Metin Külünk, Fransa'daki asıl tehlikeyi açıkladı

AK Partili Metin Külünk, Paris'te yapılan saldırıdan sonra müslümanlara yapılacak saldırıların meşru zemininin hazırlandığına dikkat çekti

ABONE OL
GİRİŞ 12.01.2015 07:50 GÜNCELLEME 12.01.2015 07:50 RÖPORTAJ
Metin Külünk, Fransa'daki asıl tehlikeyi açıkladı

İsa Tatlıcan'ın röportajı

Dünya Paris'te Charlie Hebdo dergisine yapılan ve 12 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırıyı konuşuyor. Bir kadın terörist dışında saldırganlar ölü olarak ele geçirilirken İslamofobi tartışmaları yine Avrupa'nın ana gündem maddesi haline geldi. Yıllardır Avrupa'daki Türkiye vatandaşlarının sorunları ile yakından ilgilenen AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili ile Paris'teki saldırıları, Avrupa'da yükselen islam karşıtı akımları ve Paralel yapının Avrupa'daki Türkiye aleyhtarı faaliyetleri konuşuldu. 

İSLAMOFOBİNİN ZEMİNİNİ OLUŞTURDULAR

-İsmalofobi yeni yeni kullanılmaya başlanan bir tanım. Dünya İslamofobi kavramı ile nasıl tanıştı?

ABD'deki 11 Eylül saldırıları İslamofobi kavramını üretti. Bu süreçte Avrupa'da çok büyük bir nefret, yabancı karşıtlığı ve islam düşmanlığı oluşturuldu. 11 Eylül'den sonra Avrupa'nın genelinde cami saldırıları, Müslümanlara karşı ayrımcılık yükseliş trendine girdi. 214 camiye saldırıldı, evler yakıldı. Hepsi 14 yıllık süreçte gerçekleşti ve siyasi yönetimler tarafından üstü örtüldü. Bu 14 yıl boyunca Batı'da islam karşıtlığının meşru zeminleri oluşturuldu.

-Antisemitizm konusunda çok sert önlemler alan Avrupa'da farklı bir nefret suçu olan İslamofobiyi destekleyen derneklere nasıl izin verildi?

İslamofobia kavramı 11 Eylül'den sonra kullanışlı hale getirildi. Önce haklı zeminler hazırlandı. Genelde suç dosyası kabarık insanlar tarafından bazı örgütler kurduruldu. PEGİDA'da işte böyle bir örgüttür. Irkçılığın ve Milliyetçiliğin en rahat büyüyeceği yerler tercih edildi. Bir yerlerde bir akıl "Avrupa İslamlaşıyor, Müslümanlar Avrupa'yı elinizden alacaklar" korkusunu pompaladı. PEGİDA ile birlikte yeni bir dalga büyütüldü. Ancak beklemedikleri bir şey oldu. Almanya toplumunun sağduyusu PEGİDA'nın yükselişine izin vermedi ve "Biz yabancılarla birlikte bir gücüz" dedi

-2012 yılında çizilen bir karikatür için neden 3 yıl sonra bir eylem gerçekleştirilmiş olabilir?

Fransa'da 15 gündür bir saldırı bekleniyordu. Fransa basınında bu yönden haberler çıkıyordu. Bence bu Avrupa'nın 11 Eylül'üdür. Abartılı bulunabilir ama Fransa gibi bir ülkede bir anda 12 kişinin öldürülmesi önemli bir olaydır. Bundan sonra eylemin kimler tarafından planlandığını, kimlerin işine yaradığını ve güvenlik zafiyetini tartışacağız.

MÜSLÜMANLARINA YÖNELİK SALDIRILARA DÖNÜŞEBİLİR

-Bu eylemden sonra Avrupa'da islam karşıtı akımların ve yabancı düşmanlığının büyüyeceğini düşünüyor musunuz?

Artık tartışma islamobarbarya tartışmasına dönüşecek. Artık "islam barbar bir dindir, işte görmediniz mi vatandaşlarımızı nasıl katlediliyor" propagandası pompalanmaya başlanacak. Bu saldırılar Batı'da Müslümanlara yönelik hak ihlallerine ve demokratik alanlarının kısıtlanmasına yönelik hukuki düzenlemenin önünü açacak. Müslümanlara yönelik fiziki şiddet meşru bir zemin kazanacak. Müslümanlara karşı yapılacak her eylem meşrudur noktasına taşınmaya çalışılacak

-Peki Avrupa'da sağduyulu düşünen insanlar yok mu?

