Cevat Akşit, el-Mebsut'u anlattı: Günümüz insanlarına ışık tutan, muazzam bir eser

Prof. Dr. Cevat Akşit, büyük İslam alimi İmam Serahsi'nin el-Mebsut eserini 14 yıl boyunca Türkçeye çevirdi. Eser sonrası Serahsi'nin memleketi Kırgızistan'da kendisine arazi hediye edilen Akşit, 30 ciltlik el-Mebsut'u Haber7'ye anlattı

ABONE OL
GİRİŞ 01.04.2022 14:10 GÜNCELLEME 02.04.2022 15:03 RÖPORTAJ
Cevat Akşit, el-Mebsut'u anlattı: Günümüz insanlarına ışık tutan, muazzam bir eser
  • Prof. Dr. Cevat Akşit'in Türkçeye çevirdiği el-Mebsut, İslam ve hukuk dünyasında yeni bir dönem başlattı
  • İmam Serahsi, eserini hapsedildiği kuyuda, yanında kitap olmadan öğrencilerine yazdırdı
  • "Yahudi ve ateist profesörler, alimlerimizin ilmine hayran kalıyor"
  • "Tayyip Erdoğan, Türkleri birleştirmek istiyor, dolardan kurtulmaya çalışıyor" 


Abdurrahman Koç / Haber7

Ömrünü Kırgızistanlı büyük Fıkıh alimi, Şemsüleimme (İmamların Güneşi) olarak bilinen İmam Serahsi'ye adayan, Türkiye'nin önemli ilim adamlarından Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit, Haber7'ye konuştu.

Cevat Akşit Hoca, büyük fıkıh alimi İmam Serahsi'nin hapsedildiği kuyuda öğrencilerine yazdırdığı el-Mebsut adlı eserin Türkçe'ye çevrilmesini sağladı.

Prof. Dr. Cevat Akşit'ten Ramazan mesajı: Müslüman her sahada bir numara olmalı

30 cilt haline getirilen El-Mebsut, sadece İslam hukuku değil, evrensel hukuk alanında da yazılmış, belki de ilk 3 eserden birisi. İmam Serahsi, bu eserinde akılcı, metodolojik, İmamı Azam Ebu Hanife izleğinde bir yol ortaya koyarak fıkhı sistemleştirmişti. Cevat Akşit Hoca, bu yüzden Serahsi için "çağının İmam Azamı" adını kullanıyor.

20 yakın talebesi ve hocalarıyla yaptığı ve 14 yıl süren çevirinin ardından Akşit Hoca'ya, Serahsi'nin memleketi olan Kırgızistan'da Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından Özgön şehrinde arazi hediye edildi. 

Cevat Akşit Hoca ise, bu arazide İmam Serahsi adına İslami ilimler enstitüsü kurulması için çalışma başlattı.

Cevat Akşit Hoca, El-Mebsut'un çevirisini, İmam Serahsi'nin kuyuda kaldığı süreyle eşit sürede, yani 14 yılda tamamladı.

Prof. Dr. Cevat Akşit Hoca ile gerçekleştirdiğimiz röportajın birinci bölümünde, bir doktora teziyle başlayan İmam Serahsi yolculuğunu ve fıkıh dünyasında önemli bir yer edinen 30 ciltlik eser el-Mebsut'u konuştuk.

"İNANDIĞIM DİNİN BUGÜNKÜ MODERN HUKUKA ÜSTÜN OLDUĞUNU KANITLAMAM GEREKİYORDU"

Saygıdeğer hocam, Şemsüleimme olarak da bilinen büyük fıkıh alimi İmam Şerahsi'nin el-Mebsut eserinin çevirisini yaptınız. 30 cilt olan ve günümüz hukuk dünyasında da hayranlıkla karşılanan bu eserin çevirisine nasıl karar verdiniz?

