Ravza Kavakçı o günün hikayesini anlattı
Dünden bugüne ülkemizde nelerin değiştiğini en güzel ortaya koyan Kavakçı kız kardeşlerin hikayesi.
ABONE OLTam 16 yıl önce, 18 Nisan 1999 seçimlerinde Türkiye'nin ilk başörtülü milletvekili Merve Kavakçı TBMM'ye girmeye hak kazandı. Kavakçı Ankara'ya gittiğinde hiç kuşkusuz onu seven ve oy veren herkes neler olacağı konusunda endişeliydi. Kavakçı Genel Kurul Salonu'na girdiğinde yaşananlar ise Türkiye'nin unutulmaz utançlarından biri oldu. DSP milletvekilleri tarafından başörtülü olduğu için protesto edilen Kavakçı yeminini edemeden meclis salonundan çıkartıldı. O gün orada konuşulanlar sadece Kavakçı'ya değil, tüm kadınlara ve bilhassa başörtülü kadınlara bir hakaretti.
16 YIL SONRA HİKAYE TAMAMLANDI
Tam 16 yıl sonra, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Merve Kavakçı'nın yarım bıraktığı buruk hikayeyi tamamlamak isteyen kardeşi Ravza Kavakçı milletvekili seçilerek TBMM'ye girdi. Kavakçı'nın başarısı sadece ablası Merve Kavakçı için değil tüm başörtülü kadınlar adına önemli. Bu nedenle geçtiğimiz hafta gerçekleşen yemin töreninde gözler hep Ravza Kavakçı'nın üzerindeydi. Ravza Hanım bu törene, yaşananlara ufak bir gönderme yaparak, 16 yıl önce ablasının giydiği kıyafet ve eşarbın bir benzeri ile katıldı. Modacı olan kardeşleri Elif Kavakçı'nın tasarımıyla.
Ravza Hanım'ın yemin sırasında giydiği kıyafet Merve Hanım'ın Meclis'te giydiği kıyafet ve eşarbın bir benzeriydi. Yanılmıyorsam sizin tasarımınız. Nasıl karar verdiniz buna?
Tarihte, belleğimize kazınmış bazı fotoğraflar vardır. Martin Luther King'in konuşması, Rosa Parks'ın otobüste oturduğunu gösteren fotoğraflar gibi. Bunlar bütün anın anlamını yansıtır. Merve ablamın o gün Meclis'te çekilen böyle bir fotoğrafı var. Ben de Ravza ablamla beraber o fotoğrafı tamamlamak istedim. Adeta 'Türkiye nasıl değişti'nin fotoğrafı olacaktı bu. Acaba 16 yıl sonra Merve'nin yeminini tamamlatabilir miyiz dedik yani. AK Parti sayesinde yaşanması gereken bu sahne yaşanıyor demek istedik. Bu düşüncelerle o gün Merve'nin giydiği kıyafetin aynı kumaşı ve tarzını kullanarak modernize ettiğimiz bir kıyafet diktik. Başından sonuna yapım sürecinin emeği Mülkesin Kara Hanımefendiye ait. Başörtüyü de yine o aynı desende çizip, boyadı. İşin doğrusu biz sessiz bir mesaj vermek istedik. Yaraları sarmak istedik. O başörtüsü 'gazi' bir başörtüsü. Onun bir hikayesi var, tamamlayamadığı bir serüven. Biz bunu devam ettirmek, tamamlatmak istedik. Sanırım başardık da.
Kaynak: Yeni Şafak