Başkan Beyazgül: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hiç endişe etmiyorum çünkü...
Şanlıurfa Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Suriyeli mülteciler, cumhurbaşkanlığı seçimleri, belediyenin çalışmaları ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın tutumuyla ilgili Haber7'ye önemli açıklamalar yaptı.
ABONE OLŞanlıurfa Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Haber7 mikrofonlarına gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Beyazgül, Suriye sınırında bulunan kentte mültecilere yönelik yapılan yardımlardan bahsederken, "Bazen şöyle düşünüyorum, bunlar sahile vurmuş deniz yıldızları gibi" ifadelerini kullandı. Beyazgül, Göç ve Uyum Dairesi Başkanlığını kurduklarını ve uluslararası kuruluşlarla birlikte hareket ederek hem Urfalılara hem de Suriyeli mültecilere destek sağlandığını ifade etti.
"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDEN HİÇ ENDİŞE ETMİYORUM ÇÜNKÜ..."
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik değerlendirmede bulunan Beyazgül, yaptığı ev ziyaretlerinde birçok kişinin cumhurbaşkanı Erdoğan'a duacı olduğunu ifade etti. Beyazgül, "İnsanlar düşününce akla tek bir isim geliyor" diyerek, "Halk biliyorki cumhurbaşkanı güçlü olduğu zaman bu sıkıntıların da üstesinden gelir. Ben seçimden hiç endişe etmiyorum, çünkü halkın içindeyim, halkın nabzını tutuyorum" ifadelerini kullandı.
MANSUR YAVAŞ'A YANIT: BİR ŞEHRİN BELEDİYE BAŞKANININ MÜTEVAZİ OLMASI LAZIM
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın kendisi katıldığı için Bosna Hersek'teki programa katılmaktan vazgeçmesine ilişkin iddiaya yanıt veren Beyazgül, "Bu konudaki şey bende duyum olarak var. Ama netice itibarıyla biz burada hem Türkiye'mizi çok güzel temsil ettik. Hem Urfamız'daki konuları güzel bir şekilde anlattık. Mansur Yavaş'ın benimle bir problemi olması ihtimali olamaz çünkü herhangi bir temasımız olmadı. Bir şehrin belediye başkanının mütevazı olması lazım. Kendi şehrine hizmet etmesi lazım" diye konuştu.
İşte Haber7'den Gamze Türk'ün sorularını yanıtlayan Zeynel Abidin Beyaz Gül ile gerçekleştirdiğimiz röportaj:
"HEM YERLİ HALKIMIZA, HEM DE MÜLTECİLERE DESTEK SAĞLIYORUZ"
Şanlıurfa Suriye'ye sınır kentlerimizden bir tanesi. Suriye'nin kuzeyindeki hareketlenmeden, özellikle Kobani'ye olan coğrafi yakınlıktan bölgeniz nasıl etkileniyor?
Tabi ki oradaki insanlar terörün etkisiyle Şanlıurfa göç ettiği şehirlerden biri. Yaklaşık 400 bin tane sığınmacımız var. Bazen şöyle düşünüyorum bunlar sahile vurmuş deniz yıldızları gibi. Bunlara nasıl el uzatılır nasıl yardım edilir. Bu bütün dünyanın sonunu. Bu dram dünyaya ait bir dram. Ama biz Şanlıurfa Belediyesi olarak şöyle yapıyoruz. Göç ve Uyum Dairesi Başkanlığı kurduk. Uluslararası kuruluşlarla birlikte hareket ediyor. Şimdiye kadar aldığımız bütün destekleri yardımları, hem yerli insanımıza hem de bu sığınmacılara kullanıyoruz.
"GÖÇ KONUSUNU, ULUSLARARASI KURULUŞLARLA YAPTIĞIMIZ İŞBİRLİĞİYLE AVANTAJA DÖNDÜRME ÇABASI İÇERİSİNDEYİZ"
Mesele şöyle bir şey oluyor, diyelim ki; UNICEF veya herhangi bir kuruluş. 100 istihdam diyor. Sığınmacılardan 50, yerlilerden 50 kişi istihdam ediyoruz bir proje kapsamında. Veya bu uluslararası kuruluşlar şöyle diyor. 10 bin paket yardım yapmak istiyoruz bunlardan 5 binini kendi ihtiyaç sahibi insanlarımıza, 5 binini de sığınmacılara kullanıyoruz. Yani şu anda tabi ki bu göç Şanlıurfa'ya ek yük getirmiştir. Türkiye'mize ek yük getirmişti. Ama biz bu şekilde hareketle, uluslararası kuruluşlarla yaptığımız işbirliğiyle bunu bir avantaja döndürme çabası içerisindeyiz. Şanlıurfa'yı baştan başa kuşatan hizmetlerinizden bahsedelim isterseniz.
