir tavır sergilemediğini iddia etti.

Çözüm sürecinde HDP’nin topyekün bir şekilde politikasını gözden geçirmesi gerektiğini ifade eden Miroğlu, süreci HDP’nin değil PKK’nın yürüttüğünü belirtti.

İşte Miroğlu’nun birbirinden önemli o açıklamaları:

"ÇÖZÜM SÜRECİ HDP'Yİ GÜÇLENDİRDİ"

6-7 Ekim olaylarının üzerinden yaklaşık 2 ay geçti. Bu olaylardan sonra cereyan eden gelişmeleri de göz önünde bulundurduğumuzda HDP’nin son durumunu nasıl değerlendirmeliyiz? 

6-7 Ekim olayları bize gösterdi ki, HDP’ye çatışma değil, çatışmasızlık fayda sağlıyor. Çözüm süreci, HDP’nin siyasi bakımından güçlenmesini sağladı. Her çatışma HDP’nin siyasi itibarının bir çok şey alıp götürüyor. HDP 6-7 Ekim olaylarından sonra sarsılan imajının yeniden güçlenmesi yolunda adımlar atıyor, atmak da zorunda zaten. HDP’lilerin, HÜDA-PAR’a yönelik tavrını çok önemsemek lazım hiçbirisi çatışmadan yana olmadı, HÜDA-PAR’la gerektiği gibi bir diyalog süreci yaşandı. HDP’nin gireceği her çatışma ortamı HDP’ye kaybettirecektir.

MİROĞLU: İNSAN KİME İNANACAĞINI ŞAŞIRIYOR

Çözüm sürecinde kararları HDP mi veriyor yoksa KCK mı?

HDP süreçte ortaya çıkan riskler karşısında riskleri bizzat yönetmiyor. Yönetim bizzat KCK’dadır. HDP’nin çözüm süreciyle ilgili olarak bilmesi gereken bir durum var: Süreci HDP mi yönetiyor yoksa KCK mı? HDP buna kesin karar vermesi lazım. Parti eğer bundan kurtulamazsa insanlar kime inanacağını şaşırıyor. KCK mı doğru söylüyor yoksa HDP’mi? HDP’nin çözmesi gereken en büyük problem bu…

DEVLETİN TEPESİNİ ATTIRMAK İÇİN YAPILAN EYLEMLER

Bu olayların akabinde Yüksekova’da 3 tane güvenlik görevlisi; Diyarbakır’da bir astsubay eşinin gözleri önünde şehit edildi. Bu 2 hain saldırı sizleri 90’lı yılların çatışma ortamına götürmedi mi?

Bu eylemler devletin tepesini attırmak için yapıldığı çok belli. Sonra da devleti 90’lı yıllardaki benzer işlere sevk etmek amacı güdüyordu. Bu kötü olur tabi… Hükümetin bunu tercih edeceği kanaatinde değilim. 90’lı yıllardaki çatışmalarda zararı bizzat siviller gördü. Bu eylemlere karşı en doğru tepkiyi koyanlardan biri de Selahattin Demirtaş’tı. Demirtaş, “Sokakta savunması olmayan insanlara ateş edip  hayatına kastetmek savaşta bile başvurulacak bir yöntem bile değildir” dedi.

SÜRECİ HDP DEĞİL PKK YÖNETİYOR

HDP çözüm sürecindeki politikasını değiştirmeli mi?

HDP’de siyaset yapan herkesin bu süreçte dikkatli olması lazım. Sadece milletvekilleri değil bölgede belediye başkanlığı yapan isimler de yerinde tespitler yaparak, doğru yönlendirme yapmalıdır. Eskiden elinde silah olanlar karar veriyordu. Aslında bugün de değişen bir şey olmadığını görüyoruz.

