Bu kızlara sakın bulaşmayın!

Biri gittiği misafirlikte keşfedildi, diğeri astım hastalığına iyi gelir diye başladı, öteki ise çekingenliğini atmak için başladı. Tuba, Meltem ve Neslihan'a bulaşan boyunun ölçüsünü alır.

ABONE OL
GİRİŞ 10.12.2011 14:04 GÜNCELLEME 10.12.2011 14:04 RÖPORTAJ
Bu kızlara sakın bulaşmayın!

Aslı Gür'ün haberi

Tuba Yenen, Meltem Hocaoğlu ve Neslihan Çalışkan şimdi altın madalyaları evlere sığmayan milli karateciler. Son olarak Malezya’da birincilik kürsüsüne çıkan sporcularla konuştuk.

Tuba Yenen, Meltem Hocaoğlu ve Neslihan Çalışkan... Henüz 20’li yaşların başındalar ve Türkiye’de ‘karatenin altın kızları’ olarak anılıyorlar. Topuklu ayakkabıları, bakımlı saçları, şık kıyafetleri ve narin yapıları sizi yanıltmasın! Mindere çıktıkları anda rakiplerinin korkulu rüyası haline geliyorlar. Altın kızlar unvanı da kazandıkları madalyalardan geliyor. Genç yaşlarına rağmen defalarca Türkiye ve Avrupa Şampiyonu olan bu üç genç kız, geçen ekim ayında Malezya’da yapılan Ümit, Genç ve 21 yaş altı Karate Şampiyonası’nda da yine altın madalya kazandılar.

Küçükken erkekleri döverdim

Türkiye’de bu yıl karate, bireysel spor dalları arasında en çok madalya kazanılan branş. Son olarak Malezya’daki Dünya Şampiyonası’nda altı altın madalyanın beşini ‘altın kızlar’ kazandı. Onlardan biri de 20 yaşındaki Tuba Yenen. Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan ve dokuz yıldır karate yapan Yenen, dünya şampiyonasında 21 yaş altı kategorisinde altın madalya aldı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıt Spor Kulübü’nün sporcusu Yenen çocukluğunda da dövüş sporlarına yatkın olduğunu söylüyor: “Küçükken hep erkekleri döverdim ama karateye başlamak aklıma gelmemişti. Dokuz yıl önce bir misafirliğe gittiğimde antrenörümle tanıştım. Beni bu spora yönlendirdi. Sekiz ay sonra da miniklerde Türkiye ikincisi oldum.”

Yenen şimdiye kadar katıldığı tüm şampiyonalardan madalyayla dönmüş. Genç yaşına rağmen spor kariyerinde dört kez Avrupa, üç kez de Dünya şampiyonu olan Yenen, karatenin kendisini deşarj ettiğini anlatıyor: “Antrenmanda moralim bozuksa tüm enerjimi boşaltıyorum. Sahada sadece maçı kazanmayı, kendimi göstermeyi düşünüyorum ve bundan çok zevk alıyorum.”

Nişanlısı da dünya şampiyonu

Karate, özellikle kızlar tarafından kendilerini tehlikeden korumak için de tercih ediliyor. Yenen bu amaçla karateye başlamasa da başından geçen bir olay ona “İyi ki karate biliyorum” dedirtmiş: “İki yıl önce kardeşimle antrenmandan çıkmış, eve gidiyorduk. İki gencin bizi takip ettiğinin farkına vardık. Bize laf atıp küfür ettiler. Birinin kaval kemiğine vurdum, yere düştü ve sürüne sürüne kaçtı. Diğeri ise çoktan korkup gitmişti. Bu alanda erkeklerden daha başarılıyım. Nişanlım da karateci ve Malezya’da o da dünya şampiyonu oldu. Bu da beni teşvik ediyor.”