Ben hem İlahiyat, hem hukuk üzerine eğitim gördüm. Esas uzmanlık alanım İslam Hukukudur. İslam Hukuku söz konusu olduğunda, özellikle benim öğrenci olduğum yıllarda “Geri kalmış bir sistem” diye iddia ediliyordu. Köşebaşlarını tutmuş olan aşırı solcu, Marksist bir takım hocalar bu iddiadaydı. Halbuki ben, İslam hukukunun çok alanlarda bugünkü modern hukuka üstün olan yanları olması gerektiğini düşünüyordum. Düşünüyordum, çünkü inandığım dinin en son ve mükemmel din olduğu bunu gerektiriyordu. Fakat nasıl ispat edecektim bunu. Bunu ispat eden bir kaynak olmalıydı. Uzun araştırmalarım sonucu bu kaynağı bulmayı başarmıştım ben ve bu kaynak İmam Serahsi'nin El Mebsud adlı kitabıydı. İmam Serahsi, tarihte yetişen en büyük mütefekkirlerden, Fakihlerden birisidir. Fakih, sadece “fıkhı, muamelatı yazan kişi” demek değil. Ben, Fakihi, “Gerekçeli hukuk yazan kişi” olarak tanımlıyorum.

Çok konferanslara gittim. Bizim insanımız çok dinliyor dini şeyleri. Bunlara çok ihtiyaç olduğunu hissettim. Tercümeye karar verdim. 30 ciltlik bir eser. Zaten doktorada onu baştan sona hafızladık, okuduk. Sabahlara kadar çalıştık.

"SAVCILAR, HAKİMLER ÇOK MEMNUN OLDU"

Baktım ki üniversitede bu olmayacak, erken emekli oldum. Erken dediysem devlette 42 sene çalıştım. Ve talebelerimden, diğer hocalarımdan bir ekip kurdum. En son ben inceledim. Ehli Sünnet itikadı, Hanefi mezhebi esaslarını kapsıyor. O 30 cildi burada takrir ettim. Savcılar hakimler geldi. Her türlü adamlar geldi. Sorular cevaplar, bilimsel sınırlar içerisinde. Çok memnun oldu hakimler. Yalnız dediler bunu televizyonda verme. Çünkü her şeyi anlatıyor. Fıkıhta olan her şeyi. Orada gitmez dediler. Bütün müftülere verdik kitabı. Şimdi onun izinde İslami İlimler Enstitüsü kurduk.

KIRGIZİSTAN'DA İMAM SERAHSİ ADINA KÜLLİYE YAPTIRILIYOR

Sayın Hocam, Kırgızistan Cumhurbaşkanı'nın hediyesiyle orada bir İmam Serahsi Külliyesi inşa edilecek. Cumhurbaşkanı Serahsi'nin hatırasına hizmetinizden dolayı size bir arazi hediye etti. Bize o süreçten bahseder misiniz?

Gittim Kırgızistan'da Özkent şehrinde, kabri orada. Aslında Horasan bölgesindeki Serahs'da doğmuş. Kimse bilmiyor. Aradım aradım bulamadım. Hocaya Fatiha okuyacağım, eser için izin alacağım dedim kendimce. Çok muazzam bir eser yani. İslam hukukunda ikincisi yok. Derken çok üzüldüm. Gözümden yaş aktı. Oturdum üzüntülü. Gözümü açtım bir baktım kabrin yanına oturmuşum. Kabrin yanında Serahsi yazıyor. Bir evin duvarının dibinde. Öyle türbe vs. yok. Farkında değilim. Üzüntüden ağladım. Ondan sonra gittim oranın belediye başkanına. Dedim bu çok büyük hukukçu çok büyük alim. Siz böyle bir adamı hiç bilmiyorsunuz. Hemen oradaki adamlara başka yerden arsa vermiş. Orayı boşalttı. Diyanet İşleri Başkanlığına söyledim onlar da türbe yaptırdılar. 

"TAYYİP BEY DE TÜRKLERİ BİRLEŞTİRMEK İSTİYOR, DOLARDAN KURTULMAYA ÇALIŞIYOR"

Tayyip Bey de özgürlüğüne kavuştuktan sonra oraya Sultanahmet Camii gibi bir cami yaptırmış. Böyle Türkleri birleştirmek istiyorlar ya... Turgut Özal da Türk Birleşik Devletler kuracağı için zehirlediler. Tayyip Bey de Türkleri birleştirmek istiyor şimdi. Türk konseyi kurmuşlar. Dolardan kurtulmaya çalışıyor. Herkes kendi parasıyla alışveriş yapsın diye. Böyle yakınlaşma için oradaki din adamlarının paralarını bizim devlet veriyor. Devletin imamlara maaş verecek parası yok. Ruslar soymuş. Müslümanız diyorlar, Müslüman Türk kızı Rusla evleniyor. Oraya vehhabiler gitmiş, FETÖ'nün en kuvvetli yeri. Kalesi orası. Her türlü adamlar var. Herkes kendi adamını camilerde görevlendirmiş. Birbirlerinin camisine gitmiyorlar. Selam vermiyorlar. Ben gittikten sonra (Kırgızistan) Cumhurbaşkanı bunu duymuş beni çağırdı oraya. Gittim anlattım onlara. Camiyi doldurdular. Benim camiye geldi hepsi. Dediler ki hocam kimseyi dinlemiyor bunlar, seni dinlediler. Sen her ay gel de bizi ıslah et böyle. Tabi her ay nasıl gideceğiz? Böyle bir yer.