ABDULLAH ÖCALAN BİR TERCİHLE KARŞI KARŞIYA

Süreci hala PKK yürütüyor o zaman…

PKK’nın çözüm sürecine uygun bir zihniyet değişimi yaşaması lazım.Bunu kim başlatabilir derseniz Hatip Dicle de başlatamaz Leyla Zana da. Bunu başlatacak tek kişi isteniyorsa tabi, bir zihniyet değişimi PKK’da fikir değişimi ki kaçınılmaz görünüyor, çözüm sürecinin başarısı için bunu yapabilecek tek kişi Abdullah Öcalan’dı. Öcalan aslında bir tercihle karşı karşıya. PKK’yı bu anlayışla yöneten kişilerin ya da kimselerin değişmemesi halinde çözüm sürecinin mantığının dışında işlerle meşgul olurlarsa bu işe nokta koyacak olan Abdullah Öcalan’dı. Abdullah Öcalan yani bunu şimdiye kadar yapmayı tercih etmedi. Daha doğusu PKK’nın sahada olup biten işlerine dolaylı ya da dolaysız net bir tavır koymadı, koyamadı. Zaman zaman şiddet eğilimleriyle ilgili olumlu açıklamaları olmakla beraber biz biliyoruz ki 6-7 Ekim olaylarında Abdullah Öcalan’ın da durduğu yer ve takındığı tavır çok da net bir tavır değildi.

KANDİL'İN DÜŞTÜĞÜ BÜYÜK YANLIŞ

PKK nerede yanlış yaptı peki?

6-7 Ekim olaylarından sonra Türk aydınları, başta Cengiz Çandar olmak üzere, “Umudunuzu hükümetten kesin çünkü Ortadoğu’da yeni bir dönem var ve bu yeni dönemde PKK ABD’nin güçlü bir alternatifi olacak” Bu fikri sürekli gündemde tuttular. 6-7 Ekim olaylarını tetikleyen sebeplerden biri de PKK’nın bu fikre biraz kapılmış olmasıdır. Ancak PKK’nın bu düşünceye kapılması Kandil’in en büyük yanlışıdır. Çünkü böyle bir düşüncenin hayata geçmesi imkansız. Türkiye Avrupa Birliği’yle müzakere eden bir ülke olmakla beraber aynı zamanda da bir NATO ülkesi. Nasıl olacak da Türkiye’ye rağmen batı bloğu Amerika’sıyla PKK’yı bu koşullarda Ortadoğu’da stratejik bir müttefik gibi görecek. PKK’nın böyle bir yanlışa düşmesi akıl alacak bir durum değil.

CHP TABANI SAVAŞ İSTEMİYOR

Peki bu çözüm sürecindeki MİT’in rolünü göz önünde bulundurursak arka planda CHP’nin gizli bir hedefi mi var?

CHP bugünkü MİT’in itibarlı olmasını istemiyor. CHP çözüm istemediği gibi milli bir örgüt olan MİT’i de takdir etmek istemiyor. Çünkü CHP, MİT’i takdir ederse AK Parti’yi takdir etmiş olacak. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm AK Parti’nin eliyle gerçekleştiği için istemiyor. Ancak CHP’ye oy veren insanların yani CHP tabanının bu ülkede çatışmayı isteyeceklerini sürekli savaş isteyeceklerini hiçbir şekilde düşünmüyorum.  

"SELAHATTİN DEMİRTAŞ İYİ NİYETLİ DEĞİL"

Selahattin Demirtaş’ın CHP’den çözüm sürecine katkı beklemesini nasıl yorumlamalıyız?

Selahattin Bey’de CHP’den çözüm sürecine katkı sağlamasını beklemek fikri nasıl ortaya çıktı acaba? Selahattin Demirtaş’ın CHP’ye yönelik çağrısında iyi niyet aramıyorum. Bugün ne MHP’nin ne CHP’nin çözüm sürecinden bir beklentisi yok tam tersine çözüm sürecine karşı yegane iki partisidir. Keşke MHP ve CHP çözüm sürecine destek verseydi. Eğer öyle olsaydı Selahattin Bey’den önce CHP’ye daveti ilk önce biz yapardık.

omer.sut@haber7.com

Haber7