Avrupa'da bir başka akıl daha var. Bu akıl "biz birlikte bir Avrupayız, Müslümanların terörle ilgisi yok" düşüncesini savunuyor. Bu akıl oynanan oyunun farkında. 

AKILLI AVRUPA İSLAMI DIŞLAMAZ

-Peki sağduyu değil İslamofobi kazanırsa önümüzdeki dönemde nasıl bir Avrupa bizi bekliyor?


Şimdi Müslümanlara yönelik cadı avı başlarsa, Müslümanlara yönelik hak ihlalleri hızlanırsa bu şu demektir; "Müslümanlarla birlikte oluşturduğumuz bu yapıdan vazgeçtik, artık Müslümanlarla işimiz bitti, yolumuza yalnız devam edeceğiz." Peki Avrupa bunu diyebilir mi? Akıllı bir Avrupa bunu demez. Çünkü dünyada gelinen noktada islam dünyasını gözardı ederek hiçbir yeni adım atamazsınız.

-Paris'te eylemle birlikte bazı soru işaretleri de gündeme geldi. Sizin de bu eylemle ilgili aklınıza gelen soru işaretleri var mı?

Eylemde soru işaretleri var ve bundan sonra daha da konuşulacak. Fransız polisinin yasakladığı videolar var. Polis Paris'in merkezindeki olaya çok geç müdahale ediyor. Birisi kameraya çekiyor ne garip ki polise haber vermeye ihtiyaç duymuyor. Eylemciler hemen kıstırılıyor ve diğer operasyonlarda olduğu gibi öldürülüyor. Bu tür büyük kentlerde bir yerlerin izni olmadan bu tür eylemler gerçekleştiremezsiniz.

FAYDALANACAK ÜLKE İSRAİL OLACAK

-Netenyahu'nun Fransa'nın Filistin politikasını eleştiren sözlerinin ardından bu eylemin gerçekleşmesi size de garip gelmiyor mu?

Hiçbir eylem tek sonuç üretmez. Fransa'nın Suriye ile ilgili sözleri var. Filistin'i tanıyacaklarını söylüyorlar. Mesela sırada İsveç de olabilir. Dünyadaki büyük eylemlerin sonuçlarından en çok faydalanacak ülkenin İsrail olduğunu çok net söyleyebiliriz.

-Paris'teki bombalı saldırılarla İstanbul'daki saldırıların eşzamanlı gerçekleşmesi hedefteki ülkelerden birinin de Türkiye olduğu iddiasını sizce de güçlendirdi mi?

Kesinlikle hedefteki ülkelerden biri Türkiye'dir. Türkiye dünyadaki temel sisteme itiraz eden tek ülke Türkiye. Üst akıl Recep Tayyip Erdoğan'sız bir Türkiye istediğini her fırsatta dile getiriyor. Paralel Yapı Paris'teki saldırıdan kesinlikle mutsuz olmadı. Tüm Avrupa'da kapı kapı dolaşarak bu eylemlerle Türkiye'yi ilişkilendirmeye çalışıyorlar.

PARALEL ÇETE İSLAMOFOBİYİ KÖRÜKLÜYOR

-Siz Avrupa'yı yakından takip ediyorsunuz. Paralel yapının elemanları Avrupa'da ne tür faaliyetlerde bulunuyor?

Bir yıldır bu Paralel ihanet çetesi Avrupa'da kapı kapı dolaşıp "Türkiye'de giderek islamcılaşan, cihatist, terör örgütlerine destek veren bir yönetim var. Türkiye sizden uzaklaşıyor, gerçek muhatabınız biziz, bunları indirin bizi getirin" propagandası yapıyor.

-Peki Avrupa'da Paralel yapı etkili mi?

Avrupa'da sokakta halkta karşılıkları yok. Paralel ihanet çetesi oligarşik, bürokratik ve korsan ticari bir yapıdır. Avrupa'da sürekli Türkiye'yi kötüleyerek karşımıza çıkıyor. Geçmişte PKK ve marjinal sol örgütlerle iş yapan Avrupa'daki Türkiye karşıtı lobi şimdi Paralel Yapı ile Türkiye düşmanlığı yapıyor. Paralel yapının bütün ülkelerde haber sitesi var. Bir Hollandalı sabah kalktığında Paralel İhanet Çetesi'nin sitesinden Türkiye'yi takip ediyor. Karşıda ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapı var. Burada devletimiz ile Avrupa'daki Türklerin elele vermesi lazım.

-İslam karşıtı gruplarla Paralel yapının ilişkileri hangi düzeyde?