"YAPTIĞIMIZ İŞ GERÇEKTEN BİR KARACİĞER NAKLİ"
2019'daki yerel seçimlerden bu yana projelerinizden yüzde kaçını gerçekleştirdiniz ve ne gibi projeler yapıyorsunuz?
Biz seçime girerken birçok projeden bahsettik. Belki şu anda bilbordlara çıkarsak ne diyeceğimizi düşünüyorum. Biz çok daha fazlasını yaptık. 350'nin üzerinde temel atma projelerimiz var, bunlardan bitmiş olanlar var. Her 3 günde bir gün bir iş yapmışız. Hiç durmadık. Yani Şanlıurfa'ya ne ihtiyaç varsa o ihtiyacı gerçekleştirdik. Halkımızın talebi neyse bizim projemiz bu dedik. Bazen yerel televizyona çıkıyorum, önümde kartlar görüyorlar. Başkanım diyorlar bunları sadece okusan 1,5-2 saatimiz gider. Şimdi parklar yaptık, oradaki gazeteciler şöyle diyor; "Başkanım sen karaciğer nakli yaptım diyorsun". Niye karaciğer nakli yaptım diyorum. Çünkü boş bir arsa üzerine yapmadım bunları. Bir yerde 160 tane yapıyı yıktı şehir merkezinde. Bir yerde kendi hizmet binamızı yıktık. Bir yerde metropol denen Kızılkoyun'un bitişiğinde yeni gecekondular yaptılar yıktık. Yaptığımız iş gerçekten bir karaciğer veya akciğer nakli. Arkasından da damar açıyoruz, yollar yapıyoruz umulmadık yerde.
"VAAT ETTİĞİMİZ PROJELERİMİZİN FAZLASINI YAPTIK"
Mesela son bir projemiz de 150 tane güney-kuzey hattı için yol çalışması başlattık. Bir yer vardı ki Hz. İbrahim'den Hz. Eyüp'e giden bir yol. Arkasından Osmanlı mahallesi var. 100'e yakın yapıyı yıktık. Arkasından yol açtık. Arkasından 49 tane Asya mahallemiz var burada kamulaştırma yaptık asfaltlama yaptık. Velhasıl kelam, biz projelerimizi gerçekleştirdik mi diye soruyu şöyle alıyoruz. Biz fazlasını yaptık. Şanlıurfa AK Parti'nin en büyük oy oranına sahip olduğu büyükşehirlerinden bir tanesi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDEN HİÇ ENDİŞE ETMİYORUM ÇÜNKÜ..."
Önümüzde de Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bu seçimler için halkın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette ki anketler bizi bir sonuca ulaştırır ama biz de halkın içinde olduğumuz için kanaatimizi söylemek zorundayız. Dünyanın içine girdiği sıkıntılar var. Bu sıkıntıları yaşayan insanlarımız var, etkilenen insanlarımız var. Soruyorum birine, oturuyoruz bazen parkta çay içiyoruz. Ne diyorsunuz diyorum, kim bu problemleri çözer. İnsanlar düşününce tek bir isim aklına geliyor, kim? Cumhurbaşkanımız. Neden? Geçmişine baktığımız zaman cumhurbaşkanımız çok büyük zorlukları aşa aşa gelmiş. Birikimi, deneyimi, tecrübesi ve dahiyane yapısı bunu gösteriyor. Bu işi düşünürken özellikle mesela ev ziyaretleri yaptım. Kadınlarımız. Kadınımız şunu yapar. Bakın diyor ki cumhurbaşkanıma gece gündüz dua ediyorum. Kadınlarımız çocuğunu düşünür, 5 yaşındaki çocuğun geleceğini düşünür. Niye, o yoksul bakın evine yardım götürüyor. Ama çocuğunun geleceği cumhurbaşkanımızda. O çocuğun geleceğini bir belirsizliğe sokmak istemiyor. Ben gece gündüz cumhurbaşkanımıza dua ediyorum diyor. Kim için, 10 yaşındaki çocuğun hatrı için. Geleceğimiz heba olmasın diyor. Bu cumhurbaşkanı güçlü olduğu zaman biliyor ki bunun da üstesinden gelir. Ben seçimden hiç endişe etmiyorum. Çünkü halkın içindeyim, halkın nabzını görüyorum.
