Erdoğan‘ın başarısı Öcalan‘a ciro edilmek istendi
Avni Özgürel "Çözüm Süreci'ni Tayyip Bey başlattı. Bir noktaya o getirdi. Dolmabahçe'de sanki Öcalan'ın projesiymiş gibi sunuldu" dedi.
ABONE OLAkil İnsanlar Heyeti'nde de görev alan Özgürel, film ve 7 Şubat MİT kriziyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
- 7 Şubat krizi ne kadar önemliydi?
- Çok önemli bir hadisedir. Sadece bugünü değil gelecekte nelerle karşılaşabileceğini gösteren bir olaydır. Cumhuriyet tarihinde ilk defa iki devlet kurumunun silahlı çatışmaya girme aşamasına geldiği bir olay var karşımızda. Silahlar çekilmişti karşılıklı ve vur emri verilmişti. Paralel Yapı'nın, Emniyet teşkilatı ve yargı organı üzerinden MİT'i, daha doğrusu Hakan Fidan üzerinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığı bir hadisedir. Bu tablonun iyi tahlil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
OSLO'YU PARALEL SIZDIRDI
- Türkiye neyin kıyısından döndü?
- Bu bir darbe girişimiydi. MİT'in üzerinden seçilmiş başbakan Recep Tayyip Erdoğan hedef alındı. Darbe girişimi belki bertaraf edildi ama Paralel Yapı'nın bu öfkesi sonradan devam etti. Çünkü asıl mesele devleti kimin yöneteceğiydi. Seçilmişler mi yoksa emniyet ve yargı içinde yuvalanmış Paralel Yapı mı? Ayrıca bu olayda devletin emniyet teşkilatının istedikleri olmayınca ne ölçüde gözünü karartabileceğini gördük.
ERDOĞAN'IN TEPKİSİNİ HAKLI BULUYORUM
- Sizce, 'Dolmabahçe mutabakatı' olmuşken ne oldu da bugünlere gelindi?
- O gün orada Öcalan'ın yazdığı birtakım şeyler okundu. Devletin de yazdıkları vardı. Okunmadı. Bunlar birbirini tekzip eden şeyler miydi, hayır. Olan şuydu. Bu süreci Tayyip Bey başlattı. Habur da dahil belli bir noktaya kadar Tayyip Bey getirdi. Ama Dolmabahçe'de sanki bu çözüm süreci Öcalan'ın projesiymiş gibi sunuldu. Bu sürecin tüm artılarını Öcalan'a ciro etmek anlamına gelecek bir tabloyu kimse kabullenemez. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisini haklı buluyorum.
- 90'lara dönüş olur mu?
- Olmaz. Çünkü biz geri dönemeyecek kadar ileri gittik.
'VUR EMRİ'Nİ FİDAN'IN VERDİĞİNİ MİT'TEN DOĞRULATTIM
- Darbe filminin senaryoyusunu Hakan Fidan'a okuttunuz mu, ya da MİT'e hiç danıştınız mı?
-Emniyet'in MİT'e baskın yapacağını öngören Hakan Fidan'ın, içeri girmek istenirse vur emri vermesiyle ilgili bir tereddütüm oldu. MİT'in basın ilişkilerindeki arkadaşı arayıp bunu sordum. O da doğrulandı.
- Sizin Hakan Fidan ile tanışıklığınız var mı?
- Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanı iken tanışmıştım. Fevkalade meselelere hakim ve ülkenin duyarlılıklarının farkında olan bir insan. PKK ile mücadelenin içinden geliyor. Son derece yetenekli bir bürokrat. Bence MİT müsteşarı olması tesadüfi değil.
BARIŞIN KOŞULU SİLAHIN MASADAN KALKMASI
- Şimdi gelinen noktada sizce barışa giden yol kapandı mı?
- Hayır. Ama barışın bir koşulu var. Masadan silah kalkacak. Türkiye'nin buna tahammülü yok. Siyasi iktidar ve devlet barış beyanını yıllar önce açıkladı. Bence süreç düşe kalka ilerliyor. Hatırlayın bu ilk kırılma değil. İlk kırılma Habur'da yaşandı. Bu kırılmayı da medya yarattı. Birtakım PKK'lılar silahsız ülkeye döndü, tutuklandılar. Medya nasıl lanse etti bunu, üniformalarıyla ülkeye geldiler, itibarımız zedelendi falan denildi. Medya üzerinden algı operasyonu yapıldı o dönem. Sonrasında, Paralel Yapı, Oslo görüşmelerini sızdırdı. Bunun sonucu bir kez daha süreç yara aldı. Ama arkasından yeniden bir yola girildi. Yani yine çözüm süreci farklı bir şekilde devam eder diye düşünüyorum.