SERAHSİ ENSTİTÜSÜ'NDE ALİMLER YETİŞECEK

Tabi kanunları çıkardılar. Vakfımızın orada bir şubesini açacağız. Serahsi Enstitüsü kuracağız. Master-doktora eğitimi yapacağız. Bana 90 bin 500 metre arsa verdi. Tapuladı bana cumhurbaşkanı, yetkisi varmış. Savcıya da emretti. Ben de zengin değilim. Bu iş nasıl dönecek dedim. Müslüman zenginleri topladım, böyle böyle dedim. Siz dedim buraya para kazanacak fabrika kurun, iş yeri kurun AVM kurun. Ben de arsa karşılığı ortak olayım. Bu ortaklık karşılığında talebelere hocalara vereceğim onu. Şimdi onu yaptık, her türlü kanunları çıkardılar. Oraya enstitü kuruyoruz

"EL-MEBSUT, GÜNÜMÜZÜN İNSANLARINA CEVAP VEREN, MUAZZAM BİR ESER"

Hocam, El-Mebsut'un diğer fıkıh kitaplarından farkı nedir?

El-Mebsut'ta haram niçin haram, mantığını söylüyor. Böyle muazzam bir eser. Böyle bir eser yok. Neden-niçinlerini açıklıyor. Tam günümüze hitap eden bir şey. Serahsi, cevap veriyor. Mesela dini kurallara uymayan, dini kurallara uymayan tazirlidir, neden? Sebeplerini açıklıyor. Bu günahtır, neden? Tam günümüzün insanlarına cevap veriyor. Çok zeki dahi bir insan. Yani İslam aleminde ikincisi olmayan bir eser. Neden ve niçinlerini açıklıyor. İslam hukukunun her sahasında bilgi veriyor. Hanefilerin, Şafiilerin, Malikilerin, Hanbelilerin delillerini söylüyor. Ama kendisi İmam Ebu Hanife hayranı. Hep onun (görüşlerini) destekliyor. Öyle bir eser. Onun için onu tercümeye karar verdim ben.

"ZAMANIN HAKANI, İMAM SERAHSİ'Yİ HAPSETMESEYDİ BU ESERLER MEYDANA GELMEZDİ"

Büyük İslam alimi İmam Serahsi'den bahsedelim istiyorum biraz. Bu eseri yanında hiçbir kitap olmadan hapsedildiği kuyuda talebelerine yazdırdığını biliyoruz. Bize biraz onun hayatından bahseder misiniz?

Karahanlılar döneminde, 926'da Türkler Müslüman olmuşlar. Biliyorsun Türklerde kahramanlık, harp, namus çok önemlidir. Satuk Buğra Han incelemiş, ben ehli sünnet itikadı hanefi mezhebine göre Müslüman oldum, siz de Müslüman olun. Toptan Müslüman olmuşlar. Çok samimi Müslüman olmuşlar. Bu samimiyetten dolayı, Allah kapılarını açmış.

"YAHUDİ PROFESÖRLER, ATEİST PROFESÖRLER ALİMLERİMİZE HAYRAN KALIYOR"

İmam-ı Azam Türktür. Ben çok yerde ABD'de Avrupa'da Yahudi profesörden, ateist profesörden duydum; "Nasıl adam bu, kimsenin düşünemediği şeyi kanunlar koymuş kaç sene evvel" diyorlar. İmam Buhari'ye hayranlığını söylediler. 600 bin hadis ezberinde. Ravilerin ev hayatına kadar biliyor. İkincisi yok. Allah kapılarını açmış. En büyük alimler bizden yetişmiş. İmam Serahsi'yi de yöneticiler hapsetmiş. Hapiste de yanında hiç kitap yok. Mesela biz sorarız kitap yazarken, hangi kaynağa dayandık diye. Onun hiç kitabı yok. Hep kafasından yazıyor, hiç de yanlışı yok. Hiç yanlışı yok. Tüm İslam hukukunun her sahasında, sadece el-Mebsut değil başka kitapları da var. Felsefeci, mantıkçı, aynı zamanda fakih. Böyle hiç uyumamış, orada bu eseri meydana getirmiş. Kitaplarında zamanın hakanına taş atıyor, 'beni hapsetti, kitaplarımdan mahrum etti' diye. Ama insanın dua edesi geliyor, hapsetmese bu eserler meydana gelmezdi.