Yenen’in en büyük hayali ise büyükler kategorisinde de Avrupa ve dünya şampiyonu olmak. Şampiyonalar sırasında pek çok ilginç olay da yaşayan Yenen unutamadığı bir olayı paylaşıyor: “Maçlar sırasında zorluk çekebiliyoruz ama bu bizi engellemiyor. Örneğin 2010 Avrupa Şampiyonası’nda maç sırasında dudağım yarıldı. Uyuşturmadan dikiş attılar. Maça o şekilde tekrar girdim hatta yine açıldı dudağım. Kanamaya başladı ama ne kadar acı çeksem de yenilmedim.”
Astımı karate sayesinde yendi

MELTEM Hocaoğlu da Malezya’daki şampiyonada 21 yaş altı kategorisinde altın madalya kazanan sporculardan. Yedi yaşından beri karate yapan Hocaoğlu, ilkokul öğretmeninin yönlendirmesiyle bu spora başlamış: “O zamanlar hep hasta olurdum, astımım vardı. Karate sayesinde bunu yendim. Özgüvenim de gelişti.”

14 Türkiye şampiyonluğunun yanı sıra Avrupa, Balkan başarıları da olan 20 yaşındaki Hocaoğlu bu sayede herkese örnek gösterildiğini söylüyor: “İri yapılı olduğum için spor yaptığım anlaşılıyor. Ama basketbolcu ya da voleybolcu sanıyorlar. Kimi zaman ‘Sen karatecisin, yanına yanaşmayalım’ diyorlar. Oysa sıcak, eğlenceli biriyim.”

Hocaoğlu sürekli antrenmanda oldukları için mecburen eşofman ve spor ayakkabı giymekten yakınıyor: “Günlük yaşamımda bunlardan kaçıyorum. Belki erkek sporuyla uğraşıyorum ama kız olduğumu da unutmam. Bakımımı da makyajımı da yaparım. Gerektiğinde topuklu ayakkabı ve elbise de giyerim.”

İlkokulda arkadaşını çok kötü dövdü!


KARATENİN altın kızları arasındaki en genç isim ise 17 yaşındaki Neslihan Çalışkan. Karateye 10 yıl önce arkadaşının yönlendirmesiyle başlayan Çalışkan bu sayede çekingenliğini atmayı başarmış: “O kadar çekingendim ki biri adımı sorduğunda annemin arkasına saklanırdım. Bazıları kendini savunmak için bu spora başlıyor ama benim böyle bir amacım yoktu. İlkokulda bir sınıf arkadaşım benden hoşlanıyordu. Bir gün sınıfta sıkıştırdı beni. Kendimi korumak için dövdüm onu. Bir haftalık rapor aldı, okula gelemedi. Hatta daha sonra okulunu değiştirdi!”

Son zamanlarda kazandıkları başarılar sayesinde pek çok kızın karateye başladığını da belirten Çalışkan “Manevi anlamda kızlar daha dayanıklı olduğu için erkeklere göre daha başarılılar” diyor.

Karatede kazandığı başarıların ardından Çalışkan’ın en büyük hayali olimpiyatlara katılıp şampiyon olmak ve yoluna spor psikoloğu olarak devam etmek. Ufak tefek bir kız olduğu için karate yaptığına kimsenin inanmadığını belirten Çalışkan günlük yaşamda farklı olduğunu anlatıyor: “Karateciyim deyince herkes iri yarı birini bekliyor. Sanırım bu yüzden de kimse benden korkmuyor. Haftada en az bir kez kuaföre giderim, makyajımı ihmal etmem. Hatta şampiyonada gözüm morardığında kampta makyaj yapmak yasak diye benimle dalga geçtiler.”

Bu yıl en fazla altın madalya alan branş

Nuri Ercan İnce karatenin altın kızlarının antrenörü. Şimdiye kadar pek çok sporcu yetiştiren İnce bu alanda kızların çok başarılı olduğunu anlatıyor: “Şampiyonaya haftada altı gün çift idman yaparak hazırlandık. Ama bu alanda başarılı olmak için önce mutlaka atletik bir vücuda sahip olmak gerekiyor. Karate esnek bir spordur. Kızların fiziki yapıları bu spora daha uygun.”

Malezya’dan altı altın, beş gümüş ve bir de bronz madalyayla döndüklerini belirten İnce, bu başarıyı özverili olmalarına bağlıyor: “Sanırım Türk spor tarihinde dünya şampiyonalarında ilk defa altı altın madalya kazanan branşız. Büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Başarı da bu sayede geliyor. Gençlere en büyük tavsiyem başarılı olmak için 5-6 yaşında karateye başlayıp  disiplinli çalışsınlar.”

Star / Cumartesi