FAKIBABA'YA YANIT: BELEDİYELER BİR ARSA SATTIĞI ZAMAN BİR TARAFTA KONUT YAPIYOR
İYİ Parti'ye katılan Eşref Fakıbaba'nın hakkınızda arsa satış iddiaları vardı. Siz bir metrekare arsa satışı olmadığını açıklamıştınız. Bu mesnetsiz iddianın sizce amacı neydi?
Onun bahsettiği yerde belediyeler meclisten yetki alırlar. Ellerinde konut için arsalar varsa bunları satarlar ki Fakıbaba kendi döneminde en fazla satış yapan bir belediye başkanı olarak nitelendirilmiş. Bahsettiği yerde benim hiç arsa satışım olmadı. 300 Evler diye bir yerden bahsediyor. Şöyle, belediyeler bir arsa sattığı zaman bir tarafta konut yapıyoruz. Bu dar gelirli ailelere veriliyor. Bakın şu anda ne yapıyorum biliyor musunuz? Bir hanım, dört tane çocuğu var. Gittiğim evlerde bana şunu söylüyorlar. "Başkanım bana bir başımı sokacak ev olsa". Şimdi onlara ev yapıyorum. Onlara ev dağıtacağım. Diğer tarafta bahsedilen evler henüz daha bitmiş arsa. Daha satışına başlamamışız planını yapmamışız. Ama düşünün ki belediyeler mecliste karar alırlar. Eğer bir dul kadın 4 tane çocuğuyla perişansa. Bu paranın harcanması noktasında biz yetkiliysek. Biz şehirde yaşayan en zorluk içerisinde yaşayan insanı düşünmek zorunda değil miyiz? Orada 6 milyona daireler yapacağım ve bunları zenginler alacak. Bu doğru mudur? Yaparsak ileride de yine bu şekilde kullanacağız. Yine evler de satılmış olacak. Ama amaç nihayet en dezavantajlı insanlara bunları kullandırtmak. Belediye başkanı bu değil midir? Gideriz bazen bir eve "başkanım sen bizim babamızsın" der. Bu şehir benim ailem gibidir. Bu şehirdeki her insanın sıkıntısı benim sıkıntım. Bu şehirdeki her insanın mutluluğu benim mutluluğum. Keşke Fakıbaba bu talihsiz tweeti atmamış olsaydı. Çünkü bugün baktığımızı zaman Fakıbaba'nınki dağlar gibi...
MANSUR YAVAŞ'A YANIT: BİR ŞEHRİN BELEDİYE BAŞKANININ MÜTEVAZI OLMASI LAZIM
Bosna Hersek'te katıldığınız programa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın son anda vazgeçtiğini öğrendik. Sebebinin de siz olduğu iddia edildi. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu konunun resmiyetini bilmiyorum ama böyle bir duyum olarak biliyorum. Fakat şunu biliyoruz biz Şanlıurfa Belediyesi olarak Göç Dairesi Başkanlığımız böyle bir çalışmanın içerisindeydik. Urfa'nın çok etkin olduğu görüldü. Urfa'nın bu konuda çok etkili bir belediye başkanı olduğu görüldüğünden davet edildiğimiz söylendi. Biz de daveti kabul ettik. Ama bu konudaki şey bende bir duyum olarak var. Ama netice itibarıyla biz burada hem Türkiyemizi çok güzel temsil ettik. Hem de Urfa'mızdaki konuları, sorunları çok güzel bir şekilde aktardık. Şunu söyleyelim ki gençlik çok önemli bir konu Türkiye için, göç ve sığınmacılar çok önemli.
Mansur Yavaş'ın sizinle bir problemi mi var diye tekrar sorayım.
Mansur Yavaş'ın benimle bir problemi olması ihtimali olamaz çünkü herhangi bir temasımız olmadı. Çünkü biz biraz önce şunu anlattık. Bir şehrin belediye başkanının mütevazi olması lazım. Kendi şehrine hizmet etmesi lazım. Biz hizmetlerimizden bahsediyoruz ama. Ben büyükşehir belediye başkanıyım o küçük şehrin belediye başkanı. Böyle olmaması lazım. Nihayetinde herkes insan. Herkes eşit.