"SERAHSİ, EL-MEBSUT'U HAPSEDİLDİĞİ KUYUDA, YANINDA KİTAP OLMADAN ÖĞRENCİLERİNE YAZDIRDI"

Serahsi ilginç, eseri 14 senede bitirmiş. Orada da yazı yazmak yok. Hemen medreselerden Türk hakanına bizim ders almamıza engel olma demişler. Onlar da Serahsi'nin hapsedildiği kuyunun başına gitmiş. Olur mu? Evet ben Kıbrıs'ta gördüm. Kuyu şeklinde hapis. Böyle 14 sene talebeye söylemiş, talebe yukarıda not etmiş. Bu şekilde meydana gelmiş 30 ciltlik eser. Bizim aslımız bu. Türkler bunun üzerine. Karahanlılar, Selçuklular, Osmanlılar. Serahsi'nin eseri ana kaynak. Cumhuriyet döneminde Kur'an temsil edilmiş. Hak Dini Kur'an Dili. Elmalılı hoca. Büyük oğluyla tanıştım. Serahsi'nin ekolünden, onun hayranı. Hocalar hep onun yolunda, çünkü Türklerin kökü oraya dayanıyor. Başka eserler var ama bu kadar kapsamlı yok.

BAŞKA DİLLERE DE ÇEVRİLECEK

Bu kitap çevrildikten sonra başka dillere çevrilmesi için teklif geldi mi?

Tabi. Kırgızcaya, diğer Orta Asya dillerine çeviriyorlar. 5 kuruş istemedim. Fakat sadece Arapça bilen çeviremez, fıkıh alimi de olacak. Bu kitabı her yere gönderdim. 

*Röportajın ikinci bölümü, "Cevat Akşit: Müslüman her sahada bir numara olacak"

PROF. DR. MUSTAFA CEVAT AKŞİT KİMDİR?

1938 yılında, Denizli'nin Yatağan ilçesinde doğdu. Babası Şakir Ali Efendi'yi dört yaşında iken kaybetti. Yetiştirilmesini, eğitimini Annesi Havva Hanım ve amcası Zühtü Akşit sağladılar.

İlmi tedrisatını hem ilk okula başlayıp, hem amcası Zühtü Akşit'ten Kur'an-ı
Kerim ve Arapça dersleri alma ile başladı.

1952'de Isparta İmam-Hatip Okulu'na girdi.1956'da İstanbul İmam-Hatip Okulu'na nakil oldu.1958'de buradan mezun oldu. Aynı yıl müezzin olarak tayin edildiği Fatih Zeyrek'teki Ümmü Gülsüm Mescidi'nde uzun yıllar Mehmed Zahid Kotku Hazretlerinden ilim tahsil etti.

1963'te İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü ve 1965'te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi olmak üzere iki ayrı fakülteyi bir arada bitirdi.1975'te doktor, 1980'de doçent, 1988'de İslam Hukuku profesörü oldu.

1970-1980 arası dönemde öğretim üyeliğinin yanı sıra Erzurum Yüksek İslam Enstitüsü Müdürlüğü, Trakya Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, Türk Traktör Fabrikası A.Ş.'de murakıplık, İzmir ve İstanbul barolarında avukatlık gibi çeşitli idari, hukuki, sınai ve ticari faaliyetleri bir arada yürüttü.

Arapça ve Fransızca'ya çok iyi vakıf.

İslami İlimler, İşletme Hukuku ve İş Hukuku konularında üniversitelerde ders kitabı olarak okutulan eserleri mevcut.

Bu eserlerinin yanı sıra, gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında yayınlanan çok sayıda makale, konferans ve tebliğleri mevcut. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Kürsüsü'nde Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevinden emekli oldum.

 

KAYNAK : HABER7 | ÖZEL