İslam karşıtı gruplarla Paralel Yapı ile içiçe çalışıyor. PEGİDA'nın eylemlerinden Paralel çete eylemlerinden hoşnut olduklarını biliyorum. Türkiye'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı rahatsız eden her eylem Paralel çeteyi mutlu eder. Paris'teki saldırıdan Paralel çete mutlu oldu. Bu saldırı üzerinden Türkiye aleyhtarlığı yapıyorlar. "Bakın bu eylemi yapanları Recep Tayyip Erdoğan hareketi destekliyor" propagandası yapıyorlar. Attıkları tweetlere bakın. Eylemlerin sonuçlarından Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet ederek faydalanıyorlar.

-Paris'teki saldırılardan sonra İslam dünyasının gösterdiği tavrı yeterli buluyor musunuz?

Öncelikle Türkiye çok net tavrını koydu. Ezher Üniversitesi ve Müslüman Alimler Birliği çok net tavrını koydu. Bütün Avrupa'daki Müslüman STK'lar bu eylemi kınadı. Avrupa'da 8 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var. Müthiş bir gücümüz var ancak bu gücün en temel meselesi içe kapanık yaşıyor. Çok ciddi bir PR çalışması yapmamız lazım. Biz Avrupa'da Türkiye'nin 12 yıllık demokrasi mücadelesini anlatamıyoruz. Avrupalılar Türkiye'yi PKK'dan, Ali'siz Alevilik çizgisinden ve Paralel yapıdan öğreniyor.Bu dört yapı da Türkiye düşmanı.

-Bugüne kadar her olumsuzlukta Batı'yı suçladık. İslam dünyasının hiçbir suçu yok mu?

Osmanlı yıkıldı peki Ortadoğu'daki bu düzeni kim kurdu? Bizim coğrafyamıza yoksulluğu ve diktatörlüğü dayattılar. Ortadoğu'daki rejimlerin sahibi bunlar değil mi? Körfezdeki emirliklerin zihinsel sahipleri bunlar değil mi? Bir yandan bize diktatörlüğü dayattılar. Sonra döndüler siz kadında, bilimde, özgürlükte, insan haklarında yoksunuz dediler. Bu coğrafyadaki düzen koyucu biz değiliz. Bu düzenden hatalarıyla sevaplarıyla kendini ayrıştıran tek ülke Türkiye olmuştur.

-Suçu her seferinde Batı'ya atmak biraz kolaycılık değil mi?

Bütün suçu Batı'ya atmıyorum. Biz Batı karşısında mağlup bir medeniyetiz. Müslümanlar akıl ile olan ilişkilerinde durağanlaşmışlar. Tekrar ve taklit olan yerde dinamizm yoktur. Hayatın dinamizmi karşısında aklı dondurursanız, birileri bu dinamizmi farkeder, eşyayı keşfeder ve hayatınızı sizin yerinize şekillendirir.

TÜRKİYE MODEL ÜLKE OLABİLİR

-İslam dünyasının geleceğinden ümitli misiniz?

Ben ümitliyim. Recep Tayyip Erdoğan ismini çok önemsiyorum. Tarihteki bütün değişimler liderler üzerinden gerçekleşmiştir. Recep Tayyip Erdoğan islam dünyasındaki bir büyük arayışın ifadesidir. 12 yılda Türkiye'yi sadece ulaşım, sağlık, eğitim altyapısıyla dönüştüren bir insan değil. Bu coğrafyada özgüveni ortaya çıkarmıştır. Toprağın altına itilmiş islam dünyasına özgüven kazandırdı. Tayyip Erdoğan islam dünyasının akli ve fiziki dönüşümünde son yüzyılın en önemli isimlerinden biridir. İslam dünyasının geri kalmışlığında Türkiye önemli bir model oldu.

-Siz AK Parti'nin Avrupa'daki organizasyonunu üstleniyorsunuz. Oy kullanma hakkı verilmesi ile birlikte işinizin önemi bir kat daha arttı. Paris saldırılarından sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?

- İslam karşıtlığı ve İslami radikalizm birlikte büyütülüyor. Bizim Anadolu düşüncemizin güncellenmiş hali büyütülmek istenmiyor. Bir masanın etrafında bütün din temsilcileriyle birlikte oturup yemek yiyen bir akılı Batı istemiyor. Bundan rahatsız oluyorlar. Seçim çalışmalarına hız vereceğiz.

Ulaşamayacağımız tek bir nokta yok Avrupa'da. Her yerde hem Türkiye'yi hem de medeniyetimizi anlatıyoruz. Bugün Brüksel'e gidiyorum. Çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'daki AK Parti'nin oy oranı %70. Avrupa'da yeni bir modelle varolacağız. Bunu şimdi buradan söylememiz uygun olmaz.

KAYNAK : Sabah